Home , Haberler , Sinan Aydın: Tüm yoldaşları en candan yoldaşça kucaklıyorum

Sinan Aydın: Tüm yoldaşları en candan yoldaşça kucaklıyorum

sinan aydinBİZDENBİZE TUTSAKLAR HATTI
Aşağıya, Sinan Aydın, JVA Kaisheim, Apteistr.10, 86687 Kaisheim mektubunu indiriyorum. ATİK tutuklularındandır. Mektup aybaşında gönderilmiş ama daha dün ancak elime geçti. mektupta bir ilaç konusu geçmektedir. bu ilaç T.den bir hasta arkadaşımız için gerekliydi. pahalı olduğu gerekçesi ile bir başka hasta aracılığıyla doktora yazdıramadım. kesin sonuca ulaşmak için eczaneden fiatı sorduğumda verdikleri cevap ne idi biliyormusunuz? tam 20.000 avro. hayret değilmi.
Düşdaşımızın bu mektubuna daha önce gönderdiği, 24 ekim tarihli mektubunuda ilave ediyorum. çünki bu mektupta da dile getirdiği ön görüşleri bayağı isabetli oldu.
iyi okumalar dileğiyle.

01.12.’15
Sevgili Osman yoldaş,
Gönderdiğin 12.11.’15 tarihli mektubunu aldım. Unutmadan sana diğer arkadaşların adreslerini yazıyorum.
Banu Büyükavcı, JVA München Frauenabteilung, Schwarzenbergstr.14, 81549 München
Erhan Aktürk. Mannertstr.6, 90429 Nürnberg
Haydar Bern, Maenneranstadt, Schwarzenbergstr.14, 81549 München
Seyit Ali Ugur, Karmelitengasse 12, 86152 Augsburg
Sami Solmaz, JVA Würzburg, Friedricht-Berglus-Ring 27, 97076 Würzburg
Fransa’da ve İsviçre’de olan yoldaşların adresleri bende de yok.
Oğluna açılan davalar ve bizlerin yaşadıkları vb. Üst üste koyduğumuzda, burjuva demokrasisinin, kimler için demokrasi, kimler için diktatörlük olduğu daha net ortaya çıkıyor. Sanıyorum Paris saldırısından sonra bu konuda daha sıkıntılı süreç başlayacak. Egemenler yapılan alçakça (Paris gibi) saldırılardan sonra kendi adi planlarını uygulamak için yakaladıkları fırsatları kaçırmıyorlar. Fransa’da üç ay olağanüstü hal ilan ettiler. Brüksel’de hayatı felç ettiler. Sonuç, halk açısından sıfır. Egemenler açısından, korku cumhuriyetinin tüm nimetleri. Fransa, Rusya uçakları, Suriye’yi bombalıyor. Ölen yine siviller. Yollara dökülenler yine fakir ve mazlum insanlar.
Thüringen’deki etkinliğe katılma kararın çok güzel. Bir şekilde uğraşmak, hayatın içinde olmak güzel. Almanlar bize benzemiyor biliyorsun. Hep sınırları vardır. Bazen insanı zorluyor ama art niyetli değiller. Bu bence olumlu yanları. Akıllarından geçeni dürüstçe söylüyorlar. Aynı ortamda olmak bu anlamda zorlayabilir. Umarım beklentilerine yakın bir ortam olur. Emekliliğin tadını çıkarırsın.
Sevgili yoldaşım, memleket gittikçe karışıyor. T. Kürdistanı’nda savaş sanıyorum bu baharla birlikte bir üst aşamaya taşınacak. Öz yönetim ve öz savunmayla başlayan ulusal hareket KSİ’ların (kızıl siyasi iktidarların-yazıcının notu) benzerini kurma girişimine geçecek gibi geliyor.
Eğer Suriye sürecini PYD ve Ulusal hareket doğru değerlendirebilir ve egemenler arasındaki çelişkiden iyi yararlanabilirse çok değişik bir pozisyon yakalayabilirler. Bu konudaki deneyimleri epeyce iyi. Bakalım süreç nasıl gelişecek.
Can yoldaş, ilaç gerekli olan tanıdık için üzüldüm. Bu kadar pahalı ilacı hiç duymadım. Fiyatı bu kadar pahalı olunca duymamam normal. Paran kadar yaşarsın denen şey bu galiba.
Müslüm dahil tüm yoldaşlara uygulanan tecrit kaldırılmış. Galiba herkese istediği kitaplar veriliyor.
Ben Kapitali’i istemiştim geldi. Okumaya başladım. Bakalım üç cild bittikten sonra yine sorun çıkaracaklar mı?
Bu arada unutmadan eğer Thüringen’e gidersen adresini yazmayı unutma.
Sevgili yoldaşım, satırlarıma son verirken seni ve tüm düşdaşları, ayrıca Thüringen’dekileri en içten yoldaşca duygularla kucaklıyorum.
Umutla dirençle kal.
Devrimci selamlar
Sinan Aydın imzası —————————-
Sevgili arkadaşım Osman 24.10.’15

