Anasayfa , Haberler , Hapishanelerde büyüyen hayatlar

Hapishanelerde büyüyen hayatlar

Türkiye hapishanelerinde yetişkin bir birey için dahi zor olan yaşam koşulları yaşıtları ile normal koşullarda büyümesi gereken bir çocuk nasıl sağlıklı bir birey olarak büyüyebilir.

Anneleri ile birlikte tutuklanan çocuklar, bir televizyon programına bağlanarak “Çocuklar ölmesin” dediği için çarptırıldığı bir yıl üç aylık hapis cezası onanarak bebeği ile birlikte tutuklanan Ayşe öğretmenin ardından tekrar göndeme gelmişti. Ayşe öğretmen için uzun süre kamuoyu oluşturuldu ancak yine de tutuklanarak hapishaneye gönderilen ayşe öğretmen ve bebeği geçtiğimiz günlerde geçici de olsa “özgürlüğüne” kavuştu.

Araştırmalara göre hapishanelerde annesi ile kalmak zorunda kalan çocuk sayısı, 560 olarak belirtilmiş. Yine aynı verilere göre birden fazla çocuğu ile hapishane de yaşamak durumunda kalan anne sayısının 16`sı tutuklu, 28`i hükümlü olmak üzere toplam 44 anne olarak belirtilmiş.

171 tutuklu, 345`i hükümlü olmak üzere 516 kadın çocuğu ile birlikte hapishane koşullarında yaşamak zorunda bırakılıyor. Yaşanan zorluklar elbette sadece orada yaşamaya zorunlu bırakılmakla da bitmiyor.

Hapishanelerde birçok tutuklu, çocuk sesine tahammül edemediği için çocuklu tutuklularla birlikte kalmak istemiyor.

Rahatsız olan tutuklular koğuş değiştiriyorlar. Bu durum da tutuklu anneler ve çocukları üzerinde baskı oluşturuyor. Sürekli “Sus” denildiği için konuşmaları engellenen çocuklar, dertlerini işaretlerle anlatmaya çalıştıkları için kimi zaman konuşmayı dahi öğrenemiyorlar.

Ayrı ekmek hakları yok

Hapishanelerde, beslenme her zaman ve herkes için en ciddi sorunların başında geliyor. Annelerinin yanında kalan çocuklar içinse durum daha katlanılmaz hale geliyor. Bu çocuklar için hapishanelerde özel mönü hazırlanması ve dengeli beslenmelerinin sağlanması gerekirken ayrı ekmek hakları dahi olmuyor. Çocuklu anneler, kendileri için verilen günlük bir ekmek ile hem kendi karınlarını hem de çocuklarını doyurmak zorunda bırakılıyor.

Sayılı olarak verilen börek, tatlı, balık, meyve vb. yiyeceklerde de çocuk yok sayılıyor. Ayrıca çocuklara uygun çatal kaşık verilmiyor. Büyükler için verilen keskin, ince, büyük metal kaşıklarla yemek yemeye çalışıyorlar.

Çocuklar oyuncaksız büyüyor

Kreşlerde yeterli oyuncak olduğu gerekçesiyle koğuşlara pelus oyuncaklar haricinde oyuncak sokulmasına izin verilmiyor. Bu nedenle 0-3 yaş çocuklar, kreşe gidemediği için oyuncaksız büyüyor.

Anneleriyle birlikte hapishanelerde kalan çocukların oyuncaklarına, “onun pili var, bu ahşap” gibi komik güvenlik gerekçesiyle yasaklar koyuluyor. Yasaklar sadece bunlarla sınırlı değil. Hediye gelen oyuncaklar ise hapishanelerin teknik personelleri tarafından tek tek açılarak kontrol ediliyor. Bu nedenle oyuncaklar kullanılamaz hale getiriliyor.

Boya çeşitleri ve oyun hamuru “hapishanenin kreşi var, orada boyasınlar” gerekçesiyle yasak. Oyuncak konusuna tutuklular, kendi yaptıkları bez bebeklerle çocuklarını avutmaya çalışarak çözüm bulmaya çalışıyorlar.

Hapishane koşulları çocuklar içinde aynı

Çocuklar, kreş dahil bir çok yere giriş çıkış yaparken defalarca “tutuklu kabul” denilen x-ray cihazından geçerek gidiyorlar. Ayakkabısı ya da tokası yüzünden cihaz her öttüğünde; ayakkabı ve tokalar çıkarılıyor, tekrar tekrar zorla geçiriliyor. Koğuş sayımları ve aramalar çocukların gözleri önünde ve çocukların da aranması şeklinde yapılıyor. Bu durumda travmatik etkiler yaratıyor.

