Home , Haberler , Köln’de “Rheinmetall’i Silahsızlandırın!” Kampı Sona Erdi: Militarizme ve Savaş Politikalarına Karşı Ortak Direniş

Köln’de “Rheinmetall’i Silahsızlandırın!” Kampı Sona Erdi: Militarizme ve Savaş Politikalarına Karşı Ortak Direniş

KÖLN|30.08.2025| Her yıl aralarında Yeni Demokratik Gençlik’in (YDG) de bulunduğu antimilitarist kurumlar tarafından organize edilen “Rheinmetall’i Silahsızlandırın” kampı, bu yıl da Köln’de yasaklama girişimlerine rağmen gerçekleştirildi. Almanya’nın en büyük silah tekeli Rheinmetall’e karşı düzenlenmek istenen kamp, polis tarafından “kamu güvenliği” gerekçesiyle yasaklanmış, Köln İdare Mahkemesi de bu kararı onaylamıştı. Ancak antimilitaristler yasağı tanımayarak mücadele çağrısı yapmış ve 23 Ağustos’ta Kuzey Ren-Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesi (OVG Münster) yasağı iptal etmişti.
Bu kararın ardından binlerce kişinin katılımıyla kurulan kamp, baştan sona kolektif bir ruh içinde geçti. Bir hafta boyunca yalnızca teorik tartışmalar değil, pratikte de çok önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Farklı örgüt ve kurumların bir araya gelmesi, hem değişik politik perspektiflerin bir arada tartışılabilmesine hem de ortak iş yapma deneyimlerinin güçlenmesine vesile oldu. Bu yönüyle kamp, yalnızca antimilitarist bir buluşma değil; aynı zamanda farklı gençlik örgütlerinin yan yana geldiği, ortak mücadele zeminlerinin inşa edildiği bir alan oldu. Katılımcılar, gündüzleri yoğun politik paneller, tartışmalar ve atölyelerle bilgi ve deneyim paylaşırken; geceleri kültürel etkinlikler ve sohbetlerle dayanışmayı büyüttü. Kolektif yemek, alan düzenleme ve günlük ihtiyaçların birlikte karşılanması ise, dayanışmanın yalnızca politik değil, gündelik yaşam pratiklerinde de somutlandığını gösterdi.

