Anasayfa , Haberler , Rıza Algül : ATİK’e ve Yeni Kadın ’a Yapılan Saldırıyı Kınıyorum!

Rıza Algül : ATİK’e ve Yeni Kadın ’a Yapılan Saldırıyı Kınıyorum!

riza15 Nisan 2015’te, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) ve Yeni Demokratik Kadın (YDK) temsilcilerine karşı, Almanya başta olmak üzere, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Yunanistan’a uzanan bir polis saldırısının yapıldığını herkes gibi ben de basında okudum. Bu saldırıda yapılan ev baskınlarında 12 kişi gözaltına alınarak tutuklanmıştır.

Burada bir şey anlaşılıyor: ATİK’e ve YDK’a yönelik bu saldırı uzun zamandan beri planlanmış, bu tarihte de gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bir şey daha anlaşılıyor: Bu saldırı, bu devletlerin polis örgütleriyle sınırlı olmayıp, bu ülke hükümetlerinin ve ilgili bakanlıklarının koordineli anlaşmaları sonucunda yapılmış bir saldırıdır.

Kamuoyunun da bildiği gibi, böylesine kapsamlı bir saldırıyı gerçekleştirmiş bu devletlerin “suç unsuru” olarak ileri sürdükleri somut hiçbir “gerekçe” yoktur. Buna rağmen, eşzamanlı olarak yapılan polis saldırısında ATİK ve YDK yöneticileri “gözaltına” alınmıştır. Yani bu devletler önce cezalandırıyor, sonra “neden bunu yaptıklarını açıklayacak” oluyorlar!

Ortada “suç unsuru” olmayınca, bu polis saldırısının “tahminlere”, “kuşkulara” ve “olasılıklara” dayandığı anlaşılmaktadır. Demokratik kamuoyu bunu, ancak böyle anlıyor. Bu nedenle ATİK ve YDK içinden ve kamuoyundan hiç kimse, bu saldırının ve tutuklamaların “gerekçesini” anlamış değildir.

ATİK ve YDK temsilcilerine yapılmış bu saldırı üzerine yapılan tahminler ve spekülasyonlar devam ededursun, fakat tahminlere ve spekülasyonlara yer vermeyecek kadar açık olan iki somut olgu var:

Bir: ATİK ve YDK yasal statüde kurulmuş demokratik kurumlardır. Demokratik kurumların sorumluluğu, sadece demokratik haklar kısıtlandığı zaman karşı çıkmak değil, aynı zamanda, bu hakları insanlık yararına genişletmek için verilen mücadelede yer almaktır.

İki: Bu ilkelere sadık ATİK ve YDK bulundukları ülkelerde olsun veya dünyada olsun, insanın sömürülmesine ve baskı görmesine karşı, cins ayrımcılığına karşı mücadele ederek özgürlükten yana saf tutmaktan tereddüt etmemişlerdir. Bu kurumlar her zaman ezilenlerin yanında, ezenlerin karşısında olmuşlardır. Bütün devletlerin ve polisin ATİK ve YDK üzerine bildiği en çok şey budur.

Bu iki gerçek, bu devletlerin polisi ve mahkemeleri cesaretle söyleyemese de, ATİK’e ve YDK’a yönelik saldırıların da, baskıların da nedenidir.

Bu devletlerin tutumunu şiddetle kınıyor, tutuklu bulunan ATİK ve YDK temsilcilerinin hemen özgür bırakılmalarını talep ediyorum!

 

Rıza Algül