Gönderdiğin 30.09.2015 tarihli mektubunu Ankara’da yaşanan katliamın ardından aldım. Dört duvar arasında sesini duyuramamanın acısını çekerken sizlerden gelen selamlar biraz da olsun insana yalnızlığını unutturuyor.
Sevgili yoldaş, sen bu satırları okuduğunda seçimler geçmiş olacak. Çok ciddi bir hırsızlık olmazsa sonuç değişmeyecek gibi görünüyor. Meclisteki koltuk dağılımı aşağı yukarı aynı olur veya AKP tek parti iktidarını alır ama 400’ü yakalayamaz.
Ankara’da yaşanan katliam aslında seçim sonrası yaşanacakların ön belirtisi. Dehak(Erdoğan)
Rize’de yaptığı konuşmada niyetini ve yaptıklarını yapacaklarını açıkça ortaya koydu.Beni halk seçti,yaşanan filili durumu ( Başkanlık sistemini kastediyor) durumu meclisin kanunlaştırması gerekiyor diyerek ,seçim sonrası fiili durumun farklı olmayacağını alenen ilan etti.yapılan katliam ,bunun kanlı bir mühürü.
Dehak,Merkel’i mülteci krizi ile sıkıştırarak hem onun hem de AB’nin iç politikada yapılacaklara sessiz kalmasını sağladı..İncirlik’i ABD’ye açarak onunda sesini kesti.Bu gelişmeler seçim sabahı ülkeyi kanlı günlerin beklediğinin bir kanıtıdır.Kürt Ulusal Hareketinin başlattığı özyönetim ilanlarını bahane ederek çok daha acımasız bir saldırı başlatacak.
Ama Mao’nun KSİ’lerinin 21.yy isimlendirmesi gibi gelen özyönetimlerin bu saldırılara uluslar arası destek olmadan ne kadar dayanacağı veya KUH’nin daha boyutlu bir saldırı ile bu alanları koruma politikasına yönelip yönelmeyeceğini zaman gösterecek fakat ülkede kutuplaşmanın giderek derinleşeceği bir gerçek. Bunun işçi ve emekçilere yansıması; daha baskıcı bir yönetim, demokratik hakların gaspı ve fakirleşme olacağı kaçınılmaz bir gerçekliktir.
HDP’nin Türkiyeleşmesi yakın zaman için mümkün görünmüyor. Bunda HDP’nin payı olsa da aslında Türkiye’de bir türlü gelişmeyen burjuva demokrasisi anlayışı esas rolü oynamaktadır. Diğer taraftan, ülkemizde halen parlemonto öküzlerin toplandığı bir ahır olmaktan ileri gidememiştir.Buda seçimlerin birer yanılsama olduğu gerçeğini bize gösteriyor.HDP’nin sistem karşısında ki duruşundan dolayı desteklemek doğru olandır.Ama oradan bir değişim beklemek ve/ veya iktidara gelip bir şeyleri değiştireceğini düşünmek iyi bir rüyadan ibarettir.
KU’nin bu gerçekliği gayet iyi bildiğini düşüncesindeyim. Ve ortaya koydukları politikayla bence bunu gösteriyorlar. İki alanda da oldukça güçlü bir mücadele yürütüyorlar. Buna son süreçte uluslarası güçlerle ilgili politikalarını ekleyince tablo daha iyi anlaşılır sanırım.
Teoride Maoist olmayan bu hareket pratikte tamamen o çizgide ilerliyor..Son sıralar emperyalistler arasında ki çelişkilerden yararlanmaya çalışmaları da bu konudaki gelişkinliklerinin bir göstergesi bence .Evet ellerini her tarafa uzatıyorlar ama kollarını kaptırmıyorlar.Bu kaptırmayacakları anlamına gelmez ama var olan durum şu an itibarıyla kaptırmadıkları şeklinde.
Sevgili düşdaş burada konuşacak kimse olmayınca çenem düştü,aklımdan geçenleri seninle paylaşayım istedim.Biraz uzun oldu kusura bakma.
Bana geri dönecek olursam, ağustos sonu itibariyle tecrit kaldırıldı.(bildiğim kadarıyla tüm diğer tutuklu yoldaşlarında kaldırılmış).Sevindirici ikinci haber Kapital 1. cild elime geçti, okumaya başladım.
Burada ki tutukluların tamamı adli suçtan yatıyorlar. Türkiyeli bir çocuk var oda haftaya gidiyor, cezası kesinleşti. Diğer tutuklular beni şaşırtan oranda Alman, Alman-Rus (Rusya’dan gelme Almanlar), Arnavut var.
Alman ve Alman-Ruslar tüm tutukluların %70’ini oluşturuyorlar. Arnavutların da bu kadar çok olması ilginç geldi. Diğer hapishanelerde durum nasıl bilmiyorum. Nedense Türkiyelilerin hep çoğunlukta olacağını düşünüyordum.
Can düşdaş sağlığım, moralim ve geleceğe dair umudun yaşanan her şeye rağmen yerinde. Seni ve tüm yoldaşları en candan yoldaşça kucaklıyorum.

Dirençle umutla kalın

Devrimci selamlar

Sinan Aydın