Home , Avrupa , İsviçre’de polis saldırılarını şiddetle kınıyoruz!

İsviçre’de polis saldırılarını şiddetle kınıyoruz!

Ohne Titel 4Demokrasi beşiği İsviçre, son 5 yıldır çıkardığı ırkçı yasalar,sözde refarandurum altında dayattığı gerici yasaların demokrasi adına çıkarması,yaşanan ekonomik kriz,ev sorunu ve daha bir çok sorun yakıcılığıyla hissedilmektedir.

Son 3 yıl içerisinde İsviçre sokaklarının  ısındığı görünmektedir. Irkçı yasalar,emekçilerin hak gasplarına karşı,yine irili ufaklı grevler,mültecilerin koşullarına karşı eylem ve işgaller gün gittikçe artmıştır. Özelikle ırkçı Kantonların çıkardığı, kendi iç kurumlarına karşı büyüyen anti – faşist mücadele daha gelişmektedir.

Emperyalistlerin kendi gerçeği  içinde her zaman faşizm barındıracağını ve gerektiğinde bunu hayata geçireceği bir gerçektir. Sokaklar ısındıkça, aşındıkça İsviçre`de burjuva demokrasi gerçek yüzünü göstermeye başladı.Bizim açımızdan bunu defalarca görsek, bilsekte bunu en açık şekilde 15 Nisan da ATİK ve TKP/ML aktivistlerine yapılan operasyonda İsviçre`nin operasyona hemen atlayıp yoldaşımız Mehmet Yeşilçalı`yı kendi iç hukukunu çiğneyerek, Alman devletinin güdümünde tutuklama yapması, yoldaşın evi büyük bir operasyon izlenim verir gibi basılarak, çocuklarının  yanında şiddete mağruz kalmıştır.

Avrupa genelinde yapılan opresyonlara karşı ve Mehmet Yeşilçalı`ya özgürlük girişimi için yapılan bir çok eyleme, ilk günden polisi baskı göstermiş, keyfi kimlik kontroleri,telefonlar eylemlerin iptali için tehditler ve irili ufaklı tüm eylemlerde alınan önemler aslında kitleyi sindirme ve baskılama yöntemidir.

Daha geçen yıl Kobane eylemleri için Zürih garındaki eylem öncesi içerisinde İTİF-YDG- Yeni Kadın üyelerimizn olduğu kitleye keyfi bir şekilde kimlik kontrolü yapıp daha sonra para cezaları gönderirken buna karşı yoldaşlarımızın geliştirdiği ödememe ve bunu mahkemeye taşıma sürecinde yine mahkemenin tehditlerine mağruz kalınmışıtır.

Burjuva demokrasi çizgisi içinde mücadele ve eylem demokratik sayılırken bunun dışındaki tüm eylemler provakif anlayışı sistem içinde yerleşmiştir.İsviçre `de eylemlikler son 2 aydır hem yerel gündem hemde Türkiye`deki gelişmeler açısından ısınmış, eylemler dahada artmıştır.Avrupa`ya gelen mülteci göçüne karşı Avrupa`nın tutumunu  eleştiren eylemler bir çok alanda yapılırken, Zürih`te yapılan eylemlere polis tayzikli su ve gazlar ile saldırmış kitleyi geriletmeye çalışmıştır.

Türkiye`de  faşist T.C tarafından büyütülen savaşa karşı eylemler artarken buna karşı Türkiyeli faşistlerin yapacağı „teröre“ hayır eylemine isviçre devleti izin vererek ciddi bir prokovasyona neden olmuştur. Buna karşı yurtsever,devrimciler,anarşistler ve isviçreli yerli kuruluşlar mitingin yapılacağı alanı saatler önce işgal ederek bu eylemin yapılmasını engellemiştir.Fakat gün boyunca İsviçre polisi devrimci,yurtseverlerin alana girişini engelemeye çalışırken Türkiye`li faşistlerin ise alana gelip provakasyon yapmasını engellememiş ve zaman zaman çatışmalar yaşanmıştır.Bu çatışmaları fırsat bilen İsviçre polisi devrimci,yurtsever ve isviçre`li kurumlara azgınca saldırmış gaz,plastik mermi,gaz bombası yoğun bir şekilde kullanırken onlarca yaralıya neden olmuş ve ciddi bir provakasyon yaratmışıtır.

Son iki ayın hemen her haftası İsviçre polisi farklı yerlerde farklı eylemlere saldırmaya devam etmiş, Basel ve Zürih`de yer yer çatışmalar yaşanmıştır. 10 Ekim 2015 tarihinde yapılacak olan anti-faşist yürüyüşe karşı ise tam bir faşizm rüzgarı estirmeye bir hafta önce başlamıştır.

