Home , Haberler , Torba yasa Meclis’ten geçti: Hakkari ve Şırnak il olarak kaldı, belediyelere kayyum ve özelleştirme iptal

Torba yasa Meclis’ten geçti: Hakkari ve Şırnak il olarak kaldı, belediyelere kayyum ve özelleştirme iptal

Torba yasa olarak bilinen “Yatırımların Proje  Bazında Desteklenmesi, İki İl Merkezinin Değiştirilmesi ve Bazı Kanun ve  KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın maddelerinin görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda tamamlandı. Tasarının 80 maddesi kabul edildi. Hakkari ve Şırnak’ın il statüsünden çıkarılması ve belediyelere kayyum atanması, 110 kurum ve kuruluşa ilişkin özelleştirme düzenlemeleri geri çekilirken kentleri ve doğayı sermayeye sınırsız peşkeş çeken Madde 75 kabul edildi

torba-yasa-tasarisi

Torba yasa olarak bilinen “Yatırımların Proje  Bazında Desteklenmesi, İki İl Merkezinin Değiştirilmesi ve Bazı Kanun ve  KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın maddelerinin görüşmeleri bu sabaha (19 Ağustos) karşı TBMM Genel Kurulu’nda tamamlandı. Tasarının 80 maddesi kabul edildi.

Hakkari, Şırnak il olarak kalıyor, belediyelere kayyumda geri adım

Görüşmeler sırasında kabul edilen önergelerle Hakkari ve Şırnak’ın il statüsünden çıkarılması ile belediyelere kayyum atanması olarak bilinen, “terör suçu” nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkanvekili ve meclis üyelerinin yerine İçişleri Bakanı ve vali  tarafından görevlendirme yapılmasına ilişkin düzenlemeler tasarı metninden  çıkarıldı. Bu düzenlemeler, dört partinin ortak önergesi ile metinden çıkarıldı.

Özelleştirme yağması tasarıdan çıktı

Tasarıdan çıkarılan bir diğer kritik madde de 110 kurum ve kuruluşun özelleştirilmesine ilişkin 35. Madde oldu. Tasarıya göre TRT, Atatürk Orman Çiftliği, GAP Başkanlığı, Devlet Su İşleri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlar, yani neredeyse Cumhuriyet tarihinin tüm birikimi kamu varlıkları satıp savılacaktı.

Kent-doğa dizginsiz talana açıldı

Tasarıda tepki gören bir diğer önemli madde ise kabul edildi. Kabul edilen 75. Madde ile Ekonomi Bakanlığı’nın proje bazında desteklediği yatırımlar için sermayeye neredeyse sınırsız teşvik ve muafiyet getiriliyor. Üstelik bu yatırımlar için diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırılabilecek. Kentleri ve doğayı hiçbir engele takılmadan sermayeye peşkeş çeken düzenleme ile,

-Kurumlar vergisi, Gümrük Vergisi muafiyeti, gelir vergisi stopajı teşviki,

-Hazine arazilerinin 49 yıllığına bedelsiz tahsisi, yatırımın tamamlanması ve 5 yıllık istihdamın sağlanması halinde bedelsiz devri

-Proje çalışanlarının 10 yıla kadar sigorta primi işveren hissesinin ve 10 yıla kadar tüketilen enerjinin %50’sinin kamu bütçesinden  karşılanması

-Sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılacak krediler için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya da hibe desteği sağlanması,

-Nitelikli personel için 5 yıla kadar asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katına kadar ücret desteği,

-Yatırım tutarının %49’una kadar edinilen payların 10 yıl içerisinde halka
arzı veya yatırımcıya satış şartıyla yatırıma ortak alınması

-Devletin alım garantisi vermesi mümkün olacak.

Bakanlar Kurulu’nun yetkisini Ekonomi Bakanlığı’na devreden düzenleme ile bakanlığa proje bazında yetki verilirken teşvikler arasında geçen kimi ifadeler ise muğlak. Örneğin “nitelikli personel” nasıl tanımlanacak ya da devletin vereceği alım garantisinin fiyatlandırmasının nasıl yapılacağı ya da hangi ilkelere göre belirleneceği belli değil.

İş cinayetlerine devam

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Az tehlikeli 50’den az çalışanı olan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğunun başlangıç tarihi olan 01.07.2016 tarihi bir yıl ertelendi. Bir milyonu aşkın işyerini, 4,5 milyon çalışanı etkileyecek bu değişiklikte gerekçe “işverenlerin ekonomik olarak kendini ayarlayamaması”ydı.  AKP iktidarı şçilerin yaşam hakkını, işverenlerin kârına açıkça kurban etti.

