Home , Haberler , “OHAL’e, KHK’lara ve rektörlere karşı üniversiteler bizimdir”

“OHAL’e, KHK’lara ve rektörlere karşı üniversiteler bizimdir”

img_5716

İstanbul: İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt’ta bulunan merkez kampüsünün önünde bugün saat 13.00’de üniversite öğrencileri, İstanbul Tabip Odası, Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi, SES Aksaray Şubesi, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER), İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi tarafından “OHAL’e, KHK’lara ve rektörlere karşı üniversiteler bizimdir” eylemi gerçekleşti.

İstanbul Üniversitesi Rektörlük binası önünde bir araya gelen kitle buradan kampüs ana kapısı önüne yürüyüş gerçekleştirdi. “Öğrenci kulüplerine daha fazla ödenek”, “Yemekhanelerimizde vegan yemek çıksın”, “Ohal bahane, Maçka’da boykot şahane” dövizlerinin açıldığı eylemde “KHK’lar gitsin, biz kalıyoruz”, “Beyazıt faşizme mezar olacak” dövizleri taşındı. Eyleme HDP Milletvekili Hüda Kaya, “meşru rektör” Raşit Tükel ve İTÜ Öğrencileri de destek verdi.

İşten çıkarılan taşeron işçisi Bilgin: “Mücadele etmeye devam edeceğim”

Eylemde ilk sözü alan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde işten çıkarılan taşeron işçisi Cemal Bilgin oldu. Bilgin, “Çapa Hastanesi’nde işçilerin ve hastaların yemek yediği ortak yemekhanede işçiler zehirlenmiştir. Ben bunu belgeleyerek raporladığım için OHAL bahanesiyle işten atıldım ve bunu yapan bir hukuk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’dir. Bu olanlara karşı, yıllardır taşerona karşı verdiğim mücadele gibi mücadele etmeye devam edeceğim” dedi.

SES Aksaray Şube Başkanı Erol: “Bizler sokakta var olduk”

Ardından söz alan SES Aksaray Şube Başkanı Aydın Erol, “86 bin kamudan ihraç var, yeni çıkan KHK’larla birlikte kamu işçileri işlerine geri dönmeye başladı. Şubelerimize üye olan 2 bin 770 kişi geri alınana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bizler sokakta var olduk. Teslim olmadık, olmayacağız” dedi.

Akademisyen Kılan: “İhraçlar ve uzaklaştırmalara son verilmelidir”

İstanbul Üniversitesi akademisyenlerinden Tamer Kılan da söz alarak, “Akademisyenlerin mağduriyetlerini kabul etmek mümkün değil, bunlara karşı mücadele etmem gerektiğini düşündüğüm için buradayım. OHAL ile birlikte hiçbir insani kurala uymadan arkadaşlarımız işten atıldı. Arkadaşlarımızın ihraç edilmesi kabul edilemez. Böylesi şeyler yaşanırken düşünce özgürlüğünden bahsedilemez. OHAL ile birlikte terör örgütü adı altında yapılan ihraçlar ve uzaklaştırmalara biran önce son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

IMG 5721

İhraç edilen akademisyen Dölek: “Yaptığımız herşeyin arkasındayız”

KHK’larla birlikte ihraç edilen akademisyen Levent Dölek ise İstanbul Üniversitesi İletişim bölümünde asistan olan Deniz Mor’un filminden bahsederek, filmi yazarı ve aynı zamanda oyuncusu olan Deniz’in filmin yönetmeni de dâhil olmak üzere birçok kişinin KHK’larla işten atıldığını belirtti. Filmde üniversitelerdeki yaşanan sorunların, asistanların yaşadıkları sorunları işlediğini belirterek yaşananların film ile çok benzeştiğini söyledi. “Bizleri okul içerisinde birçok defa yıldırmaya çalıştılar, biz her seferinde daha birlik içerisinde geldik. Fakat en sonunda bize hiçbir savunma hakkı tanımayan KHK’larla işten atıldık” şeklinde sözlerine devam eden Dölek, “Ama biz bugün de söylüyoruz, yaptığımız her şeyin arkasındayız ve savunuyoruz. KHK’larla birlikte bize savunma hakkı tanımayanlara karşı bizler savunmamızı meydanlarda veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz. Bizi atmakla yetinmediler, iftiralarla karalamaya çalıştılar, bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Bizler emek ve özgürlük mücadelesindeyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

