TÜRKİYE | 13 – 06 – 2010 | İstanbul, İzmir ve Adanadan UPS İşçilerinin tüm Sendikalara, siyasi partilere ve Demokrasiden yana güçlere çağrı yayımladı. İşçiler yayımladıkları açıklamada, tekellerde sendikal örgütlenmeyi geliştirmeye ve mücadeleye birleştirmeye çağırdı.
Açıklamanın tümü şöyle:
Çokuluslu Şirketlerde Sendikal örgütlenme hepimizin sorunu ve ortak davasıdır!
Türkiye Sendikal hareketinin son 5 yılı özelleştirme karşıtı direnişler ve çokuluslu şirketlerde örgütlenme sorunlarıyla geçti. Metro, Praktiker, G-D/E-Kart, Luftansa/LSG-SKY, Unilever, Kühne Nagel, MDA/Akansel, Novamed GmbH, Sinter Metal, Desa/Prada, HugoBoss, Mahe Metall, HM, Kot Taşlama, Tuzla Tersaneleri bunların örneğidir. Bu şirketler, ILO sözleşmelerinin ve Avrupa Sosyal Şartının (Sozialcharta) kolektif örgütlenme, toplu pazarlık ve sendikal haklara ilişkin hükümlerine onay vermişlerdir. Sendikalarla Sosyal Standart sözleşmeleri imzaladıkları halde Türkiye’de sendika düşmanlığı yapmaktadırlar.
12 Eylül Anayasası ve anti-demokratik yasalardan güç alan çokuluslu şirketler, yasama, yürütme ve yargı erkinin sınırsız desteği ile Türkiye’de çalışma yaşamını cehenneme çeviriyorlar. Hantal ve yetersiz sistemi kullanarak sendika düşmanlığı yapıyorlar. İş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili kuralları hiçe sayarak, düşük ücretlerle 14-15 saat çalıştırılıyoruz. Taşeron oyunları, baskılar, işten çıkarma tehditleriyle, örgütlenmemizi engellemeye çalışıyorlar. Her şeye rağmen sendikalara üye olanlarımız ise işten atılıyorlar. Ülkelerinde sendikalarla Sosyal Standart sözleşmeleri imzalayan bu şirketler, Türkiye’de kapitalizmin vahşi ve en çıplak halini uygulamakta, temel insan haklarını çiğnemekte sakınca görmüyorlar. Anayasanın 51. maddesi ile ILO’nun 98 ve 158 sayılı sözleşmelerini ihlal ediyorlar.
Türkiyede Sendika Düşmanlığının öncüsü UPS!
500 uçak, 100 bin araçlık taşıma filosu ve 45 milyar dolarlık cirosuyla bir dünya devi olan UPS, toplam 408 bin işçi çalıştırmaktadır. Türkiye’de de 32 şubesi ile bütün il’lere hizmet vermekte, ER-KA, C.I.B. gibi taşeronlarıyla birlikte 5.000 işçi çalıştırmaktadır. 6 Aydan beri Uluslararası bir örgütlenme planı kapsamında tüm Türkiyede sendikal çalışma sürdürüyoruz. BU çalışmamızın duyulmasıyla birlikte, İSTANBUL, İZMİR ve ANKARA da yoğun ve hedefli bir işçi kıyımı başlatıldı. Öncü işçi ve aktif arkadaşlarımızın 85’i işten atıldı. Üyelere sendikadan istifa baskısı devam ediyor. İstifayı kabul etmeyenlarimiz, yasalarda suç sayılan bir yöntemle; tazminatları dahi ödenmeden (25.Madde) işten çıkarılarak cezalandırılmakta, bu şekilde diğer işçilere de gözdağı verilmektedir. Bu vicdansız ve intikam dolu davranışın ardında, UPS’nin planlanlı sendika düşmanı stratejisi yatmaktadır. Çünkü bugün UPS’de, çokuluslu şirketlerde verilen sendikalaşma mücadelesinin en kapsamlısı yaşanmaktadır. 20 şehirde sürmekte olan çalışmamız karşısında UPS, bu örgütlenmeyi engellenmek için saldırgan bir stratejiyi seçmiştir. Yani Uluslararası sermayenin sendikasızlaştırma saldırısının koç başı; bu gün UPS dir. Ve bize reva görülen bu zulmün hedefi sadece TÜMTİS değil, işçi sınıfıdır! Biziz! Hedef örgütlenme hakkı ve sendikal özgürlüklerdir. UPS Yöneticilerini bu tutumdan vazgeçmeye, Sosyal Standartları kabul ederek, sosyal dialoga ve TÜMTİS ve ITF ile görüşmeye çağırıyoruz.
