Anasayfa , Röportaj , Filipinler KMU (1 Mayıs Sendikası) Genel Sekreteri ile röportaj

Filipinler KMU (1 Mayıs Sendikası) Genel Sekreteri ile röportaj

KMUKilusang Mayo Uno – KMU (1 Mayıs Sendikası) Genel Sekreteri Wilson Baldonaza ve enternasyonal ilişkiler sekreteri Tess Dioquino  ile 7  Mayıs 2009 tarihinde Filipinler başkenti Manila’da yapılan roportaj

ATİK-MÜCADELE: Sayın Baldonaza, bize Kilusang Mayo Uno’ yu tanıtırmısınız kısaca?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza:

Kilusang Mayo Uno, (1 Mayıs Sendikası) Filipin İşçi sınıfının devrimci geleneğini sürdürmeyi kendine görev bilen ve mücadele kökenini ülkenin 1892’de kurulan ilk sendikaı, Union Impresores y Litografos Filipinas ve daha sonraları 1896 yılında Katipunan Ulusal Devrim’den, 1950’lerde Emek Örgütlerinin Kongresi (CLO)nde  bulan militan ve anti-emperyalist bir sendikadir.

ABD emperyalizminin 1952’de CLO’ yu kapatması sonrası devrimci gelenek ciddi bir şekilde engellenmiş ve işçi hareketinde işbirlikcilik yaygınlaşmaya başlamıştır. Fakat 1957’de yeni militan işci örgütleri kurulmuş, Ulusal Emek Sendikaları Federasyonu (NAFLU), İşçi Örgutleri Koalisyonu ve 1970’de Filipin İşçileri Ulusal Hareketi, 1975’de Filipin İşçiler Birliği ve ve yine 1976’ da İşçilerin Kardeşliği gibi örgütlenmelerle mücadeleci sınıf hareketi geleneği yaşatılmaya çalışılmıştır . Bu gelenekten beslenen,  sınıf bilinçli Filipin işçileri, 1 Mayıs 1980 yılında KMU’ya katılarak aktif desteklerini sunmaya başlamışlardır.

CLO’dan sonra ilk defa, gerçek anlamda militan, ulusal demokratik sendikacılık doğmustur. KMU gerçek anlamda militan ve yurtsever sendikacılık anlayışını savunan bagımsız bir emek merkezidir.

Gerçek diyoruz çünkü, KMU emek ve sermaye arasındaki çelişkinin uzlaşmazlığını görmekte ve işçi sınıfının çıkarlarını göz önünde bulundurmaktadır;

militan diyoruz çünkü, işçilerin sendikal ve demokratik haklarının savunulması uğruna sınıfa ve kendi kolektif mücadelemize güvenmekteyiz;

yurtsever diyoruz çünkü, emperyalist egemenliğe ve Filipinler üzerindeki askeri-politik kontrole son verilmesini savunuyoruz.

Özellikle bu nedenle KMU’nun kendi önüne koyduğu hedefler şunlardır:

–          İşçilerin, iş, yeterli maaş, insani çalışma kosullarına sahip olmalarını sağlamak, sendika kurma, sözleşmelere dolaysız katılma ve grev yapma haklarını savunmak ve ilertletmek;

–          İşçi sınıfı hareketini, sarı sendikacılıktan ve bunun yarattığı ekonomist, işbirlikci-reformist eğilimlerden korumak;

–          Kolektif eğitimi geliştirme, işçileri adım adım örgütleme, iş yerlerinde ve dışında örgütleyici olarak işçilerin politik bilincini yükseltmek;

–          Emperyalizme, feodalizme ve bürokratik kapitalizme karşı ulusal demokratik mücadeleye işçi sınıfının katlımını sağlamak;

–          Dünya işçi sınıfı ve halkları ile enternasyonal dayanışmayı derinleştirmek ve güçlendirmek;

2007 yılında 400 önder kadro ve delegelerin katılımıyla 9. KMU  Kongresini gerçekleştirdik. Kongremiz, her 3 yılda bir yapılmaktadır. 10. Kongremiz 2010 yılı, mart veya nisan aylarında olacaktır.  KMU tam anlamıyla legal bir sendikadır artık ve işçi sınıfının çıkarları için aktif ve militan mücadele yürütür.

Kitleleri, işçileri ve çalışanlarımızı Filipinlerin sosyo-ekonomik, politik geçmişi ve şu anki durumu hakkında  forumlar, sempyozyumlar, seminerler yoluyla emekçi kitleleri eğitmek, onları bu bilinçten yola çıkarak, daha militan bir duruş sergilemeleri için bilinçlendirmek yönlü  çalışmaları kesintisiz sürdürmekteyiz.

