Home , Haberler , Zinciri kırar duvarı yıkar bir direniş Nuriye ve Semih

Zinciri kırar duvarı yıkar bir direniş Nuriye ve Semih

Haber Merkezi|20.12.2017|Zinciri kırar duvarı yıkar bir direniş, yükselde başlayıp Türkiye`ye yayılan eylemler, Nuriye ve Semih yaşasın eylemine dönüşmesi ile 407 gündür hala devam ediyor.

KHK`lara karşı “İşimi geri istiyorum” diyerek günlerce devam eden eylemlere tek başına protesto ile başlayan Nuriye Gülmen, ardından Semih Özakça, Acun Karadağ, Esra Özakça ve sonrası onlar, binler, yüzler olarak devam etti.

Aylardır devam eden direnişte İnsanlık anıt`ın tutuklanmasından, işkence ile gözaltı saldırısına varana kadar her yolu deneyen faşist zihniyet en son çareyi Nuriye ve Semih`i açlık grevinin 74. gününde tutuklamıştı.

Günlerce meydanları da, sokakları da terk etmeyen KHK`ya karşı direnen, Nuriye ve Semih için dayanışma eylemlerine devam etti.

Tutuklanan Nuriye ve Semih aylarca hapishanede “yargılanmaları” için hazırlanacak mahkeme belgelerini ve duruşma gününü bekledi. Ardından çıkarılan mahkemede senaryo iddianameye karşı onurlu duruşlarından taviz vermeyerek direnişlerini savundular.

Nuriye Gülmen mahkemeye çıkarılmadan savunma yapmayacağım dese de neden direndiğini neden açlık grevine girdiğini her fırsatta dile getirerek direnişlerini savundu. “Yaşar Kemal’in İnce Memed romanında içimizdeki insanlığın iyi yanını, direncini temsil eden içimizdeki kurttan” bahseder. Direnişimiz bizim bu kurdumuzdur. Faşizm Kahrolsun! Yaşasın direnişimiz! Yaşasın açlık grevi direnişimiz! Yaşasın Yüksel direnişimiz! Son sözüm budur” demişti.

Semih Özakça “Kimse bu adaletsizlik karşısında aman dilemeyi beklemesin. Ben yine düşündüğümü söyleyeceğim. Hükümsüz olan bu siyasi davaya karşı bir savunma olmayacak benim savunmam.

Emeğimle onurumla ekmeğimi kazanan bir öğretmendim. AKP ekmeğimle beni terbiye etmek istedi. Tarih, ekmek kavgasının tarihidir. Sömürü var olduğu sürece direniş de sürecek. Savunma yapması gereken, ufak bir açıklama bile yapmadan koltuklarında oturan AKP iktidarıdır. Onuruyla ekmeğini kazanan bir sınıf öğretmeniyken önce işimden atıldım. Bu kabullenebilir bir durum değildi. Ben işinden atılmış bir sınıf öğretmeniyim, köleliğe karşı mücadele eden Spartakus’um, firavuna karşı Musa’yım, “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyen Pir Sultan Abdal’im, “Yarın yanağından gayri herşey ortaktır” diyen Şeyh Bedrettin’im, İsrail zulmüne karşı dövüşen Filistinli’yim, dünyanın her köşesinde haksızlığa uğrayan ve mücadele eden kim varsa oyum” diyerek haklılılığını savunmuştu.

Yüksel eylemlerinden Acun Karadağ`ın da savunma yaptığı duruşmalarda yargılamayı dehşetle takip ettiğini belirtmişti.

Nuriye ve Semih`in sahiplenilmesini engellemek için Mahkemelere getirilmeyen, görüntü alınmasını engelleyen “adalet” sonucu görülen 2. duruşmada Semih Özakça tahliye olmuştu.

Duruşmalara getirilmeyerek SEGBİS ile ifadesi alınmaya çalışılan Nuriye Gülmen Mahkemenin 4. duruşmasında devlet şiddeti ile hakkında “terör örgütü üyeliği”nden 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilip tahliye olmuştu. Acun Karadağ ve Semih Özakça ise yargılandıkları davada beraat etmişlerdi.

İşimi geri istiyorum eylemleri 407. gününde hala devam ediyor

Sokaklarda hala Nuriye, Semih yaşasın ve işlerine geri alınsın talebi ile eylemler devam ederken, sosyal medyada da Ohal Komisyonu’na bir faks eylemi düzenlenecek. Bu eylem sıradan faks eylemlerine benzemiyor. Hedef tam 10000 faks!

Faks eylemi için yapılan çağrı

  1. Kaç faks toplayabileceğinizi belirleyin.
  2. Belirlediğiniz bu sayıyı duyuran bir video çekin
  3. Videoyu duyuracağımız hashtag`le paylaşın.
  4. Çekeceğiniz faksları toplamaya başlayın.
  5. 21/22 Aralık tarihlerinde faks, mail ve telefon numaralarını kullanarak OHAL komisyonuna talebimizi iletin.

“Ayları geride bırakan direniş Açlık grevi ve hergün yüksel caddesinde Nuriye ve Semih ise geri alınsın sloganları ile devam edecek”