Orman arazisine fabrika kur, nasılsa kanun çıkar

Orman Kanunu’na getirilen düzenleme ile müsadereye konu olmaları nedeniyle kamu hizmetine sunulamayacak olan ve orman niteliğini kazanan taşınmaz üzerinde bulunan fabrika ya da  ticarethaneler, 49 yıllığına kiraya verilebilecek. Düzenlemeyle orman arazileri üzerine kurulduğu için dava konusu olmuş, ruhsatları iptal edilmiş fabrika ve ticarethanelere işlerlik kazanmasının yolu açıldı. Orman arazisine fabrika kuracakları adeta cesaretlendirecek uygulama ile ormanların talan edilmesi daha da mümkün hale gelecek.

Elektrik faturalarındaki soygun artacak

6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle “Elektrikte arz güvenliği için yedek kapasite oluşturulması dahil, yeterli kurulu güç kapasitesinin oluşturulması veya sistem güvenliğinin oluşturulması için güvenilir kurulu güç kapasitesinin korunması amacıyla yerli kaynaklara öncelik veren kapasite mekanizmalarının oluşturulması, bunun için TEİAŞ tarafından yapılacak ödemelerin iletim tarifesi hesaplamalarında dikkate alınması” şeklinde düzenleme getirildi. Böylece, elektrik üretimi yapan şirketlere ek kaynak sağlandı. TEİAŞ’ın özel üretim santrallerini ihtiyaç anında devreye sokma yetkisi paralı hale geldi.  Özel elektrik üretim santralleri halihazırda TEİAŞ’ın talimatını uygulamak zorunda iken, bu düzenlemeyle şirketler ek para alarak santralleri devreye sokacak. TEİAŞ’ın özel şirketlere ödediği bedel ise halktan alınacak, yani elektrik faturalarındaki iletim bedeline yansıtılacak, faturalardaki soygun artacak.

Sermayeye KDV desteği

Sermayeye bir teşvik de Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle getirildi.  Yatırım teşvik  belgesi kapsamında bulunan yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde geri ödenen KDV için “stratejik yatırım” olma şartı kaldırıldı. 500 milyon lira tutarındaki asgari yatırım şartı 50 milyon liraya  indirildi.

UMREK: TMMOB kanununa aykırı, karşı meslek odası

Kısa adı UMREK olan Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu kurulacak. Bağımsız bir komisyon olarak tarif edilmekle birlikte UMREK’in mali işleri dahil her türlü sekretarya hizmetleri Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek. Madenlerle ilgili üretim, planlama, raporlama, rezerv çalışmaları gibi her tür işin yetkili veya yetkilendirilmiş tüzel kişiliklerce yapılması, bu kişilerde aranan niteliklerin UMREK’çe belirlenmesi, sicil tutma, aidat toplama, sertifika verme, yetkilerin iptali gibi işlemlerin UMREK tarafından yapılacak. 6235 sayılı TMMOB kanununa aykırı biçimde meslek odalarının yerine işlevlendirilen UMREK ile yer bilimleri alanında kurulu meslek odalarına (Maden, Jeoloji, Jeofizik Mühendisleri Odaları’na) karşı meslek odası yaratılıyor.

Şehir hastanelerinde denetim muğlaklığı

Sağlıkta dönüşüm ve özelleştirmede gelinen son nokta olan şehir hastaneleri sayesinde yükleniciye büyük meblağlarda rant sağlanmış ve özellikle yüklenici şirketin ayrıca hastane çevresinde kuracağı otopark, alışveriş merkezi gibi ticari alanları da işleterek kar elde etmesi ve buradan elde edeceği gelirlerin KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf tutulması yapılan sözleşmelerle garanti edilmişti. Yasa ile idarenin, yüklenicinin sözleşme kapsamına giren faaliyetlerini bütün aşamalarda denetleyebileceği gibi denetletebileceği hükmü getirildi. Ancak bu denetleme veya denetletme durumu muğlak kaldı.

Torbada neler var?

Torba yasada kabul edilen diğer maddelerle getirilen düzenlemeler şöyle:

Defin ruhsatını, mevtanın muayenesinden  sonra belediye tabiplerinin yanı sıra toplum sağlığı merkezi tabipleri ve aile  hekimleri de verebilecek. Bu ruhsatın yerleşim yeri bazında hangi tabiplerce  verileceğini Türkiye Halk Sağlığı Kurumu belirleyecek.

DSİ Genel Müdürlüğü muhasebe hizmetleri, 5 yıl daha Maliye Bakanlığı  personelince yürütülecek.