Marcos Diktatörlügü döneminde, tüm ilerici hareketler yoğun bir baskı altında oldugu gibi, sendikal hareket de aynı şekilde ciddi baskılara maruz kalmıştı. Az önce bahsettigimiz sınıfsal ve politik bilincimiz, bizlere, çeşitli sektörlerde çalışan işçilerle birlikte ısrarlıca sürdürülen ortak faaliyet ve çabalar sonucu, Marcos donemini atlatmamızı sağlamıştır.

ATİK-MÜCADELE: KMU’nun şimdilerde yoğunlaştıgı faaliyetler nelerdir?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza:

Önümüze koyduğumuz en önemli görevler tabiki işçilerin politik ve ekonomik haklarını korumak ve savunmaktır. Son 2 yılda bu görevimizi yerine getirebilmemizi zorlastırmak için kurumsal çalışmamızı, hem işçileri hem de KMU çalışanlarını, aktivistlerimizi devlet var gücüyle baskı altına almıştır. Son yıllarda sskeri-polisiye saldırılar yogunlaşmakta, yüzlerce KMU gönüllü çalışanları tutuklanıp gözaltına alınmaktadır.

2005- 2007 yılları arasında bir çok KMU önder kadrosu, liderleri gözaltina alınmış, kacırılmış veya katledilmistir. Geçen sene vefat eden Crispin Beltran (Ka Bel) yoldaş, bu baskılardan dolayı, senatör olduğu halde tutuklanmış ve 16 ay cezaevinde ağır koşullarda kalmıştır. Bu durum baskılara en bariz örnektir. KMU’nun 81 seçilmiş lideri vardır ve bunların 72’sine karşı adli suç davaları açılmıştır.

KMU BayrakATİK-MÜCADELE: İlginç bir durum, neden ‘adli suçlar’dan yargılanmaktalar?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza:

Devlet, Filipin anayasasındaki düzenlemelerden kaynaklı sendikal faaliyetten dolayı yargılayacak bir yasa bulamamaktadır. Tabiki çok bilincli olarak yapılmakta olan bu yargılamaların arka plandaki gerçek sebeb, sendikal hareketin önderligini ve aktivistlerini kriminalize etmek ve gözden düşürmektir.

Bizler de sendikal harekete karşı sürdürülen devlet baskısına karşı uzun süreli ve geniş çaplı kampanyalar yürütüyoruz. Bu kampanyalar, en temel örgütlerimizden olan ve parlementoda temsil edilen ANAKPAWIS partisi  tarafından yürütülmektedir.

ATİK-MÜCADELE: Son yıllarda devletin sendikal hareket üzerindeki baskısının yoğunlamasındaki sebeblerin arka planı üzerinde biraz da durabilirmisiniz?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza:

Filipinler (cumhur) Başkanı Gloria Apagal-Arroyo, 2010 yılında, tüm alternatif ve karşı duruş sergileyen güçleri yok edeceğini açikladı. Bunun için özel bir devlet programı hazırlamıştır. Sendikal ve devrimci hareket üzerindeki baskıların son dönemlerde bu denli yoğunlaşmasinin sebebi bu olmasıyla birlikte, KMU üzerindeki baskılar sendikamizin geleneksel militan ve anti-emperyalist duruşu ile de ilintilidir.

2010 yılında yapılacak olan Başkanlık Seçimleri sürecinde şimdiki hükümetin 2010 yılındaki seçimlerin Arroyo lehine yeniden kazanılmasına yönelik planlar vardır.  Seçimlerin kazanılmaması durumunda dahi, eger seçimleri sonucundaki herhangi bir adaletsizliğe ve hukuksal yanlışa yönelik idda çıktığı zaman dahi, verili hükümet tekrar kendi dönemini uzatma hakkı elde ediyor. Bu hilekarlıkta hükümetin en büyük destekçileri burjuva komprador sınıflardır.

Filipinlerde politik seçimler 6 yılda bir yapılmaktadır. Bunun için seçimlerin prosedür açısından doğru yapılması çok önemlidir, aksi takdirde Arroyo hükümeti 6 yıl daha başta olabilecektir ve böyle bir şeyin olması ülkedeki ilerici ve militan güçler, halk ve işçi sınıfı açısından son derece baskıcı ve zor bir dönemin sürgit devam etmesi demek olacaktır. Bizde bu politikalara karşı kampanya yürütüyor, seçimlerde Anakpawis listesinin kazanması için KMU adaylarımızı destekliyoruz. Bunlar için propaganda çalışması yürütüyoruz. Anakpawis her ne kadar Filipinler Parlementosu’nda yer alsa dahi, militan ve ilerici tutumunu elden bırakmamakta ve sürekli işçi sınıfı ve halkın çıkarlarını savunmaktadır.

