Anasayfa , Haberler , SOMA ÖLÜM OCAĞI ; ՍՈՄԱ`Ն ՄԱՀՎԱՆ ՕՋԱԽ Է ,

SOMA ÖLÜM OCAĞI ; ՍՈՄԱ`Ն ՄԱՀՎԱՆ ՕՋԱԽ Է ,

XXXAHM-23-05-2014-  Soma maden ocağı katliamı,Türkiye’nin aynı zamanada dünyanın en büyük maden ocağı faciası olarak şimdiden tarihe geçti.Soma İşçi Katliamı olarak da anılacak,hafızalardan kolay kolay silinmeyecek  bu vahşet,işçi ölümlerinin en büyük olma özelliği ile de işçi sınıfı mücadele tarihinde yerini koruyacaktır.

13 Mayıs 2014 günü meydana gelen,devlet yetkililerinin ”trafo patlaması” olarak gösterdiği,

aksine karbonmonoksit gazının sıkışması ile oluşan maden faciası tüm emekçileri yasa boğdu.Bu

katliamda resmi rakamlar ölen madenci sayısını 301 olarak açıkladı.Ama gerçek bu değildi.Ölü sa-

yısının gizlendiği,bu rakamın üstünde olduğu herkesin kanaatıdır.Vardiya değişimine denk gelen bu

facia anında 787 işçinin ocakta bulunduğu söylenmektedir.Hiç bir kayıt düzeninin bilinçli olarak

gösterilmediği,hiç bir zaman da gösterilmeyecek belgelerde kesin ölü sayısı hep gizli kalacaktır.

GetAttachment (8)

‘Sır” dolu bu patlamada,her şey gizlendiği gibi kaçak çalışan çocuklar ve Suriye’lilerin akı -beti hakkında devlet bütün giriş ve çıkışları tutarak bağımsız,muhalif gözlemcilerin araştırma ve in –

celeme yapmasına engel olmuştur.19 yaşında maden ocağında ölen Celal Yıldız,3 sene önce Face –

book sayfasında okul parasını kazanmak için 2011 yılında maden ocağında işe başladığını duyur –

muştu.Gizlice çıkarılan,ölü çocuk madencilerin akıbeti bugün veya yarın muhakkak ortaya çıkacak.

 

Soma maden faciasında,AKP iktidarı ile çıkar birliği kuran Soma Holding yöneticilerinin

kirli ilişkileri,aynı zamanada su yüzüne çıkmaya başladı.Soma Holding maden işletmeleri genel

müdürünün eşi Melike Doğru’nun,Manisa Büyükşehir Belediye Meclis üyesinde, şirketi temsil etti –

ği belli olmuştur.30 Mart yerel seçimlerinde Soma’lı 3 bin maden işçisini ”yoksa işten atılırsınız”

korkusuyla,zorla AKP mitingine götürdükleri ortaya çıktı.Üstelik burada ”en büyük başkan,bizim

başkan” diye,Somalı işçilerin şapkalarıyla selamladıklarını,yandaş basının aksine,muhalif kesimle-

rin araştırmaları sonucu ortaya çıktı.Tüm bunlar yetmiyormuş gibi,seçimlerden önce yoksul halka

AKP’nin siyasi çıkarlarına hizmet etmek ve oy alabilmek için Türkiye genelinde bedava kömür da –

ğıttıkları ortaya çıktı.Manisa’da AKP bu yüzden %45 oy oranıyla I.Parti seçildi.

 

TKİ’nin sahibi olduğı Soma Maden Ocağı,özelleştirme ile Soma Kömür İşletmeleri AŞ sa-

hibi Alp Gürkan’a devredildi.Köklü değişiklikler yapılarak üretimin arttırılması için ne gerekiyorsa

yapılacaktı.Günde 3 vardiya olarak çalışılmaya başlandı.Bu günde 11 ton kömür demektir.Vardiya-

lar arasında rekabet,”kim daha çok kömür çıkardı” yarışı başlatıldı.Elverişsiz ortamlarda,tamamen

performansa dayalı,işçinincan güvenliği hiçe sayılarak daha çok kazanma ile aşırı kar hırsı öneçıktı.