Karayolları Genel Müdürlüğünce erişme kontrolü uygulanan  karayollarında yapılan, işletilen, işlettirilen, yap-işlet-devret modeli esas  alınarak yaptırılan ve işlettirilen binalar, hizmet tesisleri ve bakım işletme  tesisleri, karayolunun müştemilatı sayılacak. Bu bina ve tesisler, devlet  ormanlarındaysa  Karayolları Genel Müdürlüğüne bedelsiz devredilecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açılış izniyle faaliyet  gösteren özel kreş ve gündüz bakımevlerinin, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul  öncesi eğitim kurumlarında uygulandığı gibi 5 vergilendirme dönemi süresince elde  edilen kazançları kurumlar vergisinden istisna tutulacak.

Gayrimenkul sahiplerince yapılan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu  sağlamaya yönelik harcamalar doğrudan gider olarak indirilebilecek.

Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında kredi teminatı sağlayan kurumların,  Gelir Vergisi Kanunu kapsamındaki kazanç ve iratları üzerinden vergi kesintisi  yapılmayacak.

Bakanlar Kuruluna, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara  vergi kesintisi yaptırmaya ve belirli şartlar altında farklı kesinti oranları  tespit etmeye ilişkin yetki verilecek.

Değerli Kağıtlar Kanunu’nda yer alan değerli kağıtlar tanımına elektronik imza kullanmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde  oluşturulan belgeler de dahil ediliyor.

Gaziantep’in Şahinbey ilçesi sınırları içerisinde, düzenlemenin  yürürlüğe girdiği tarihten önce Gecekondu Kanunu’na göre ilgili idarelerce  yapılan arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi halinde, arsa veya  konut tahsisi için ödenen bedeller en geç 3 ay içerisinde faiziyle hak  sahiplerine veya mirasçılarına ödenecek. Hak sahipleri, bunun dışında ilgili  idareden herhangi bir hak, bedel ve tazminat talep edemeyecek.

Arsa veya konut tahsis işleminin gerçekleştirilememesi nedenleriyle  arsa veya konutların adlarına tescili, bedel veya tazminat ve benzeri taleplerle  açılan ve henüz kesinleşmeyen her türlü davalarda da bu hüküm uygulanacak.  Reddedilen davaların yargılama giderleri davalı idare tarafından ödenecek.

Merkez Bankasına, iki imza taşımak  koşuluyla reeskonta ve avansa kabul edilecek ticari senet ve vesikaların  türlerini, uygulamayla ilgili diğer konuları düzenleme yetkisi verilecek.  Verilecek kredilerin en yüksek sınırı ve kredi türlerine göre limitleri para  politikası ilkeleri göz önünde tutularak, Merkez Bankasınca belirlenecek.

Rektör, çalışmalarında kendisine yardım etmek üzere, üniversitenin  aylıklı profesörleri arasından en çok üç kişiyi kendi rektörlük görev süresiyle  sınırlı olmak kaydıyla rektör yardımcısı olarak seçecek.

Yapılan denetimler sonucunda faaliyet izninin kaldırılmasını gerektiren durumlar tespit edilen vakıf yüksek öğretim kurumları ile kurucu  vakıflarına kayyum atanan vakıf yükseköğretim kurumlarının faaliyet izni, YÖK’ün  teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kaldırılacak.

Bu durum, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş kanununun  yürürlükten kaldırılmasının sağlanması için YÖK tarafından Milli Eğitim  Bakanlığına bildirilecek.

Bu şekilde faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarında  kayıtlı öğrenciler, YÖK tarafından garantör üniversiteye veya belirlenecek bir  devlet üniversitesine intikal ettirilecek.

Faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumlarının mal varlığı,  Türk Medeni Kanunu’nun resmi tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilecek. Resmi  tasfiye süreci, Maliye Bakanlığı ve YÖK tarafından başlatılacak. Yetkili ve  görevli mahkemece Maliye Bakanlığı ve YÖK’ün birer temsilcisi tasfiye memuru  olarak atanacak. Tasfiye gideri, tasfiye olunan vakıf yükseköğretim kurumunun mal  varlığından karşılanacak. Tasfiye işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan  muaf olacak.

Tasfiye memurları, yaptıkları işlemler nedeniyle görevinin gereklerine  açıkça aykırı davrandıklarının ceza mahkemesi kararıyla tespit edilmesi dışında  mali ve idari yönden sorumlu tutulamayacak.

