Home , ATİF , Silvan Direnişi… Barbarlığa Karşı İnsanlık Onurunun Savunulduğu Coğrafyanın Diğer Adıdır!

Silvan Direnişi… Barbarlığa Karşı İnsanlık Onurunun Savunulduğu Coğrafyanın Diğer Adıdır!

ATİF | 12.11.2015 | Ablukaya alınmış mahalleler, kuşatılmış şehirler, katledilen sivil insanlar.! Dün olduğu gibi bugünde kürt coğrafyasında yaşanılan bu savaş durumu, geçmişten bağımsız değildir. Kürt ulusunun özgürlük taleplerinin, politik bilinç sıçramasının üst boyutlara taşındığı, bağımsızlık mücadelesine örgütlü mücadeleyle yanıt verilen bu alanlarda, devletin yürüttüğü katliam ve yok etmeye yönelik şavaş politikalarının yeni bir şey olmadığı biliyoruz. Şu an yaşanılanlar faşist AKP iktidarıyla somutlaşmış olsa bile, doksanlı yıllarda yakılan köyler, katledilen siviller, insansızlaştırılmak istenen kırsal alanlar… Bugünde şehirlerde uygulanan devletin faşist politikasının yeni versiyonundan başka bir şey değildir. 1 Kasım seçimi öncesi bizzat Başbakanın ağzından dillendirilen (istediğimiz sonucu alamazsak tekrar doksanlara dönersiniz ve beyaz torosları gezdiririz tehtidi !) hemde, “Hakkari gibi bir yerde” Bu söylem başbakanın ağzından çıkmış gayri ihtiyari sözler değillerdi. “ Dönemsel geçici politikaların uygulanması haricinde” esas olarak benimsedikleri   ve uyguladıkları devlet politkalarının devamından başka bir şey değildir.

Bugünkü somut durumu özetlersek. Seçim sonuçlarının “ beklentilerinin ötesinde” bir netice almaları ile, ellerinin dahada güçlendiği sonucuyla, seçim öncesi uygulamaya başlattıkları şavaş ve katliam politikalarını dahada derinleştireceklerini açık ilanından başka bir şey değildir. Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamlarında verilen mesajlarda toplumun diğer muhalif kesimlerine yönelik açık bir tehdit ve göz korkutmadan başka bir şey değildi. Siyasi iktidar olarak geçici bir nefes almış görünseler bile hem ekonomide , hemde toplumsal meselelerdeki gerçeklik, önümüzdeki dönem bir sistem krizi olarak dahada derinleşeceği ve çatışmaların dahada boyutlanacağı aşikardır. Bu durum karşısında toplumun tüm muhallif kesimlerinin politikaları bir kez daha gözden geçirilip somut gerçeklik üzerine oturtumalıdır. HDP projesinde somutlaşan muhtevanın hata ve eksiklikleri gözden geçirilmeli, tıkanan politik kanalların yeniden açılmasıyla birlikte (esas olan devrimci direniş çizgisinin geliştirilip büyütülmesi) ertelenemeyecek ve savsaklanmayacak temel görev olarak algılanmalı ve sokak boyutuna taşınarak yeni bir haziran ruhu yaratılmalıdır. Aksi taktirde, bu faşist ablukanın dağıtılması mümkün olmayacaktır. Seçim sonrası girilen hava ve beklentiler somutlaşmaması “özellikle sol cenah” içerinsinde iyi bir ruh haline sahip olunmadığı ve bu “ hallet-i ruhiye’den” bir an önce çıkılarak somut gerçekler üzerine politkaların geliştirilmesiyle birlikte kitlelere önderlik yapma meselesi devrimcilerin asli görevi olacaktır.

Özellikle, Emperyalist güçlerin seçim öncesi AKP ile yaptıkları anlaşma ve görüşmelerde siyasi iktidara desteklerinin tam olduğunu gerek Erdoğan-Obama görüşmesinde olsun, gereksede Merkel’in ziyaretiyle birlikte Avrupa Parlementosu Türkiye ilerleme raporunu seçim öncesi yayınlamamaları, AKP’ye verilen desteğin açık kanıtıydı. Bu bağlamda bizlerin önünde duran diğer bir görevde özellikle Alman kamuoyunu aydınlatmak bu gerçekleri anlatmak olmalıdır. Dün Diyarbakır Surda, Cizre ve Hakkaride, bugünde Silvan’da (Farqin’de) yapılan devlet terörü ve katliamda kendi siyasi iktidarlarının paylarının olduğunu bilmeleri vede buna karşı tavır alma sorumluluklarının olduğu kavratılmalıdır. Bugün özellikle Cerablus’un barbarlardan temizlenip diğer Rojava kantonlarıyla birleştirilmesi faaliyetine karşı, Fırat’ın batısına her haliyle müdahele edecekleri türünden açıklamalarıyla, siyasi iktidarın Kürt politikasındaki tavırlarınını “bu haliyle” devam ettireceklerini somut ilan etmekteler. Türkiye’nin batısında gelişecek tüm tepkilere yönelik tavırlarını dahada sertleştirerek yapacakları yeni katliamlarının hem Ankara katliamıyla, hemde son Jitem mahkeme kararları sonucu bu davada yargılanan bütün tescilli katilleri aklayarak “ Jitem ve IŞİD” tarzı örgüt isimleri adı altında yeni katliamlardan kaçınmayacaklarını gizleme ihtiyacı bile duymamaktalar. Tüm bu gelişmelerin özetini gözden geçirdiğimizde, bugünkü Silvan direnişinin tek devrimci yöntem olduğunu kavrayarak sahiplenmeliyiz.

Çağrımız başta ATİF kamuoyu olmak üzere tüm demokratik ilerici kamuoyunadır. Tüm ezilen kesimleri duyarlı olmaya, bütün alanlarda silvan başta olmak üzere kürt halkının direnişine sahip çıkmaya çağırıyoruz..

Kahrolsun faşist kemalist diktatörlük!

Yaşasın halkların kardeşliği!

Biji Berxwedan a Farqin!

Biji Berxwedan a Amed, Kobanê, Cizre!

Bildiri İndir!