Dünya Emek örgütleri Dayanışma için birleşiyor! UPS AB Gündemine taşınacak.
Örgütlenmemize destek için, Mayıs ortasında Londra’da ITF’nin (Dünya Taşıma Federasyonu) çağrısıyla bir toplantı yapıldı. Toplantıya, 29 ülkeden 72 sendika katıldı. Türkiyedeki UPS işçilerinin mücadelesinin, sendikalar ve işletmeler düzeyinde tüm olanaklarla desteklenmesi kararlaştırıldı. Dayanışmanın kapsamlı ve etkili olması için bir koordinasyon oluşturuldu. Sorunun Avrupa ve ABD’deki taşıma merkezlerine, işyerlerine taşınması kararlaştırıldı. Zira UPS, temel bir hak olarak sendikalaşma hakkını tanımayarak sadece Türkiye’de değil, Köln, Stuttgart, Viyana, Rotterdam, Herne, Amsterdam, New York ve Londra’da da iş barışı ve sosyal diyaloğu tehlikeye attı. UPS/Türkiye, hem bu işletmelerde hemde Avrupa Parlamentosunda gündeme gelecek. ITF ve üye sendikalar, maddi ve manevi dayanışmanın yanında delegasyonlar halinde İstanbul’a gelme kararı da aldılar. Haziran başında Hollanda UPS’den temsilci ve baş temsilcilerinden oluşan ilk ITF heyeti geldi. Dayanışma Almanya, Avusturya ve diğerleriyle sürecek.
Emek ve Alın terinin hakkı için, işçilerin tarihsel davası ve birliği için; DAYANIŞMA!
Çağrımız, Sendika ve konfederasyon farkı gözetmeksizin tüm emek örgütlerine, sendika ve Konfederasyonlara, siyasi partilere, kitle örgütlerine ve emekten yana güçleredir! Arkadaşlar, Dayanışma görevi onurlu ve ağır bir yük olarak hepimizin omuzlarındadır. UPS’nin Sendikayı tasfiye stratejisine, sınıf dayanışması ile karşı duralım. Uluslararası Emek örgütleri bizimledir! Ama onların dayanışma ve birlik davetlerini ülke içinde tamamlamalıyız!
Tekel, Desa, Sinter-Metal, Esenyurt, İSKİ ve İtfaiye İşçileri, Arkadaşlar, çağrımız ayni zamanda sizleredir!
Mücadeleyi birleştirelim. İşçi hareketinin TEKEL süreciyle ile başlayan yükselişini, kalıcı demokratik ve örgütlenme kazanımlarıyla devam ettirme görevi hepimizindir. Sosyal ve sendikal dayanışmayı, Ortak mücadele ve paylaşmayı birlikte ve yeniden keşfedelim!
Bu görev hepimizindir! Ve Alın teri, emeğin hakkı için, işçilerin tarihsel davası ve birleşik mücadelesi için, sosyal Adalet ve Barış için hepinizi dayanışmaya davet ediyoruz!
– UPS Sosyal Standartları Tanımalı, işten çıkarılanları geri almalı ve işçi kıyımını durdurmalıdır!
– İşveren, Sendikamız TÜMTİS, ITF ile Avrupa Konseyi üyelerinin görüşme çağrılarına cevap vermelidir!.
– Onurlu İş! Onurlu Yaşam! Adaletli ücret!
– Paranın gücüne karşı Emek ve işçi Dayanışması!