 

Özelleştirilip tamamen AKP iktidarının çıkarları için hizmet yürüten Soma maden ocağın-

da sistem kar üzerine kurulmuş olduğu için hükümet ile işveren ortak hareket etmektedir.Siyasi iliş-

kileri vardır.TKİ kendi payına düşen kömürü aldıktan sonra,geriye kalan kısım işletme payı olarak

siyasal sermayeye kar kalmaktadır.İş güvenliğinden kaçınan işveren,maaliyet masraflarından kaçı –

narak azami kar peşine düşmüştür.İş güvenliğinin olmadığı ocakta,işçiler tesadüfen bu günlere ge –

lebilmişlerdir.İş yeri sahibi Alp Gürkan,Soma maden ocağını bu koşullarda ”I.sınıf çalışma yeri”

olarak kamuoyuna gösterdi.

 

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yani sermaye ile içiçe geçen siyasal iktidar,

ilişkilerinde çıkar ortaklığı kurdular.Hep birbirlerini destekleyen açıklamalarda bulunarak gerçekler

gizlendi.”Dünyanın en güvenilir maden ocağı” olarak gösterilen Soma maden ocağı,maalesef ken –

di yalanlarına göre ”bir trafo patlamasına dayanamadı”.Ne yaşam odaları,tam teşekküllü oluşturul –

muş,ne alternatif kaçış yolları var,hiç bir iletişim sistemi yok,gaz maskeleri çalışmaz durumda (her

biri kaza anında 45dakika çalışması gerekir),işçiler olay anında hiç bir işe yaramayan maskeleri

attıklarını söylediler.Tamamen ihmaller ile dolu bir işyeri olduğu ortaya çıktı.Oysa ki önceden ”o –

lası bir kaza anında 500 işçinin günlerce yeme,içme ihtiyacını karşılayacak,nefes alabilecekleri

yaşam odaları oluşturduk” açıklamasında bulunmuşlardı.Ne dedilerse yalan çıktı.

GetAttachment

KAZA DEĞİL,CİNAYETTİR  ,

ՊԱՏԱՀԱԿԱՆՈԻԹՅՈԻՆ  ՉԷ   ՍՊԱՆՈԻԹՅՈԻՆ  ՈԻ  ԿՈՏՈՐԱԾ Է ,

 

13 Mayıs’ta meydana gelen,dünya tarihinin en korkunç madencilik faciaları arasında anılan

Soma maden ocağı katliamı,AKP’nin kendini bu suçtan kurtarmak için söylediği kader,kaza gibi

açıklamaları hiç kimseyi inandıramamış,suç üstü yakalanmışlardır.Halen de suç işlemeye,gerçek –

ten olup-bitenleri kamuoyundan gizleyerek,devam ediyorlar.Eneri Bakanı’nın,Soma Maden Oca-

ğı şirketine ”sağlık ve güvenlik” tedbirleri için,teşekkür ederken,sakalından utanmadı,allah korkusu

yaşamadı.Vicdanı sızlamadı.

 

Tehlikeli boyutlara ulaşan karbonmonoksit gazının yükselişini cihazların uyarmasına rağ –

men,kömürlerin hiç görülmemiş şekilde ısınması,ışıkların sönmesi,kaza olacağının emareleri bes –

belli iken,”çalışın bir şey olmaz” diyen,”dayıbaşları”,”ekipbaşları” işçileri ölüme gönderdiler.İşçiler üstünden kar sağlayan bu kan emiciler patronun madendeki uşaklarıdır.Yine bir teknisyenin tüm u-

yarılarına kulaklarını tıkayan şirket yetkilileri Kar ve aşırı üretimin durdurulmasını istemediler.Ku-

lak asmadılar.”Bu kablolar dayanmaz,mutlaka bir arıza olacak,faciayla sonuçlanacak,birgün hepi –

mizin cenazesini buradan çıkaracaklar” demesine rağmen dikkate almadılar.

