ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
Stuttgart | 05.12.2020 | A. S., 2015 yılında umutlarını bavuluna atarak, çocukları için daha iyi bir gelecek kurabilme hayalleri ile eşi ve çocuklarıyla birlikte, Almanya’nın Stuttgart kentine mülteci olarak gelir. Yavaş yavaş bürokratik sorunlar çözülmeye çalışılmış, çocuklar okula başlamış ama eşler arasındaki sürekli tartışmaların, çoğu kez fiziksel şiddete dönüşmesi Alye için artık katlanılmaz bir hal almıştı.
20 Haziran gününün akşamı saat 21.00 sularında yine tartışmışlar ve A. eşine, “ayrılmak istediğini” söyleyerek evden çıkar. Akabinde, eşi mutfaktan aldığı bıçakla A.’nin peşinden koşup, Nordbahnhof S – Bahn durağında herkesin gözü önünde birçok yerinden bıçaklar. A. kaldırıldığı hastanede tüm müdahelelere rağmen, iki gün sonra yaşama veda eder.
Olay duyulur duyulmaz ilerici, devrimci kadın örgütleri A.’yi sahiplenmiş, katledildiği yerde bir anma ve basın açıklaması yapıp, olayın takipçisi olacaklarını söylemişlerdi.
Mahkeme başladı;
A.S.’nin katili, 04.12.2020 Cuma günü sabah saat 09:00 da yargılanmak üzere ilk duruşmaya çıkarıldı. Kadınlar 5 ay önce söyledikleri gibi A.’yi sahiplenmek, sesi çıkmayan kadınların sesi ve olayın takipçisi olmak için 08,30’da mahkeme önünde pankartları, bayrakları ile yerlerini aldılar. Mahkemeye katılma ve miting çağrısını yapan Avrupa Kadın Dayanışması (AKD) bileşenlerinden SKB, Yeni Kadın, KKH, ADKH miting yerinde yer alırken, Courage de destek verdi.
Miting katledilen kadınlar anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Açılış konuşmasında pandemi sürecinde yükselen kadın katliamlarına parmak basılırken, “patriarkal şiddetin kökeninin kapitalist sistem olduğu ve artık susmayacaklarını” anlattılar.
A.S. olayı, münferit bir olay değildi;
Ardından AKD’nin açıklaması okundu. Okunan açıklamada; “A.S. olayı, münferit bir olay değildi. 2020’nin başından beri, özellikle de pandemi ile birlikte “evde kal” çağrılarıyla kadınların evlere kapatılmasından bu yana, kadına yönelik şiddetin büyük ölçüde artmasıyla yaşanan kadın katliamlarından sadece biriydi.
Biz kadınları pandemi değil, her gün maruz kaldığımız ataerkil şiddet öldürüyor!.. Artan şiddet olaylarına rağmen, “pandeminin ekonomik krize neden olduğu” bahanesiyle kadın sığınma evleri bir bir kapatılırken, „devlet yardımı“ adı altında tekellere yüklü meblalar ödeniyor! Mahkemelerde kadın katillerine verilen cezalar, mükâfat gibi… Kadın katilleri duruşmalarda “iyi hal” indirimleri ile küçük cezalarla kurtulabilmekteler. Emperyalist patriarkal sistemde onlar, küçük cezalarla hayatlarına tekrar devam etme olanaklarına sahipken, biz kadınların payına düşen ise; „HAYIR; HAYIR DEMEKTİR!“ yasasının gerçekten uygulanmasını sağlamak için ellerimizi ve yüreklerimizi birleştirerek mücadeleyi büyütmektir.” dediler… Sözlerini, “Artık bu ataerkil şiddet karşısında sessiz kalmıyoruz ve tüm kadınları A.S.’yi sahiplenmeye, sesi çıkmayanların sesi olmaya çağırıyoruz. “Hayır; Hayır Demektir” ve “İstanbul Sözleşmes”i yasalarının derhal uygulanmasını talep ediyoruz!” diyerek bitirdiler. Alkışlar ve atılan sloganlarla miting sona ererken kadınlar hep birlikte mahkeme salonuna girdiler.
A.’nın Kızı ve Oğlu Davacı
Basının, A.’nin kızının ve oğlunun da katılıdığı duruşma iddanamenin okunması ile başladı. İddianamede, “A.’nın Almanya’ya geldiğinden beri sürekli şiddet gördüğü, ayrılmak istediği için sokak ortasında, özellikle boğaz ve kalbi gibi vücutaki ölümcül yerlere isbet edecek şekilde bıçaklandığı, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahelesinden sonra hastaneye kaldırılıp acil ameliyata alındığı, ancak tüm müdahelelere rağmen sadece iki gün hayata tutunabildiği, sonuçta çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdiği” bilgisi verildi.
A.’n.n kızının ve oğlunun da davacı olduğu mahkemede, katil susma hakkını kullanacağını bildirdi. Katilin “kasıtlı öldürme’den yargılanması beklenmekte.
Ana davanın başlayacağı duruşma tarihi 22 Aralık saat 14,00 olarak bildirilerek mahkeme sona erdi. Kadınlar slogan atarak mahkemeden çıkarken bir sonraki duruşmada da orada olacaklarını bildirdiler.