Düzenlemeye göre, tasfiye süresince vakıf yükseköğretim kurumu  aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilemeyecek. İhtiyati tedbir  ve ihtiyati haciz dahil her türlü icra takibatı duracak ve yeni icra takibi  yapılamayacak. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu hesaplarına konulan ihtiyati  tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler kalkacak. Tasfiye süresi boyunca  zaman aşımı süresi işlemeyecek. Tasfiye sonucunda kalan mal varlığı kurucu vakfa  geçecek.

Öğrencilerin nakledildiği yükseköğretim kurumları, faaliyet izni kaldırılan vakıf yükseköğretim kurumunun borçlarından dolayı sorumlu  tutulamayacak.

Kurucu vakıflarına kayyum tayin edilen veya faaliyet izni kaldırılan  vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet başkanı ve üyeleri ile tüm  yöneticilerinin görevleri kendiliğinden sona erecek. Bu vakıf yükseköğretim  kurumunda çalışan akademik ve diğer personelin hizmet sözleşmeleri hakkında İş  Kanunu hükümleri uygulanacak.

Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izninin geçici olarak durdurulması halinde, durdurulma süresince kurumun idaresi, eğitim ve öğretimi  sürdürmek veya tamamlamak üzere YÖK tarafından garantör üniversiteye veya  belirlenecek bir devlet yükseköğretim kurumuna verilecek. Bu vakıf yükseköğretim kurumunun kurucu vakfının üyeleri ve tüm yöneticilerinin görevleri, faaliyet  iznini geçici olarak durdurulması kararı ile sona erecek. Bu kurucu vakfa YÖK ile  Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi üzerine yetkili mahkemece kayyum atanacak.

Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca vakıf yükseköğretim kurumu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı  verilemeyecek, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dahil her türlü icra takibi  duracak ve yeni icra takibi yapılamayacak. Varsa vakıf yükseköğretim kurumu  hesaplarına konulan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, hacizler ile blokeler  kalkacak. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca zaman aşımı süresi işlemeyecek.

Düzenleme kapsamına giren vakıf yükseköğretim kurumlarında eğitim  öğretim ücretlerinin belirlenmesine, öğrencilerin nakline, eğitim öğretimin ve  diğer işlemlerin aksamadan yürütülmesine ilişkin her türlü tedbirleri almaya ve  düzenleme yapmaya YÖK yetkili olacak.

İstanbul’da Engelsiz Eğitim Vakfınca İstanbul Kent Üniversitesi adı  altında bir vakıf üniversitesi kurulacak.

Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit  alanlarında, İmar Kanunu’nun ilgili maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan  tadilat ve tamiratları, kültür varlıkları yönünden bünyesinde koruma, uygulama ve  denetim büroları kurulan yerlerde yetkili idarelerden, bu büroların olmadığı  yerlerde Koruma Bölge Kurulu Müdürlüklerinden, tabiat varlıkları ve doğal sit  alanları yönünden ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden izin almadan ya da  izne aykırı yapanlar veya yaptıranlar, 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para  cezası ile cezalandırılacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, alan başkanlarını atayacak ve maaşlarını  ödeyecek.

Düzenlemenin yasalaştığı tarihte görev yapan alan başkanları, danışma  kurulu üyeleri, eş güdüm ve denetleme kurulu üyelerinin görevleri sona erecek. Bu  kişilerin yerine en geç 6 ay içinde bakanlıkça görevlendirme yapılacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığına yönetim planını hazırlama veya hazırlattırma konusunda yetki verilecek.

Bakanlıkça yapılan veya yaptırılan her türlü proje ve uygulamalarda,  bu düzenlemeyle koruma, uygulama ve denetim bürolarına verilen görev ve yetkiler  Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri tarafından kullanılacak.

Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak, kesintiye  uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde, özel mülkiyette  bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımı, restorasyonuna  yönelik proje ve uygulama işleri, maliklerinin ve diğer ilgililerin muvafakatı  aranmadan, bedelsiz olarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca gerçekleştirilebilecek.  Bu kapsamda yürütülen proje ve uygulama işlerinden bir mali yıl içinde  tamamlanması mümkün olmayanlar için 4 yılı geçmemek üzere gelecek yıllara yaygın  yüklenmeye girişilebilecek.

Belediyelerin bizzat kendileri veya sermayesinin tamamı belediyeye ait  şirketler tarafından kurulacak elektronik denetleme sistemlerinden elde edilen  gelirlerin yüzde 30’unu belediyeler alabilecek. Bu sistemin belediyeler  tarafından üçüncü kişilere gelir paylaşımı şeklinde ihale edilmesi halinde,  sistemin yatırım maliyetine kadar bu gelirin yüzde 30’unu, yatırım maliyetinden  sonra ise yüzde 15’ini alabilecek.

