Home , Avrupa , ATİK “Şebnem Korur Fincancı ve Özgür Basın Emekçileri Yalnız Değildir!“

ATİK “Şebnem Korur Fincancı ve Özgür Basın Emekçileri Yalnız Değildir!“

Kimyasal gaz iddiasıyla ilgili açıklamaları nedeniyle, günlerdir Erdoğan ve Bahçeli tarafından linç kampanyasına maruz bırakıldı. Hakkında soruşturma başlatılan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Adlî Tıp Profesörü Dr. Şebnem Korur Fincancı, 26 Ekim sabahı, İstanbul’daki evinden gözaltına alındı. Ayın gün soruşturması yapılmak üzere Ankara’ya götürüldü.  Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüpoğlu; “hem Ankara’daki hem de İstanbul’daki soruşturma savcısı yerinde olmadığından, gözaltının ne kadar süreceği belirsiz” dedi.

TTB yaptığı yazılı açıklamada, “21 Ekim’de TTB Hukuk Bürosu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan görüşmelerde, talep edildiği halde Fincancı’nın ifade için gelebileceğinin belirtildiği, bu bilgilendirmeye rağmen başsavcılığın gözaltına alınma sürecini başlattığı ve bu süreci bir gösteriye dönüştürdüğü” kaydedildi. TTB ve avukatlar gözaltının hukuksuz olduğuna vurgu yaptılar.

“Uluslararası Ve Tarafsız Bir Heyet Tarafından Araştırılması Gerekir” 

Nisan 2022’den günümüze faşist TC, Kürdistan’da gerilla alanlarına dönük çeşitli defalar operasyonlar gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde, Türk ordusunun operasyonlarda gerillaya karşı kimyasal gaz kullandığı, 17 gerillanın hunharca katledildiği haberleri kamuoyuna yansıdı ve kimyasal gazdan zehirlenen iki gerillanın nasıl yaşamlarını yitirdiklerine ilişkin görüntüler sosyal medyada servis edildi.

Başta Erdoğan ve Bahçeli olmak üzere, birçok devlet yöneticisi, bunun Türk Ordusu’na atılan bir iftira olduğunu ve ordunun envanterinde kimyasal silah bulunmadığını iddia ettiler.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; Kuzey Irak’ta PKK’ya yönelik yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin, mesleğinin ve uzmanlık alanının gereği olarak görüntüleri incelediğini belirterek, “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Bu iddiaların Uluslararası ve tarafsız bir heyet tarafından araştırılması, bölgede inceleme yapılması uluslararası sözleşmeler gereği zorunluluktur.” dedi.

Bunun üzerine Erdoğan, “teröristlerin ağzıyla konuşan zat için gereken adımlar atılacaktır” diyerek hedefi gösterdi. Hiç vakit kaybetmeden “gereken adımlar” atıldı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Şebnem Korur Fincancı uzun zamandır Erdoğan Ve Bahçeli’nin Hedefindeydi!

Soruşturma başlatıldığının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fincancı’yla ilgili yaptığı konuşmada, “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanıyla ilgili yargı harekete geçmiştir. Ayrıca bu ismin üzerinde de çalışmalarımızı yürütecek, gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan (iftira) eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum.” diyen tek adam, bütün millet adına bir kez daha karar verdi. “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarına ve mahkemelerin vereceği kararlara göre hem bu kişiyle hem de bu kurumla ilgili gereken adımlar atılacaktır.” diyerek te, aslında hakim ve savcılara da talimat vermiş oldu. “Meslek örgütlerini ideolojik saplantılarının borazanı haline getiren terör örgütü destekçilerini, buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız” diyerek, meslek örgütlerine ve sivil topluma da gözdağı vermiş oldu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de, “Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir. Zira tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır” diyerek linç kampanyasını daha da boyutlandırdı.

Aslında Fincancı’ya ilişkin bu tahammülsüzlük yeni değil.  Daha önce de hakkında çeşitli defalar soruşturmalar açılmıştı. Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığı gerekçesiyle 2016’da hakkında tutuklama kararı çıkartılmış ve bir süre tutuklu kalmış, erken emekliliğe zorlanarak çok sevdiği öğrencilerinden ayrılmak zorunda bırakılmıştı. Sonrasında da özellikle pandemi sürecinde yaptığı açıklamalar nedeniyle sürekli Erdoğan ve Bahçeli tarafından hedef gösterildi.

Hapishanelerde tek başına yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan hasta tutsaklar için, “hapishanede kalabilir” raporu veren Adli Tıp uzmanlarını hepimiz biliyoruz. Şebnem hoca hiçbir zaman onlardan olmadığı, insan ve adil olma yanını hep diri tuttuğu, mesleğinin gereklerini layığı ile yapmaya özen gösterdiği, çıkar gözetmediği, iktidarın yandaş hekimi olma yerine halktan biri olduğu için hep hedef oldu. Ama O; bir bilim insanı, hekim ve insan hakları savunucusu olarak, bu vasıflarıyla uluslararası tanınmış bir kişilik olarak, bugüne kadar doğru bildiklerini söylemekten hiç vazgeçmedi.

Özgür Basın Susturulamaz

R.T. Erdoğan ve şürekası AKP+MHP iktidarı, giderek oy kaybettiğinin farkındalığı ve telaşı içinde, seçimler yaklaşırken muhalefet olan her kesime karşı saldırılarını büyütmekte. Saldırı alanlarından birisi de her zaman özgür basın oldu… AKP’nin 20 yıllık iktidarında 800’ü aşkın gazeteci tutuklandı, çok sayıda gazete ve haber sitesi kapatıldı, basın ve yayın organları sansürlendi.  Özgür Basını susturmak için bugünkü “dezenformasyon” dedikleri yasa gibi çeşitli yasalar düzenlendi.

25 Ekim sabahı bir kez daha, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı ile JINNEWS muhabir ve editörlerinin evlerine polis baskını düzenlendi ve 14 gazeteci gözaltına alındı. Dezenformasyon yasasına rağmen doğruları, gerçekleri topluma ulaştırmaya çalışan özgür basından gazeteciler, gözaltına alınarak susturulmaya çalışılıyorlar.

Oysa bilinir ki; Özgür Basın geleneği tarihler boyudur maruz bırakıldığı tüm saldırılara, kapatmalara, toplatmalara, yasaklamalara, çalışanlarına yönelik tutuklama ve katletmelere rağmen hiçbir zaman susturulamadı, bugün de susturulamayacaktır!

Gerçekleri Haykırmaktan da, Yazmaktan da Vazgeçmeyeceğiz!

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu olarak; demokrasi mücadelesi verdiğimiz bütün alanlarda asla ve asla gerçekleri anlatmaktan da, yazmaktan da vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Dolayısıyla Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve özgür basın emekçilerinin yanlarında olduğumuzu teyit ediyoruz. Avrupa’daki demokrasi güçlerini Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Özgür Basın emekçileri sahiplenmeye ve derhal serbest bırakılması için kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz.

·       Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Ve Özgür Basın Emekçileri Yalnız Değildir!

·       Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Ve Özgür Basın Emekçileri Derhal Serbest Bırakılsın!

·       Baskılar, Tutuklamalar, Gözaltılar Bizi Yıldıramaz!