HTİF

HTİF – Hollanda Türkiyeli İşçiler Federasyonu
Tanıtım

1983’te çalışmalarına başlayan HTİF, 1984’de resmi olarak kurulmuştur. Bu tarihler arasında, tüzüğünü oluşturan HTİF, aynı zamanda kuruluş kongresini de gerçekleştirir. Kuruluşundan itibaren, Avrupa Türkiyeli Işçiler Konfederasyonu ATIK’in bir üyesi olduğunu ilan eder. HTİF, ATİK’in kitle örgütleri çizgisinden hareketle Hollanda’da göçmenlerin ekonomik, demokratik ve kültürel haklarını savunucusu olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Örgütlediği kitleyi, Avrupa genelinde ve ülke özgülünde kendi sorunlarına sahiplenme, ekonomik demokratik mücadelenin önemini bilince çıkarıp, demokrasi mücadelesinin geliştirilmesi için faaliyet yürütür. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği kongreler ile yönetici kademeleri demokratik iradeyle seçer.

Derneklerinde faaliyetler örgütleyen HTİF, kitlelerin mücadelesini geliştirmek ve bir fiil önderlik etmek için, çeşitli sosyal kültürel araçlar kullanarak örgütlemeler oluşturmuştur.

Dünyadaki gelişmeleri takip eden ve emperyalist politikalara karşı tavır geliştiren HTİF, Anti- Emperyalist ve Anti-Faşist bir kitle örgütüdür.

Hollandada kaçak işçiler olarak bilinen işçilerin sorununu 1993’de özel olarak gündemine alan HTİF, gerçekleştirdiği çeşitli bilgilendirme toplantıları, seminer ve panellerle, sorunu kamuoyunun gündemine koymayı başarmıştır. Daha sonraki yıllarda bu sorunu irdeleyerek, büyük bir yürüyüş düzenlemiş, kaçak işçileri kendi insiyatifinde harekete geçirmeyi başarmıştır.

Devlet bu süreç sonrasında kaçak işçilerin sorunlarını çözme noktasında adım atmaya başlamıştır. Daha sonra 1998’de yine HTİF’in insiyatifinde gerçekleştirilen açlık grevinde 100’lerce işçi yer almıştır. Kamuoyunun gündemine oturan bu sorunu çeşitli demokratik kurumlar ve kiliseler de desteklediler. Başarıyla sonuçlanan bu eylemlilikler sonucu devlet, kaçak işçilere oturma izni ve çalışma hakkını vermek zorunda kalmıştır.

Türkiyedeki devrimci, sosyal ve ulusal mücadelenin gelişmesi için, demokrasi cephesinde sürekli dayanışma içinde olmuştur. Türkiye ve Türkiye Kürdistan’ında yapılan işkencelere, katliamlara, gözaltında kayıplara, cezaevindeki sorunlara ve sokaktaki infazlara v. b. bir dizi haksızlığa karşı sessiz kalmamıştır. Bu sorunlara karşı Avrupa kamuoyunu duyarlı kılmak, Türkiyeli göçmenlere tavır geliştirmiştir.