Teorik Tartışmalar, Ortak Mücadele

Kampın ilk günü ağırlıklı olarak alanın kurulumu ve hazırlıklarla geçti. Kolektif emeğin öne çıktığı bu süreçte, Frankfurt’taki Internationales Zentrum’a (Enternasyonal Merkez) yapılan saldırıya karşı dayanışma mesajı içeren bir video da çekildi. Ardından çeşitli başlıklarda paneller başladı. ATİK’in organize ettiği “Türkiye Devrimci Hareketinin Tarihi ve Günümüz” başlıklı panelde, tarihsel deneyimler ve güncel politik süreçler aktarıldı. Gençlerin yoğun katılım gösterdiği panel interaktif soru-cevaplarla sonlandırıldı.
İkinci gün militarizme karşı güçlü bir içerikle geçti. Sabah saatlerinde bir grup aktivist, Bundeswehr Kariyer Merkezi önünde kendilerini zincirleyerek eylem yaptı. Aktivistler, bu eylemin devletin toplum içerisinde militarizmi yaymasına karşı gerçekleştirildiğini açıkladılar. Aynı gün içinde, zorunlu askerliğin ilk adımı olarak görülen bir yasa tasarısına tepki olarak spontan bir yürüyüş ve bildiri dağıtımı yapıldı. “Kirli savaşlarınızda ölmeyeceğiz” sloganı öne çıktı. Militan bir yürüyüş ile gerçekleştirilen eylemde devletin savaş politikaları teşhir edildi. Günün içerisinde ise militarizm üzerine tartışmalar, paneller ve atölye çalışmaları yapıldı. Akşam programında Umuda Haykırış, Tenor ve RZRap sahne aldı. Umuda Haykırış, marşlar ve enternasyonal parçalarla coşkuyu büyütürken halaylar çekildi. Grup ayrıca 25. yıl etkinliklerine çağrı yaptı.
Üçüncü günün odak noktası, özellikle PKK’nin silah bırakması ve Türkiye’deki barış görüşmeleri üzerine tartışmalar oldu. Çeşitli panellerde bu konular yoğun şekilde ele alındı. Partizan temsilcisinin de katıldığı “Rojava ve Kürdistan’da Devrimci Perspektif” paneli dikkat çekti. Aynı gün Düsseldorf’ta Rheinmetall CEO’su Armin Papperger’in evinin önünde protesto düzenlendi. Aktivistler, Rheinmetall’in artan savaşlarla birlikte gelirlerini yükseltmesine dikkat çekti; Papperger’in “Onbinlerce insanın ölümü üzerinden zenginleşiyor.” denilerek teşhir edildiği belirtildi.
Dördüncü gün ise militan eylemlerle öne çıktı. Sabahın erken saatlerinde YDG’nin de içinde yer aldığı gençlik örgütleri, hükümet ortağı SPD’nin bir bürosunu işgal etti. Aktivistler, SPD’nin savaş politikalarının başını çektiğini ve kendisini “sözde sol” olarak pazarladığını, ancak Filistin ve Kürdistan’daki savaşların destekçisi olduğunu belirterek teşhir ettiler. Polisin büroya müdahalesinde işkence ve gözaltı girişimlerine karşı aktivistler direndi. Gözaltında kadınlara yönelik cinsel saldırıların yaşandığı, YDG ve Young Struggle tarafından yapılan açıklamalarla kamuoyuna duyuruldu. Tüm aktivistler daha sonra serbest bırakıldı. Aynı gün ayrıca Deutz AG’nin lojistik bölümünün kapısı önünde barikat kurulup giriş-çıkışlar engellendi. Yapılan açıklamalarda Deutz AG’nin ürettiği motorların dünyaya ölüm taşıdığı, Alman emperyalizminin bu üretimi özel olarak desteklediği vurgulandı.

Final Yürüyüşüne Polis Saldırısı

Kampın final yürüyüşü ise Köln sokaklarında büyük bir antimilitarist yürüyüşle tamamlandı. 31 Ağustos Cumartesi günü Köln Heumarkt’ta başlayan yürüyüşe 3.000’in üzerinde kişi katıldı. Aralarında ATİK, YDG ve Yeni Kadın’ın da bulunduğu geniş bir ittifakın örgütlediği eylem, polis saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Daha yürüyüş başlamadan “Devrimci Blok”a saldıran polis, pankartların bağlanmasını ve bayrak sopalarını gerekçe göstererek korteji dağıtmaya çalıştı. Kitlenin kararlı tutumuyla yürüyüş devam etti; ancak gün boyu polis saldırıları aralıksız sürdü. Filistin halkıyla dayanışma, zorunlu askerlik karşıtlığı ve Almanya’nın silah satışlarına tepki yürüyüşün temel sloganları oldu. Polisin Mechtildistraße’deki sert saldırısı sonucu çok sayıda eylemci yaralandı; ardından kortej tamamen ablukaya alındı. Abluka saatlerce sürdü, 524 kişinin kimlik bilgisi kayda alındı, yüzlerce kişi gözaltına alındı ve 100’den fazla eylemci yaralandı. Ancak kortejde bulunanlar sloganlarla, zılgıtlarla, marşlarla direnişi sürdürdü; Umuda Haykırış üyeleri söyledikleri devrimci parçalarla coşkuyu büyüttü. Polis ablukasına rağmen kitle dağılmadı ve saatler süren şiddete karşı dayanışma ruhuyla birleşik bir direniş ortaya konuldu.
Bir hafta süren kamp, binlerce gencin katılımıyla, kolektif ruhun ve ortak emeğin damga vurduğu bir deneyim oldu. Hem politik tartışmalar hem de militan eylemlerle dolu geçen süreç, yalnızca antimilitarist bir buluşma değil; farklı örgütlerden gelen gençlerin birlikte mücadele pratiklerini geliştirdikleri bir alan oldu.