Anasayfa , Haberler , 'Suikastın Suçlusu Hrant Dink'

'Suikastın Suçlusu Hrant Dink'

İSTANBUL | 14 – 08 – 2010 | Hükumet, Ermeni gazeteci Hrant Dink’in ölümünde önce ve sonraAİHM’e yapılan başvurulara ilişkin savunma yaptı. Savunma skandal ifadelerle dolu. Hükumet, Hrant Dink’in mahkum olmasına neden olan yazıyla “Halkı tahrik ettiği, nefret söyleminde bulunduğu”nu iddia ederek, suikastta tek suçlunun Hrant Dink olduğunu savundu.

Hrant Dink öldürülmeden kısa bir süre önce “Türklüğü tahkir suçu”nu düzenleyen TCK’nın 301. maddesinden aldığı mahkumiyet nedeniyle AİHM’e başvurmuştu. Bunun üzerine ailesi ölümünden sonra polis ve jandarmanın suikast hazırlığını bilmesine rağmen müdahele etmemesine AİHM’e taşıdı. AİHM, Dink’in ölmeden önce yaptığı başvuru ile ailesinin yaptığı başvuruları birleştirerek, görüşmeye karar verdi ve davayla ilgili hükümetten savunma istedi. Vatan gazetesi muhabiri Kemal Göktaş bugün hükümetin savunmasını yazdı.

ERMENİ OLDUĞU İÇİN CEZALANDIRILDI

Aile, AİHM başvurusunda şöyle dedi: “Hrant Dink, ifade özgürlüğü ihlal edilerek Türklüğü tahkir ettiği iddiasıyla mahkum edildiği için aşırı milliyetçi grupların hedefi haline gelmiştir. Bilir kişilerin yazının suç oluşturmadığı yönündeki raporuna rağmen ceza verilmiştir. Yazının bütününe bakılmamış, bu yüzden Dink’in dava konusu olan “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur” ifadesi ile Türklüğü tahkir etmediği, Ermeni Diasporası’nı eleştirdiği göz önüne alınmamıştır. Hakimler Türk kimliğine etnik açıdan saf bir anlam yükleyerek, ırkçı bir tarzda yorumlamış, sırf Türk etnik kimliklerini ileri süren kişileri davaya müdahil olarak kabul etmiştir. Dink, Ermeni olduğu için cezalandırılmış ve ayrımcılık uygulanmıştır.”

HÜKÜMET: ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İÇİN MAHKUMİYET DÜŞTÜ

Hükümetin savunması ise şöyle: “Dink hakkında Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da onayladığı 301. madde mahkumiyetine ilişkin dava, öldürüldüğü için düştü, cezan kesinleşmedi. Bu yüzden Dink’in başvuru hakkı yok. Dink Ailesi de 301. madde mahkumiyetinden doğrudan zarar görmediği, “mağdur” sayılamaz. AİHM, daha önce Almanya’da bir Nazi örgütü liderine nasyonal sosyalizmi savunan yazısı için verilen cezayı yerinde buldu. Demokratik bir toplumda bu tür yazılar halkı tahrik etmek suçunu oluşturacak ve kamu düzenini bozacaktır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “nefret söyleminin engellenmesine” ilişkin tavsiye kararı bulunmaktadır. Dink’in yazısı da “nefret söylemi”dir. Davanın Dink Ailesi’nin kökeniyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.”

AİLE: KATİL YAKALANDIKTAN SONRA FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ

Dink ailesinin öldürülmesine ilişkin başvurusunda, “Hükümet, Hrant Dink’in aşırı milliyetçi grupların tehdidine bıkarılmasına rağmen yaşamını koruma ödevini yerine getirmemiştir. Suikast hazırlığını polis ve jandarma önceden bilmesine rağmen gereken tedbirleri almamıştır. Bu tedbirleri almayan kamu görevlileri aleyhindeki ceza yargılamaları etkisiz kalmıştır. Polis ve jandarma, katil zanlısı ile yakalanmasından sonra Türk bayrağı önünde fotoğraf çektirerek desteklerini göstermiştir” denildi.

Hükümet ise savunmasında “Devlet yaşam hakkını korurken önleyici tedbir almasını gerektiren bilgilere sahip olması gerekir. Cinayetten hemen sonra katil yakalandı ve ilişkide bulunduğu 39 kişi gözaltına alınarak, bir kısmı tutuklandı. AİHM içtihatlarına göre yaşam hakkının ihlalinden bahsedebilmek için “Mağdur gerçek ve yakın biçimde tehdit ediliyor muydu, yetkili makamlar bunu biliyor muydu ve bu tehlikenin önüne geçmek için makul tedbirler alındı mı?” sorularının sorulması gerekir. Dink gerçek ve yakın biçimde tehdit edilmiş olsaydı koruma için yerel makamlara başvurur ve koruma isterdi” dedi. (Etha)