 

Böyle tehlikeli ve sorunlu bir işyerinin müfettişler tarafından senede iki kere denetlemeye

tabii tutulması ayrıca bir sorun olarak görülmelidir.Denetleme önceden şirkete haber verildiği için,tabi ki buna da ”denetleme” denilirse,önceden hazırlanan tüm dökümanlar imzalanır,yemekler

yenir,sonradan herkes yine bildiği gibi hareket ederdi.Tüm bu olup bitenleri sadece izlemekle yeti –

nen Maden-İş Sendikası bu katliamda,bu acı tabloda çok büyük sorumlulukları vardır.Suç ortakla-

rıdır.Hiç bir işçinin memnun olmadığı,aynı şirketin bir sözcüsü gibi çalışan Maden-İş,işbirlikçi,işçi

düşmanı yüzünü göstermiştir.Sendika seçimide ise işçinin hiç bir seçeneğinin olmadığı,doldurulan

zarfların sadece götürüp sandığa atmaktan başka bir rolü olmadığı ortaya çıkmıştır.

 

SKANDAL,

ՍԿԱՆԴԱԼ ,

 

Dünya madencilik sektöründe,maden facilarının olduğu ülkelerin başında Rusya,G.Afrika,

Çin,Zimbabwe,Hindistan almaktadır.Ama Türkiye bu ülkeleri geride bırakarak,işçi katliamlarında

I.ülke,en çok ölümlerin yaşandığı ülke olarak yerini almıştır.Avrupa ülkelerinde,her geçen gün ge-

rileyen ölüm oranları,yerini Türkiye’ye bırakmıştır.İnsan Hakları ihlallerinde yine Türkiye ilk sırayı

almaktadır.Bunlar tesadüfi değildir.Özelleştirilen işyerleri,fazla kar amacıyla,yoğun çalışma tempo-su,getirilen prim sistemi kazayı tetiklemiştir.Ekipbaşı,dayıbaşı ile zorla çalıştırılan aynı zamanda

taşeron işletmelerde emeğin ucuz olması sebebiyle katliamlar ve ölümler kaçınılmaz olmuştur.

 

5 Ağustos 2010 yılında Şili’de meydana gelen faciada, bilim-teknoloji ile donanan insanoğlu-

nun faciadan sonra kurtuluşlarının mümkün olacağını görmüştür.Ama yüzlerce emekçinin kanını

akıttığı Soma maden ocağında bir kurtarma rezaleti beraberinde yaşanmıştır.İçeride mahsur kalan

emekçiler,bir umut kurtarılmayı beklerken çoğu kendi imkanları ile kurtulabilmişlerdir.İlk dört gün

boyunca ”dualarınızı eksik etmeyin” denilerek,kadere,olaylar akışına bırakılmıştır.İlk günde olayın

vahametini gören,bilen yetkililer uluslararası yardımı kabul etmemişlerdir.Dünya kamuoyunda

bütün maden ocağının foyalarının ortaya çıkmaması pahasına işçi ölümlerini onaylamışlardır.Ken-

di ellerinden de hiç bir şey gelmemiştir.Ölümlere seyirci kalınmıştır.Oysa ki bir Acil yardım talep

edilmesi durumunda,belki ölümler bu kadar ağır olmayacaktı.Gelen yardım talepleri de geri çevril-miştir.

 

Hatırlanacak olunursa Şili’de 700metre yerin altında tam 69 gün,33 maden işçisi mahsur kal-

mıştı.Sonunda bunların hepsi uluslararası yardım ile kurtarıldı.Olay anından itibaren içeride kaç ki-

şinin olduğu,isimleri ile açıklandı.İçişleri,Acil Durumlar Bakanlığı devreye girerek derhal bir kriz

masası oluşturuldu.NASA yerin altına özel bir cihaz göndererek kontakt sağlandı.Özel bir delik açı-

larak,yaşam malzemeleri gönderildi.İşçiler gönderdikleri notlarda güvenlikli olarak bilinen yaşam

odalarında olduklarını bildirdiler.69 gün sonra kurtarıldılar.Ama son senelerde meydana facialarda

halen madenden çıkarılmayı bekleyen işçilerin-emekçilerin cesetleri bulunmaktadır.Tüm bunlar

ortada iken utanmadan yetkililer Şili’de meydana gelen olay için ”çok uğraşmışlar biz onları 15 da-

kikada kurtarırdık” açıklamasında bulundular.Pes doğrusu.