Anarşist kurumların çağrısı üzerine yapılacak büyük yürüyüşü Bern kanton meclisi yasaklamış ve bu yapılacak eyleme katılımı engelemek için günlerce Basında tehditler yapmış, katılan herkezin tutuklanacağı ,müdahale edeceğini beyan etmiştir.Buna karşı eyleme çağrı daha büyütülmüş ve 10 Ekim günü isviçrenin bir çok şehrinden gelen anti- faşistler ve Partizan kitlesi de pankartıyla eyleme katılmıştır.

Farklı yerlerde yüzlerce kişi tutulmuş toplanma alanına bırakılmamıştır.Buna karşı toplanma alanında toplanan kitle yürüyüşe geçmiş havai fişekler,meşalelerle yapılan yürüyüş kısa bir süre sonra bitirilmiş ve 17 Ekim 2015 için eylem çağrısı yapılmıştır.

10 Ekim`den 17 Ekim`e Bern`de sıkıyönetimi  andıran durumlar görülmüştür.Demokrasi beşiğinin başkenti her sokak,her caddde özel polis kuvvetlerince tutulmuş ana caddeler zirhli polis arabalari ile  kapatılmış,tomalar konuşlandırlımış şehirin en yoğun caddesin de bile iki Cumartesi boyunca halktan çok polisi görünmüstür.

17 Ekim günü yapılan çağrıya karşı ve isviçre devletin anti propagandasına karşı Bern garında toplanan YDG` nin pankartı ve flamalarıyla katıldığı 150-200 kişilik kitle yürüyüşe geçmiştir.Buna karşı polis kitlenin önünü keserek çembere almış dışardan gelen kitlenin gerisinide engeleyen polise karşı dışardaki bulunan 300 kişilik kitle „çok öfkeliyiz“ yazılı pankartla farklı bir nokta da yürüyüşe başlamış, polisle çatışmalar yaşanmış ve göz altılar olmuştur.Bern´in her sokağı eylem alanına dönüştürülmüş  ve yine 300 yakın başka bir kitle farklı yerlerde yürümeye başlamış, cemberde kalan kitleye destek için yapılan yürüyüşe polis tarafından azgınca saldırlımış ve göz altılar olmuştur.

Çemberde kalan YDG´ liler ve Anarşitler ve anti faşist kitle çembere yapılan dağıtma,pankart almaya yönelik polis tüm saldırıları boşa çıkarılımış saatlerce süren bir direniş gösterilmiştir.Kitlenin bir birine kenetlenmesi, farklı dillerde faşizme karşı atılan sloganlar açılan YDG ve devrimci gençlik pankartının sahiplenilmesi polisin şantajları ara ara gaz ve jopla saldırısına karşı direniş daha da  büyümüştür.

Ohne Titel 2YDG kitlesi BİRLİK-MÜCADELE-ZAFER !,  YAŞASIN ATİK-YDG-YENİ KADIN sloganıyla  polisin azgınca saldırısına  cevap vermiş, kitleyi göz altına alırken sert müdahelelerde bulunmuş yerde şiddet uygulayarak kelepçeli bir şekilde gözaltı yapmışıtır.

17 Ekimde yapılan anti faşit ve ırkçı yasalar,parlemanto secimleri ve parlemtonun rüşvetçi politiklarına karşı bir araya gelen 1000 è  yakın kişi içinden 120 kişi göz altına alınmıştır.

Gözaltına alınanlar yapılan işlemler sonrası saat 22:00 da içerisinde YDG` lilerin olduğu kitle serbest bırakılmıştır.İsviçre polisi 10 Ekim ve 17 Ekim deki eylemler için Bern, İnterlaken, Biel, Thun, Valais, Zürih, Basel, Aurog, Solathrom bölgelerinde polis yığınağı  yapmış bu bölgelerde gazeteler üzerinde acil olmadıkça polise başvurmayın çağrıları yapmıştır.

17 Ekimde sokağa çıkmak isviçre`nin geliştridikleri faşist-ırkçı politiklara karşı sokakların yasaklanmasına karşı,yaratılan polis devletinin halk üzerinde uyguladığı yoğun baskıya karşı sergilenen bir devrimci duruştur.

Ohne Titel 5Onlar sokakları bizlere kapattıkça daha fazla sokağa demeye, daha fazla direniş demeye devam edeceğiz.İsviçre`de yasaklanan her eyleme,polisin saldırdığı her eyleme bu eylemde olduğu gibi Partizan ve ATİK-YDG-Yeni Kadın flamalarımızı, pankartlarımızı daha yukarı kaldıracağız ve anti fasit mücadele de daha fazla yerli kurumlarla ortak mücadeleyi büyüteceğiz.

Bu eylemde farklı dillerde atılan anti -faşit sloganlar ve tanımadığınız kişiler  ile ortak tutulan pankartlar ve direniş İsviçre devletine ciddi bir mesaj olmuştur.

Burjuva demokrasisi ne aldanmadan daha fazla mücadele,daha fazla sokak ve direniş…