MANNHEIM | 29-12-2014 | Almanya’nın Mannheim şehrinde Demoktratik Güçler Birliği bileşenleri NAV DEM, ATİF, AGIF ve ADHF’nin 19 Aralık cezaevleri, Maraş ve Roboski katliamları konulu panel gerçekleştirildi. Öncelikle programa tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başlandı.
Panel yapılan açılış konuşmasından sonra NAV DEM temsilcisinin sunumu ile devam etti. Temsilci sunumunda özellikle 28 Aralık tarihinde 3 yılını dolduran Roboski katliamının hala adaletsizliğinin sürmesi ve bunun mücadelesinin hala sürdüğünün altını çizdi.
Panelde Maraş katliamının tarihsel dönemi vurgulanırken o dönemde iktidarda olan Bülent Ecevitin katliamdaki provokatif rolünün politik, mezhepsel çelişkileri derinleştirdiğini anlatıldı. 200’ü aşkın kişinin katledildiği 24 Aralık gününden beri aynı katliamcı ve baskıcı sistemin devam ettiğine dikkat çekildi. Maraş katliamını anmak hala yasak olmasının yanısıra, bütün yasaklara rağmen yapılan anmalara baskıların sürdüğü bilinmekte.
28 Aralık 2011 tarihinde 34 kişinin ölümüne sebeb olan Roboski katliamı Maraşdan 33 yıl sonra olmuş olması ve aynı şekilde hiç bir adalet bulunmamış olması, katliam sisteminin tamamen sistemsel yapıldığının göstergesidir. O dönemin başbakanı R.T. Erdoğan Genel Kurmay başkanını Roboski bombalamasından dolayı kutlamış olması kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmıştı. Roboski için adalet arayışları hala sürmekte ve devletin baskıcı ve katliamcı zihniyetine karşı muhalefet ve direniş büyümekte.
Panelde aynı zamanda Kobane direnişine ve Ortadoğuda ki son gelişmelere yer verildi. Özellikle Kobane direnişinin sadece Kürt halkının direnişi değil aynı zamanda enternasyonal mücadelenin bir parçası olduğu vurgulandı. Kobane direnişinde YPG-YPJ güçlerinin dışında enternasyonalist, devrimci güçlerinde direnişde yerlerini aldıkları vurgulandı.
Ortadoğu değerlendirilirken Türkiye ekseninde Alevilere yönelik olası saldırılar ve devletin Kürtler ve Aleviler arasında çelişki yaratma çabalarının boşa çıkartılmasının bir acil ihtiyaç olduğun üzerinde duruldu.
Panel de yer alan AGIF temsilcisi 19 aralık cezaevlerine yönelik operasyonun adının Hayata Dönüş olduğunu hatırlattı. Cezaevlerinin F-tipi gelişmesinin önce ingilterede sonrada avrupanın diğer ülkelerine yayıldığını vurguladı. Esas hedef burda devrimcilerin örgütlülüğünü ve örgütlü direnişini kırmak olduğunu vurgularken, devletin bunu başaramamasının altı çizildi. Bayrampaşa cezaevinde 6 kadın tutsak diri diri yakıldığını fakat kimsenin direnişi bırakmadığını. Sistem kadına baskıyı, taciz , tecavüz sürekli kadın kimliğine saldırmakta. Gezi sürecindede gözlemlendiği gibi. Fakat şuanda Kobane ve Rojavada görüldüğü gibi kadınlar efsane yazmakta ve direnişin en ön saflarındalar ve tarihlerine sahip çıkmaktalar“ diyerek sözlerini tamamladı.
Panel soru yanıt bölümü ile sonlandırıldı
Integrationsverein Mannheim D.Y.K