 

AKP iktidara geldiğinden bu yana iş cinayetlerinde 15 bine yakın işçi hayatını kaybetti.Ta-

şeron işletmelerinde işçi ölümleri sendikalı işletmelere oranla %34 daha fazladır.İşçi ölümlerinin

bu kadar çok olmasının sebebi Türkiye’nin uluslararası sözleşmeleri imzalamamasından meydana

gelmektedir.Çünkü bu imzanın bedeli , ağır maliyet faturaları getireceği için Türkiye buna ya –

naşmamaktadır.Uluslararası Çalışma Örgütü olan ILO’nun Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesine imza

atmamaktadır.Bunun adı cinayettir,katliamdır.İnsanlığa karşı işlenen suçtur.

 

NİYE KAÇIYORSUN ULAN İSRAİL DÖLÜ,

ԻՆՉՈԻ  ԵՍ  ՓԱԽՉՈԻՄ   ԱՅ   ՀՐԷԱՅԻ  ՀԵՏՆՈՐԴ ,

 

Bu ülkede her zaman ”ilklerin” adamı olarak gösterilen RTErdoğan’ın şimdiye kadar gelen

Başbakan’lardan ayrı olduğu yaşanan12 sene zarfında belli oldu.İlkin bir köylüye ”ananı da al git”

diyerek gündeme oturmuştu.Ama bugün artık herkes tarafından da kabul gören gerçeklik başba –

kanın küfürbaz,hakaret eden,vatandaşı azarlayan,tokatlayan,sinirlenince kendine hakim olamayan

taraflarıdır.Ermeni kimlik ile bu ülkede yaşamanın ne kadar zor olduğunu,devletin en üst yetkili-sinden,sıradan bir vatandaşa kadar,günlük yaşantımızda ağzından duymaya alışık olduğumuz ”ermeni dölü,ermeni oğlu ermeni,ermeni adam” hakaretlerine başbakan bu sefer ”israil dölü” diye-

rek bir ilke imza attı.Başbakan yardımcısının zorunlu olarak açıklama gereği duyduğu,İsrail lobi –

sinin telefonla arayıp olayı soruşturduğu olay Soma maden ocağını sözde ziyareti sırasında yaşandı.

 

Acılı,yaslı ailelerin yüzlerce cenazeleri ile çok zor günler geçiren Soma halkının kabaran

öfkesinden korkan RTErdoğan koruma ordusu ile bir protestocunun ”babamın katilinin burada ne

işi var” sözüne çok öfkelenince tokat attığı görülmüştür.Yine göstericiye ”niye kaçıyorsun ulan İs-

rail dölü” diyecek kadar saldırganlaşmıştır.Anti-semit düşmanı yüzünü göstererek,ırkçı olduğunu, nefret söylemi işlediği, artık inkar edilemeyecek kadar kayıtlara geçmiştir.

 

Soma katliamının ardından bölgeye koruma orduları ile gelen Başbakan ile Cumhurbaşka-

nı kitlelerin tepkisi ile karşılaşmışlardır.Kitlelerin öfkesinden kaçacak delik aramıştır.Senelerdir

biriken kitlelerin öfkesi artık patlama noktasına gelmiştir.Soma ölüm ocağında meydana gelen

patlama ile ilgili açıklamalarında ”bunlar doğal şeylerdir,literatürde iş kazası denilen bir şey vardır,

bunun yapısında fıtratında bunlar vardır” diyerek yeni bir skandala imza atmıştır.

 

Halkımıza reva görülen her türlü hakaret,küfür ve tokadı devrimciler unutmayacak şekilde

not etmişlerdir.Bunun hesabını er veya geç mutlaka soracaklardır.

 

Yoksul,onurlu yüzü kömür karası ama vicdan sahibi insanlar,görünüşte partisinin ismi Ak,

ama vicdanları kömürden de kara olan AKP’lileri bir gün mutlaka tarihin çöplüğüne gönderecektir.

 

Halkımızın başı sağolsun !

Mayıs 2014     ERMENİ  DEVRİMCİLER

ՀԱՅ  ՀԵՂԱՓՈԽԱԿԱՆՆԵՐ