Anasayfa , Haberler , Partizan Munzur Festivaline Davet Etti

Partizan Munzur Festivaline Davet Etti

DERSİM | 21 – 07 – 2010 | Dersim Partizan, “Dilimiz, kültürümüz, inancımız vc Munzur’umuzla özgürleşelim” şiarıyla gerçekleştirilecek olan festivale katılım davetinde bulundu. Davet’te, festivale katılarak Dersim halkının tarihine ve geleceğine sahip çıkılması gerektiğini, onursuzluklara karşı çıkılması gerektiği vurgulandı.

Açıklamanın tümü şöyle:

Dersim; yapılmak istenen barajlar, kültür sorunları, operasyonlar ve yasaklı bölgeleri, yakılan yıkılan dağları, orman­ları vc bunlar yetmiyormuş gibi şimdiler-dc yapımları sürdürülen karakollarıyla adeta düzen tarafından işgal edilmeye ça­lışılmakta.

Ancak tüm bu yapılanlara adeta yanıt gibi Dersim ve Dersim halkının bitmek bilmez tarihine ve geleceğine sahip çık­ma isteği, bilincimizde ve yaşamımızın tam orta yerinde sistemin egemen kıl­maya çalıştığı tüm onursuzluklara karşı hala bir başkaldırıdır.

Böyle bir ortamda Dersim ve Der­sim halkı bu yıl 10.su gerçekleştirilecek olan “Munzur Kültür ve Doğa Festivali”ne hazırlanmakta.

Dersim barajlara teslim olmayacak!

Devlet Dersim’in iradesini kıramayınca onu su ile boğmaya karar verdi.

Barajlarla; teslim alamadığı ve direni­şini yok edemediği bölgeyi insansızlaştırarak, yaşanmaz hale getirerek ele geçir­meyi hedefliyor. Barajlarla Dersim’in kendi coğrafi ve iklim koşullarına has bit­ki çeşitliliği yok olmakla karşı karşıya ka­lacak.Bu bitkilerin kırk çeşidinden fazla­sı Dersim’e has bitkiler olma özelliği ta­şıyor. Yaban hayatı ise yaşanacak geliş­melerden fazlasıyla nasibini alacak. Anadolu’da ender rastlanan hayvan türleri yine bu coğrafyada yaşıyor. Ama v.u olan canlı türlerinin Dersim ve çevresin­de gerçekleştirilecek barajlarla kuşatma­ya alınarak yok olmakla yüz yüze bırakı­lacağı açıktır. Doğa böyle bir yok oluşla cebelleşirken onun bir parçası olan in­san, daha daraltırsak Dersim insanı ken­di toprağından sürgün edilecektir. Bir­çok köy ve mezra boşaltılacak, merkezin ilçelerle olan bağı kesilip ardından civar illerin ilçeleri konumuna getirildikten sonra adı  Dersim olan isyan diyarı, bu şekilde tarihi ve kültürü ile yeryüzünden silinmeye çalışılacak. Amaç bellidir; böl­gede sürdürülen ulusal ve sosyal kurtu­luş mücadelesinin önüne bu şekilde geç­mek. Dersim halkının isyancı kültürünün öncüsüyle buluşmaması için türlü engel­ler oluşturulmaya çalışılıyor. Düzen bu planla esasta Dersim’deki devrimci mü­cadeleyi engellemeye çalışmaktadır.

Dersim’in dört yanı karakol

Devlet, Dersim’e sefere çıkar gibi karakollar yapmaktadır. Neredeyse her adım başı karakol olan Dersim şimdi­lerde ise yenilerinin yapımlarıyla adeta bir hapishane kent imajı çizmekte. Var olan karakollar yetmezmiş gibi yenileri ile halk baskı altına alınmaya çalışılıyor. Genelkurmay’ın her bahar yasakladığı yaylalarla birlikte şimdi de eski ve yeni karakolların köy sınırları mayınlanarak yoksul Dersim köylüsünü köylere hap­setme çabası artmaktadır. Örnekler­sek, köylülerin normal yaşamlarını sür­dükleri köylerde dahi hayvanlarını ot­latmaya çıkan ya da günlük işlerini yap­maya çalışan köylüler karakollar tara­fından “uyarılmakta” aksi takdirde “operasyonlara çıkan asker tarafından vurulma” tehditleri savrulmaktadır. Gerçekleştirilen operasyonlar ise adeta Dersim’in ve köylüsünün “rutin” du­rumlarından biri olma özelli taşımakta. Bahsettiğimiz koşullar altında emekçi köylülük  üretemez hale geldi. Yoksullu­ğa terk edilip köylerin ’90′larda olduğu gibi dolaylı yollardan boşaltılma çabası hâkimdir.

Yenemiyorsan çürüt!

Ahlaki dejenerasyon, yozlaşma ve onursuzlaştırmanın, devlet açısından vazgeçilmez bir silah olduğu tüm gerçek­liği ile orta yerde durmaktadır. Bunun ilk örnekleri kadınların metalaştırılıp bira­hanelerde çalıştırılması,esrar vb. mad­delerin yaygınlaştırılması bunlardan sa­dece birkaçı.

Geçtiğimiz günlerde Ovacık ve Per­tek’te yaşanan taciz ve tecavüz vakaları devletin bölge halkına bakışını da yete­rince anlatıyor. Son yıllarda belki de en fazla öne çıkan yönelim yozlaşma ekse­ninde fuhuş, uyuşturucu madde bağımlı­lığı ve esrarın yaygınlaştırılması, bireyle­rin düşürülerek onursuzlaştırılmasıdır. Diğer tüm saldırılarla birlikte yozlaştır­ma ve kişiliksizleştirme politikası Der­sim halkı için en büyük tehlikelerden bi­rini oluşturmaktadır.

Dilimiz, kültürümüz, inancımız ve Munzur’umuzla özgürleşelim!

Devlet Dersim’de açıkça ikinci bir iş­gal hazırlığı yapmakta, saldırısını yoğun­laştırırken bunu tüm kirli hesaplar teme­linde gerçekleştirmektedir.

Barajlar Dersim’i fethetmenin sade­ce bir ayağı iken çok fazla gündemde ol­mayan karakollar ve ahlaki dejeneras­yon ile bu süreci bir şekilde kendi lehi­ne tamamlama çabasındadır. Ve açıkça ikinci ’38′i yaşatmak istemektedir. Mun­zur Kültür ve Doğa Festivali böylesi bir koşulda gerçekleştirilmekte. Dersim kültürünün, inancının, dilinin yok ol­mayla karşı karşıya olduğu bir dönemde Dersim’i daha fazla sahiplenmek ve ikin­ci bir kıyıma ve sürgüne izin vermemek çok önemli.

Bunun yollarlından biri de bu yıl “Di­limiz, kültürümüz, inancımız ve Munzur’umuzla özgürleşelim” şiarı ile gerçekleştirilen festivale katılmaktan geçiyor. Herkesi dağları ve ormanlarıyla umuda kucak açan Dersim’i sahiplenme­ye davet ediyoruz.