“Onurlu hocalarımızla demokratik bir üniversite kuracağız”

Üniversite öğrencileri adına konuşan Gönenç Hacaloğlu, “Rektörün özel talimatıyla, eylemimizi engellemeye çalışmasına rağmen eylemimizi yerinde ve saatinde gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Üniversitelerin gerçek sahipleri olarak buradayız” diyerek başladığı sözlerine, “İşten atılmalar,  üniversitelerde özerkliğin yok sayılmasına, piyasacı eğitime karşı burada buluştuk. Daha önce yine burada yaptığımız eylemde belirttiğimiz gibi mücadelemiz büyüyerek devam ediyor, devam edecek. Üniversiteliler olarak biat etmedik, halkımıza olan borcumuz için buradayız. Tutuklu özgür basın emekçileri gazeteciler, halkın sanatçıları, tutuklanan milletvekilleri için buradayız.Ülkeyi başkanlık için ateşe atan AKP’ye karşı buradayız” şeklinde devam etti. Faşist öğrencilerin saldırılarına dair ise “Mafyacı çetelere ülkücülere karşı iki çift sözümüz var. Sizler satırlarla saldırsanız da biz bu okulun gerçek sahipleri olarak ne arkadaşlarımızı tek başına bırakacağız ne de bu okulu size bırakacağız. Bu okulu da diktatörlük sevdalılarına teslim etmeyeceğiz. Onurlu hocalarımızla demokratik bir üniversite kuracağız” ifadelerini kullandı.

IMG 5729

“OHAL’in kaldırılmasını, KHK’ların geri çekilmesini, atılan arkadaşlarımızın geri dönmesini istiyoruz”

Düzenleyen kurumlar adına ortak basın açıklamasını Görkem Doğan yaptı. Doğan açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bugün yine buradayız ve bir kez daha üniversiteyi de memleketi de OHAL fırsatçılarına, müstebitlere, cemaat ve tarikatlara terk etmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Geçen ay içinde Fethullahçı tarikatla ilişkisi olduğu iddiasıyla kapatılmış ama aslında hiçbir zaman faaliyetlerini durdurmamış derneklerin tekrar açıldığına buna karşılık Samsun’da ve Antalya’da yine emekten, barıştan, özgürlükten yana akademisyenlerin ihraç edildiğine tanıklık ettik. Cemaatle mücadele görüntüsünün sapır sapır döküldüğünü, altından üniversite özerkliğini yok etme, akademik özgürlüğü ortadan kaldırma ve muhalefeti sindirme programının çıktığını bir kez daha gördük diyerek biz baştan beri üniversiteyi savunmanın tüm halk için temel hak ve özgürlükleri savunmanın, memleketin kötü gidişatına dur demenin bir parçası olduğunu söylüyoruz. Manzara ortadadır. Sadece üniversite değil tüm bir ülke müstebit iktidar tarafından çökertiliyor. Batıya karşı hamasi nutuklar atılırken, gerçekte anti-emperyalist akademisyenler tasfiye edilerek, ülkenin direnci kırılıyor. Ekonominin çökmesiyle, emekten yana ekonomistlerin, mühendislerin atılması paralel gidiyor. Hukuk devletinin ortadan kalkmasıyla, özgürlükten yana hukukçuların tasfiyesi el ele yürüyor. Bazın zapturapt altına alınırken, bağımsız iletişimciler kamudan atılıyor. Ülkede parlamenter demokrasi bir tür meşruti monarşiye dönüştürülürken, demokrat siyasi bilimciler kapı önüne konuyor. İşte bu yüzden üniversiteye değil memlekete de sahip çıkmak zorundayız. OHAL’in kaldırılmasını, KHK’ların geri çekilmesini, atılan arkadaşlarımızın geri dönmesini bunun için istiyoruz. Bu doğrultudaki mücadelemizi sonuç alıncaya kadar bıkmadan, usanmadan ve yılmadan sürdüreceğiz!

Eylem üniversite öğrencilerinin Beyazıt marşını okuması ile sona erdi.