Düzenlemeyle, Kamulaştırma Kanunu’nun satın almaya ilişkin hükümlerinde de değişiklik içeriyor.

Buna göre, malik veya yetkili temsilcisi ile kamulaştırılacak taşınmaz  için komisyonla arasında tutanak düzenlecek. Tutanakta, malikin kimlik  bilgilerine ve taşınmazların tapuda tesciline veya terkinine dair kabul beyanları  yer alacak.

İçişleri Bakanlığının güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyduğu kamu kurum  ve kuruluşları, belediyeler ve İl Özel İdareleri dahil mahalli idareler ve diğer  kamu tüzel kişilerine ait taşınmazlar, kaynak veya irtifak hakları Bakanlar  Kurulu kararıyla Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilecek.

Taşınmazın bedeli, tescil işleminden itibaren 60 gün içinde valiliklerce tespit edilecek. Bedele ilişkin itirazlar Danıştaya yapılacak.  İtirazlar tescil işlemini durdurmayacak. Mahkemelerce ihtiyati tedbir ve  yürütmenin durdurulması kararları verilemeyecek. Bu taşınmazlara ilişkin ihtiyaç  duyulan imar planı değişiklikleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen  yapılacak veya yaptırılacak.

Maden Kanunu’na eklenen maddeyle; Maden İşleri Genel Müdürlüğünün  sorumluluğu ve koordinasyonunda, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde  “Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası” kurulacak.

Bilgi Bankası; maden arayacak, araştıracak, kamu ve özel sektör  tarafından üretilen yer bilimleri verileri, sondajlara ait karot, kırıntı, el  örneği ve benzer numuneler ile harita, kesit, stratigrafi ve benzeri dokümanları  arşivleyecek, yayımlayacak ve kullanıcıların hizmetine sunacak.

Tasarı, devlet üniversiteleri ile Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları arasında yürütülen iş birliği ve birlikte kullanım protokollerinin  uygulanmasında ortaya çıkan ihtiyaçlar ve sorunlar çerçevesinde düzenleme  yapıyor.

İlgili üniversite ve özel hastanenin yetkili makamları arasında iş birliği protokolü imzalanacak, Sağlık Bakanlığı ve YÖK’ün onayıyla uygulamaya  konulacak. İş birliği yapılan özel hastane, üniversite için sağlık uygulama ve  araştırma merkezi kabul edilecek. Burada fiilen görev yapacak olan üniversite  öğretim elemanları, ilgili dekan ve hastane yöneticisinin talebi üzerine rektör  tarafından görevlendirilecek. Görevlendirilen üniversite personeline kendi  mevzuatı uygulanacak.

Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları, sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak, birlikte  kullanıma geçildikten sonraki tasarruflara etkili olmamak şartıyla  birleştirilecek. Birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde görevli öğretim  elemanları dahil tüm personel, ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık,  nöbet, konsültasyon ve diğer sağlık hizmetlerini yerine getirecek. Nöbet tutan  öğretim üyelerine nöbet ücretleri ödenecek.

Tıp veya Diş Hekimliği Fakültesi bulunan ancak Sağlık Uygulama ve  Araştırma Merkezi bulunmayan veya bu merkezde yeterli kapasite ve eğitim  altyapısı bulunmayan vakıf üniversiteleri, tıp ve diş hekimliğinde lisans  eğitimi, tıp, diş hekimliği ve eczacılıkta uzmanlık eğitimi ile araştırma  faaliyetleri için yeterli kapasite ve eğitim altyapısı bulunan özel hastaneler  ile bütçeleri ayrı olmak şartıyla iş birliği yapabilecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında tabiplik  veya tıpta uzmanlık eğitimini tamamlayan tıp doktorları, 6 ay içinde Türkiye’ye  dönmek ve en az 3 yıl süreyle Türkiye’de fiilen çalışmak şartıyla mecburi  hizmetten muaf olacak.

Yurt dışında görev yapan doçent ve profesör unvanına sahip tıp doktoru  akademisyenler, Türkiye’de en az 3 yıl süreyle fiilen akademik kadroda çalışmak  kaydıyla mecburi hizmetten muaf tutulacak.

Aile hekimlerinin asgari 8 saat nöbet tutma mecburiyeti kaldırılacak.  Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına, belirtilen yerlerde haftalık  çalışma süresi ve mesai saatleri dışında nöbet verilecek.