ATİK-MÜCADELE: KMU Toplu İş Sözleşmesi süreçlerine katiliyormu?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza ve Tess Dioquino:

Biz bu sözde toplu sözleşmelere katılmıyoruz. Bunlara  burada “Triparty Meeting” üçlü görüşme adi veriliyor. Filipinler’de ve bu görüşmeler kesinlikle tarafsız, adil değil ve sonuçları önceden aşağı-yukarı belirlenmiş oluyor. Bu görüşmelerede hiç bir koşulda işçilerin çıkarlarını savunmayan işbirlikçi-sarı sendikalar yer aliyor ve devletin istekleri dogrutusunda hareket ediyorlar.

Bizlerin böylesine sözde görüşmelerde yer alması, gerçek ve militan sendikacılıktan uzaklaştiğimizin göstergesi olacaktır. Biz, toplu sozlesmeler yerine, işçilerle beraber kitlesel kampanyalar ve faaliyetler yürüterek ekonomik-politik sonuçlar elde etmeyi yeğliyoruz. Bu, bizim militan ve anti-emperyalist duruşumuzun ön koşuludur. Işçilere rağmen işçi sınıfının çıkarları için faaliyet yürüt(e)meyiz.

ATİK-MÜCADELE: Filipin işçilerinin çıkarlarına yönelik ve sürdürmekte olduğunuz kampanyalardan bir örnek verebilirmisiniz?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza ve Tess Dioquino:

Filipinler 15 bölgeye ayrılmakta ve her bölgede asgari ücretler çok farklıdır, bu bolgedeki yaşam kosullarına bağlı olarak ücret diğer bölgelerden faklıdır. Örnegin NCR – Ulusal Başkent Bölgesi’nde (Manila) asgari ücret 382 peso’dur (yaklasik 7 $) Bu bölge aynı şekilde ülke çapında yedinci sirada yer almaktadır. Diger bolgelerde azgari ücret daha düşüktür. Şunu bilmeniz gerekiyorki, devlet tarafından yapılan bir araştırmaya göre dahi, asgari ücret minimum 950 peso olması gerekiyor.

Mindanao bölgesinde bu ücretin daha da yüksek olması gerekiyor, yaşam koşullarına göre. Şu an ki maaş durumları, özellikle bu asgari ücretten yola çıkıldığı zaman dahi ödenenler tamamen modern kölelik maaşlarıdır. Çünkü bu 382 peso.. ki bircok yerde daha düşüktür. Bu miktar işçilere ve ailelerine ancak karın doyurmak için yeterlidir. Başka bir şey için yetersizdir. Ülkedeki fakirlik sınırı düzenlemelerine göre sefalet çok derindir.

Yürüttüğümüz somut kampanyalardan birisi ise, NCR (Manila) bölgesindeki asgari ücrete 125 peso artış talebi kampanyasıdır. Biz bunu bölgedeki farklı sektörlerde çalışan işçilerle birlikte ve fabrikalarda grevler, çeşitli etkinliklerle sürdürüyoruz. Şu ana kadar bu kampanya hala sürmektedir.

Krizden dolayı, işçilerin işlerine son verilmesi, ya da iş kosullarının değiştirilmesinden kaynaklı, sürekli işçilerin dahi kontrat (esnek) işçi haline gelmesi bu durumu daha da derinlestimektedir. Çünkü, esnek ve işçilrin kontrat üzerine çalışan işçilerin maaşları diğer işçilerinkinden %40 daha düşüktür. Şu an itibarıyla Filipinlerde 17 milyon işçi olduğu bilinmekte ve bunlardan 5 milyonu sadece kesintisiz kontrat (fest) işçi olarak çalışmakta. Resmi bilinen 4.1 milyon işsiz var ülkede, bunların yanı sıra, resmi olmayan sektörlerde çalışan işçi sayısı, 11 milyondur.

ATİK- MÜCADELE: Filipinler ve  göçmenlik meselesi hakkında bizi bilgilendirebilirmisiniz?

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza ve Tess Dioquino :

Göçmenlik Filipinlerde ciddi boyutlara gelen bir sorun haline gelmiştir. Her gün 4200 Filipinli ülkeden göç ediyor. Şu an 10 milyon Filipinli göçmen işçi var ülke dışında. Bunun tabiki ülkede işçi haklarının gasp edilmesiyle, koşulların gerilemesiyle, krizden dolayi işsizliğin artışı ve çalışma kontrat kosullarının esnek işçilige döneşmesinin en büyük etkileridir.

