FRANKFURT |13.03.19| Almanya’da geçtiğimiz yıl tecavüze uğradıktan sonra öldürülen 14 yaşındaki Susanna Maria Feldmann’ın katil zanlısı Ali Bashar’ın yargılanmasına Wiesbaden Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
Almanya’da 22 Mayıs 2018’den itibaren kendisinden haber alınamayan ve 6 Haziran’da cesedi bulunan Susanna’nın katil zanlısı olarak 22 yaşındaki Irak Kürdistanlı Ali Bashar yargılanıyor. Almanya’da mülteci olan Bashar’ın sahte kimlikle Irak Kürdistan’ına döndüğü ortaya çıkmış, Duhok’ta gözaltına alınarak 9 Haziran 2018’de Almanya’ya getirilmiş ve cezaevine konulmuştu.
Katil Ali Bashar sadece cinayetten değil aynı zamanda farklı suçlardan da yargılanacak. Hürriyetten yoksun bırakma, şiddet uygulama ve tehdit bunlardan bazıları. Uyuşturucu kullandığı da tespit edilen Bashar‘ ın 2016’da reddi gelmesine rağmen, avukatlarının başvurusuyla yurtdışı kararının da durdurulduğu bildirildi.
EVİNE GİT
Wiesbaden ağır ceza mahkemesi şimdiden 11 duruşma tarihini belirledi.
Davaya bakan müşteki avukatlarının açığa çıkmasını istedikleri en önemli şey, Ali B. Susanna’yı katlettikten sonra tek başına mı yoksa yardım alarak mı gömdüğü.
Olaydan önce Ali B. ve Susanna’nın iltica yurdunda arkadaşları ile birlikte vodka içtikleri bu süre zarfında Susanna’nın bir chat grubuna ‚Çok korkuyorum, Ali B. beni bırakmıyor burdan çıkabilir miyim?‚ diye mesaj attığı biliniyor. Ne yazık ki arkadaşları sadece ‚evine git‚ diyorlar ve ne polisi nede ailesini bilgilendirmiyorlar.
Susanna’nın defalarca Ali Bashar’ ı polise şikayet etmekle tehdit ettiği ama bunu yapmadığı belirtiliyor. İçine kapanık, çekingen, oldukça yardımsever biri olarak tanınan Susanna’nın mahkemesine yoğun bir katılım olduğundan dolayı babası dahi görevlilerin yardımı ile izleyici bölümünde yer bulabildi. Ali Bashar ise 10 Haziran 2018’den bu yana Frankfurt’ta tutuklu bulunmakta.
HERŞEY BİR ANDA KARANLIK OLDU
„Olay anının nasıl olduğunu hatırlamıyorum, her şey bir anda karanlık oldu.“ diye açıklama yapan katil Bashar, öldürdüğünü ama tecavüz etmediği iddiasında bulundu. Oysa yapılan adlı tıp incelemelerinde bulunan bulguların zorlama ve şiddet sonucu olduğu kanısına varan uzmanlar, Saray’da olduğu gibi düşünce değiştirmezlerse bunları tecavüz olgusu olarak değerlendirmektedirler.
İRAK-ALMANYA ARASI GARİP İADE
Katil ve ailesinin Arapça damgalı pasaportlarla, hem de pasaport ve biletlerindeki kimlik bildirimleri farklı olmasına rağmen nasıl Türkiye üzerinden Irak‘ a yolculuk yapabildikleri de cevaplamayı bekleyen sorulardan biri.
Ayrıca Irak ve Almanya arasında suçluların iade edilmesi anlaşması yapılmamasına rağmen, katilin apar topar Alman emniyet güçleri tarafından geri getirilmesi de dikkat çeken diğer bir nokta.
Susanna’nın cansız bedeninin nerede olduğu ihbar edilmesine rağmen polisin bilinen kişiyle ‚İzinde‘ diye ilişkiye geçmemesi ise emniyet güçlerinin lakaytlığına ve delillerin kaybolmasına gerekçe gösteriliyor.
Susanna’nın annesinin de katıldığı duruşma 18 Mart’ta devam edecek. Yeni tanıkların dinleneceği duruşma saat 9.30’da başlayacak.
Susanna’nın katlini, tecavüz edip katledenin mülteci olması durumunu kendi çıkarları için kullanma fırsatını kaçırmayan ırkçı ve göçmen karşıtı yapılar da mahkeme önünde miting düzenleyerek, tüm göçmen ve mültecilerin geldikleri ülkelere gönderilmeleri, ülkeyi bunların kirlettiği, Susanna ve onun gibi akibetlere uğrayarak öldürülen tüm kadınların sorumlu suçlularının bu kesim olduğunun kara propagandasını yaptılar.
Dolayısıyla ırkçılığı körükleyen, göçmen ve mülteciler üzerinden kendilerini var etmeye çalışan bu kesimin bu davayı kullanmasına yönelik başta kadınlar olmak üzere tüm duyarlı kişi ve kurumların Susanna’nın sahiplenicileri ve davanın takipçileri olmaları önem kazanmaktadır.
Kadın katliamları politiktir ve direk devletlerin himayesinde de katiller, kadına yönelik şiddet uygulayanlar adeta beslenmekte, korunmakta, güçlendirilmektedir. Bu artık biliniyor.
Bizlerin sorumluluğu da şiddet , tecavüz ve kadın katliamlarına karşı gücümüzü birleştirmek, katillerin hak ettikleri cezayı almaları için yasalara baskı unsuru olabilmek, ırkçılığa, faşizme, cinsiyetçiliğe dur deme bilinciyle birlikte hareket edebilmektir.
Daha fazla Susanna’ların ölmemesi için ellerimizi ve yüreklerimizi birbirine kenetlemeli, tüm mahkeme oturumlarında yer almalıyız.
Yeni Kadın/Frankfurt