Çocuklar annesiz doktora götürülüyor

Çocuklar için yeterli hijyen, işi, havalandırma koşulları sağlanamıyor. Bu nedenle sık sık hasta olma durumuyla karşı karşıya kalıyorlar. Her koğuşun revir günü ve saati dışında, hasta da olsan revire çıkılmasına izin verilmiyor. Bu acil durumlar hariç çocuklar içinde geçerli. Çocuklar için dahi ilaç yazılsa en erken 2 gün sonra getiriliyor.

Hapishanelerde sürekli doktor bulunmadığı için bazı prosedürler sonrası çocuklar hastanelere sevk ediliyor. Bu şevkler sırasında bazı hapishanelerde, çocuklar annesinden alınarak hastaneye götürülüyor ve ciddi bir travma yaşayabiliyor.

Çocuklar için ayrı yatak yok

Çocukların yok sayıldığı diğer bir konu ise anneleriyle 1 kişi sayıldıkları için verilmeyen yataklar. Ayrı yatak hakları olmadıkları gibi dar bir yatakta anneleriyle beraber yatıyorlar. Adli koğuşlarda hiç tanımadıkları insanlarla aynı ranzayı paylaşıyorlar. 2 kişilik hücrelerde çocuk için bir de çocuk olunca hücre yetersiz kalıyor. Çocuk; eşyaları, ihtiyaçları, varlığı yok sayılıyor. Oysa bir çocuk yetişkinden çok yer kaplıyor. Bu nedenle emekleme çağında dar alanlarda olduklarından emeklemeyi öğrenemeyen, fiziksel gelişimini sağlıklı tamamlayamayan çocuklar, 3 yasına geldiklerinde bile yürümekte zorlanıyorlar.

Çocuklara ayrı yatak ve ekmek hakkı tanımayan hapishane idareleri, çamaşırlarının yarı yıkanmasına da izin vermiyor.

En temel hakları yok sayılıyor

Zihinsel gelişimin sağlanması için, yaşıtlarıyla yan yana gelebilme, oyuncaklarla oynayabilmesi, oyun parkı, kreş gibi en temel haklarından mahrum bırakılıyorlar. Hapishanedeki erkek çocuklar ise hemcinslerinden uzakta ve sürekli kadınların arasında yaşadıklarından cinsel kimlik bunalımı yaşayabiliyorlar. Kadınları taklit ettikleri görülen erkek çocuklar; ağda, makyaj gibi eylemlere eğilim gösterebiliyor.

2017 rakamlarına göre Annesinin yanında kalan çocukların yaşlara göre dağılımı ise şöyle:

0-12 –     53 erkek – 61 kız – 114

1 yaş –   73 erkek – 55 kız – 128

2 yaş –   59 erkek – 55 kız – 114

3 yaş – 48 erkek – 33 kız – 81

4 yaş – 36 erkek – 34 kız – 70

5 yaş – 11 erkek – 20 kız – 31

6 yaş – 3 erkek – 2 kız – 5

Bilinmeyen – 8 erkek – 9 kız – 17

Toplam – 291 erkek – 269 kız – 560

Çocuklar bulutlara hasret büyüyor

Adalet Bakanlığının açıkladığı verilere göre hapishanelerde annesinin yanında yaşamak zorunda kalan 560 çocuktan yalnızca 100’u açık havayı görebiliyor. Açık hapishanede kısmen de olsa dışarıdakine benzer bir ortamda yaşayan bu çocukların dışında kalan 460 çocuk ise bir bölümü yüksek güvenlikli olan hapishanelerde, kuşları, bulutları öğrenemeden, gri duvarların ve dikenli tellerin ardında yaşamaya çalışıyorlar.

Sonuç olarak anneleriyle hapishanelerde kalmak zorunda olan çocukların, haksız mahkumiyetinin Çocuk Hakları Sözleşmesinin, ‘her tür işlemde çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiği’ ilkesine ters düştüğü açık. Bu nedenle çocuklar hapishanelerde tutuklu gibi değil, diğer çocuklar gibi yaşaması için gerekli koşulların sağlanmasının zorunlu olduğu bilinmeli.

Bu durum çocukları mağdur etmekte, anneleriyle 6 yasına kadar hapiste büyümek zorunda kalan çocukların, dış dünyayla tanıştıklarında korkmasına, uyum sorunu yaşamasına ve bir çoğunun hapse geri dönmek istediğine şahit olunuyor.

Hapishanelerde küçük çocuklu kadınlar için bebeğiyle sağlıklı bir ilişki kurarak annelik hakkını kullanabileceği, bebeğin fizyolojik ve zihinsel gelişimini sağlıklı şekilde tamamlayacağı bir ortam oluşturulmalı.

En önemlisi çocukların kreşe gitme imkanı sağlanmalı, bu kreşler hapishane dışında olmalı. Çocukların kreş dışında da sosyalleşme olanakları artırılmalı, oyuncak sınırlaması kaldırılmalı. Çocuğun babasıyla uzun sürelerle annenin de var olacağı açık görüş imkanı sağlanmalı hatta bu durum hapishane dışında da yaratılmalı.