Filipinlerde göçmenlik devlet tarafından teşvik edilmekte. Bunun en büyük sebeblerinden birisi ise, göçmen işçilerin ülkeye göndermiş oldukları havalelerin devlet için en buyuk gelir kaynağı oldugu içindir. Yillik ülkeye havale yoluyla giren 17 trilyon dolardir ve Filipinlerin dış borcu 60 trilyondur şu an. Devlet, böyle bir gelir kaynağını kesmek istememektedir.

Filipinli göçmen işçilerin durumu, bir çok göçmen işçiler için olduğu gibi çok iç açıcı degil. Göç alan ülkelerin bir çouunda baskıcı yasalara mahruz kalmaktalar ve bir çok Filipinli vasıflı olmasına rağmen, vasıfsız işçi olarak çalışmaktadır. Bir çoğu resmi olmayan sektörlerde (domestic help) calıştıgından dolayı, resmileştirilmiş haklara sahip değiller ve bundan dolayı tamamen iş ev ve çevrenin “insafina” kalmaktadır.  Bazı ülkelerde (örneğin Hong-Kong, Kanada) herhangi bir işverenin, genelde temizlik veya çocuk bakımıyla ilgili servis sektörlerinde) bir işçi hakkında şikayette bulunulmasi, o işçinin artik hic bir yerde iş bulamamasına yol açmaktadır. Bu da o işçinin zorunlu göç veya zorunlu ülkeye donusunu beraberinde getiriyor. Hatta daha kotu durumlarda, işçilerin illegalite, kağitsiz göçmen haline gelmesini sağliyor. Bunlar yaşanan çok ciddi sorunlar. Tabiki, bu KMU açısından ülke dışında yaşanan sorunlar olduğu için, ne kadar bizleri ilgilendirse ve sürekli takip etsekde bu bizim yaptırım alanımızın dışinda kalmakta. Fakat bu konu ile yakından ilgilenen ve göçmenlik adayı  filipinli işçilerin cikarlarini savunan ve koruyan kurumumuz Migrante vardir.

ATİK- MÜCADELE: 25. Enternasyonal Dayanışma Kurultayını (ISA)  nasıl değerlendiriyorsunuz?

KMU-Tess Dioquina:

Enternasyonal Dayanışma Kurultayı (ISA)  KMU icin uzun yillara dayanan bir faaliyet ve önümüze koydugumuz esas görevlerimizden, Dünya işçileri ve halklari ile enternasyonal dayanışmayı  derinleştirme ve güclendirmenin en önemli faaliyetlerinden birisidir. Özellikle bu senenin 25. yıl olmasi tarihsel öneme taşımaktadır. Filipinler ve dunya da işçi sınıfının mücadelesinin gelişimi, atilimlari ve tecrübelerinin boylesi bir platformda ses bulabilmesi, böylesi bir platformda ticari belerin paylasilmasi, mucadele için son derece değerli ve önem taşımaktadir.

Bu sene (2009) yine bircok ülkenin sendikal hareketlerinin temsilcilerinin EDK nezdinde toplanmasi bizim icin son derece önemliydi. Ozellikle Filipinlerde için den gectigimiz süreç, sendikal hareket üzerindeki baskıların artış gösterdigi, dünya çapında ndam8mnda yasanan mali ve finans krizin faturalarının, emperyalistler tarafından işçilere ödetilme planlarının yapıldığı bu dönemde, bu mücadelenin birbirimizden edinebilecegimiz tecrübelerle güçlendirilmesi son derece önemlidir.

25. EDK (ISA) da özellikle sosyalizm tartışması tüm katılımcılara çok şey katmış ve bir ok konuda berraklık getirmiştir. Çıkarılan tüm bildirgelerin enternasyonal dayanışmayı daha da üst boyuta taşıyacagına derinden inaniyoruz.

ATİK-MÜCDELE : Bu röportaj için tesekkür ederiz ve kurumunuza üstün basarılar dileriz.

KMU Genel Sekreteri Wilson Baldonaza ve uluslararasi iliskiler sekreteri Tess Dioquina:

Asıl biz teşekkür ederiz.Türkide’deki işçi sınıfı hareketine, öncelikle sınıf bilinçli sendikal kurumlara ve devrimci örgütlenmelere devrimci dayanışmacı selamlarımızı iletiyor ve karşılıklı uluslararası devrimci ilişkilerimizin daha ileri düzeyde geliştirilmesini umut ediyoruz. (Wilson Baldonaza)

25. ISA”ya katıldıgınız ve katkı sundugunuz için çok tesekkür ederiz ve enternasyonal çalışmalarınızda başarılar ve bu cok yakın ilişkilerimizin sistemli bir şekilde devam etemsini arzuluyoruz. Yaşasın enternasyonal dayanısma! (Tess Dioquino)

| 19 – 06 – 2009 |