STUTTGART|17-09-2013 |Almanya’da seçimlere 1 hafta kala(14.09.13) ) Türkiye’li ve Kürdistan’lı Göçmen kurumların oluşturduğu Demokratik Güçbirliği Plattformu’nun Stuttgart bileşenleri olarak Göçmenlik sorunları ve çözüm önerileri başlıklı bir konferans gerçekleştirildi. Konferans 3 oturumdan oluştu.
Konferansa katılım beklenilenin altında gerçekleşti. Ancak gerek teknik olarak, gerekse de tartışılan konular ve dile getirilen düşünceler itibariyle nitelikli bir konferans oldu. Konferans sunuculuğunu ATiF `ten bir arkadaş yaptı. Konferansa ATiF, AGiF, YEKKOM aktif bileşen olarak katılıp sunum yaptılar. Die Linke ve Yeşiller partisi’nden parlemento üyesi Anetto GROTH, Mehmet KILIÇ‘ ta katılıp sunum yaptılar. Ayrıca bilimsel ve akademik Çalışmaları olan Prof.Dr. Elmar G.M Weitekamp, Avukat Elif KANAT, Sosyalpedogog Serdar ERDOĞAN, AK-ASYL’den Pfarrer WERNER Baumgarten, Ver-di sendika temsilcisi Christina FRANK, gazeteci ve yazar Muzaffer AYATA sunumlarıyla konferansa katkı sundular. Yerel devrimci kurumlar dan MLPD ve DKP temsilcileri de konferansı selamlayarak göçmen sorunlarının kapitalizmin eleştirisi yapılmadan ele alınamayacağını ve göçmen emekçilerle kapitalizme karşı mücadelede birlikte hareket etme isteklerini belirttiler.
Konferansın açılış konuşmasını Dersim 38 Soykırım Karşıtı Derneği Başkanı Ayfer BER yaptı. Konuşmasında özetle;“…Almanya’da yaşayan, çalışan, vergisini veren; kısacası toplumun bir parçası olan biz göçmenler, bu seçimlerde yine seçme ve seçilme hakkına sahip olmayacağız. Yaklaşık 6 milyon göçmen bu haktan mahrum kalacak. Kendisine demokratik diyen ve anayasasında ‚ütün insanlar yasalar karşısında eşittir’diyen bir ülkede, sözkonusu göçmenler olunca eşitlik ortadan kalkmış oluyor. Almanya genelinde başta Kürt kurumları olmak üzere, tüm ilerici, devrimci – demokratik kurumlara, bu kurumların yöneticilerine ve üyelerine karşı Kriminalize politikaları güdülerek terörize ediliyor .“ Yasal kurumların basıldığına dikkat çeken BER, .“…Bir-çok arkadaşımız sudan gerekçelerle tutuklu. Bu tür anti – demokratik baskılara karşı, göçmen kurumları olarak boyun eğmeyecemizi, haklı ve meşru mücadelemizi ısrarla sürdüreceğimizi bir kez daha yüksek düzeyde belirtiyoruz. Alman devletinin istihbaratı göçmenlerin öldürülmesine göz yumuyor. Adına NSU denilen faşist çete, devletin gizli örgütlerinin denetimi ve gözetiminde göçmenlere saldırmakta, sokak ortasında göçmenleri kurşunlamakta“ dedi.
Avukat Efrail Erbaş tarafından yönetilen birinci oturumda konuşmacı olan AGİF Eş Başkanı Ali Mitil, 12 Eylül sonrasında yaşanan siyasi göç dalgalarını anlattı. Mitil, Avrupalı ve Alman emperyalizminin Ortadoğu üzerine geliştirdiği kirli oyunları Suriye örneği ile aktardı. Avrupalı ve Alman emperyalistlerin Türkiye ile gizli ve açık siyasi ve ekonomik ilişkiler sonucu yaşanan insan hakları ihlallerden sorumluluk taşıdıklarını vurguladı. Yaşanan göç dalgalarıyla birlikte Türkiye ve Kürdistan’daki yoğunlaşan insan hakları ihlallerin iç içe geçtiğini belirtti.
Üçüncü konuşmacı Tübingen’li Profesor Doktor Elmar G.M, Latin Amerika ve Güney Afrika’daki hakikat komisyonların çalışmalarından anlattı ve sonuçlarını belirtti. Bu bağlamda benzeri bir uluslararası komisyonun Türkiye ve Kürdistan’da kurulması için mücadele devam etmesi gerektiğini belirtti.
Yek-Kom adına söz alan Bahaddin Doğan, Kürt mültecilerin ve göçmenlerin Almanya’da yaşadığı siyasi ve yasal haksızlıkları anlattı. Bahattın Doğan konuşmasında düşüncelerini şöyle vurguladı: “Almanya’da Kürtler, resmi makam ve istatistiklerden tanınmadığını için siyasi açıdan yoklar. Çünkü geldikleri devletin yurttaşı olarak görülüyorlar. Dolayısıyla Almanya’daki Kürtler ya da Türk, ya Arap ya da Fars olarak tanımlanmaktadır. Tıpkı ülkelerinde olduğu gibi Almanya başta olmak üzere, Kürtler Avrupa devletlerinde de değişik baskı ve yasaklarla karşılaştılar. Türkiye devleti ile Avrupa devletleri arasında yıllardan beri süre gelen siyasi, ekonomik ve askeri çıkarlar sonucu yapılan sözleşmelerle Kürt siyasi göçmenler üzerinde kriminalizayon politikalarını farklı biçimlerde derinleşmektedir. Bugün halen başta Almanya olmak üzere değişik Avrupa ülkelerinde var olan PKK yasağından dolayı Kürtler mağdur edilmektedir.” Konuşmacı, Kürtlerin siyasi temsilcisi olan PKK’ye karşı yasakların kalkmasıyla birlikte bu durumda bir değişim yaşanabileceğini vurguladı.
