Anasayfa , Köşe Yazıları , Ercan Kanar , OHAL Kaldırılıyor Yalanı-Ercan Kanar

OHAL Kaldırılıyor Yalanı-Ercan Kanar

İktidarlar çok yalan söyler. AKP iktidarı da Cumhuriyet tarihinin en yalancı iktidarı. Örnekler saymakla bitmez. DGM’ler kaldırıldı dendiğinde, sadece ismi değişerek “Özel Yetkili Mahkemeler” olmuştu. Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılıyor dendiğinde, yine isim değişmiş, “Terörle Mücadele Kanunu ile Yetkili Mahkemeler” olmuştu. Şimdi ise OHAL kaldırıldı ama yapılan yeni düzenleme ile üç yıl süreyle 2 yıldır uygulanan hak ve özgürlük gaspları devam edecek. 3 yıl sonrası içinse kalıcı sürekli OHAL düzenlemeleri meclis komisyonundan geçmiş durumda.

Üç yıl süre ile görevlerinden ihraç edilenlerin, ayrıca haklarında soruşturma ve kovuşturma bulunanların pasaportları iptal edilecek. Eşlerinin pasaportları da iptal edilecek. Ortaçağ hukukuna dönüş. Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi ayaklar altında. OHAL süresince tam 181.500 kişinin pasaportu iptal edilmiş durumda.

Üç yıl süre ile idari ve adli her türlü mercii yargı kararı olmaksızın, darbe ve “terör” suçları nedeniyle haklarında adli işlem yapılanların iletişimleri denetlenebilecek, haklarında bilgi ve belge toplanabilecek. Eşleri ve çocukları için de aynı işlem yapılabilecek. Şeri hukuk ve engizisyon hukukunun hortlaması.

YÖK başkanı 3 yıl süre ile akademisyen ihracı önerebilecek ve YÖK genel kurulu kararı ile ihraç kesinleşecek. Görevine iadesi yönünde karar verilen akademisyenler eski üniversitelerinde çalışamayacaklar.

Üç yıl süre ile valilerin de ihraç yetkisi olacak.

Üç yıl süre ile MSB ve İçişleri Bakanlarının da memur ve işçi ihraç yetkileri olacak. İhraç edilen askerlerin rütbeleri mahkeme kararı beklenmeden sökülecek.

Üç yıl süre ile Anayasa Mahkemesi genel kurulu salt çoğunlukla, anayasa mahkemesi üyesini ihraç edebilecek.

Üç yıl süre ile Yargıtay birinci başkanlık kurulu da, bir yargıtay daire başkanını ve üyesini salt çoğunlukla ihraç edebilecek. OHAL kararnameleri için 10 yıl süre ile Anayasa Mahkemesine başvuru yapılamayacak.

Gelelim kalıcı sıkıyönetim düzenlemelerine. Tüm valiler süper yetkili OHAL valisi oluyor. Valiler 15 gün süre ile kişi ve kuruluşların şehre veya şehrin belirli bölgelerine giriş çıkışlarını yasaklayabilecek. Sokağa çıkma yasağı ilan edebilecek, kültürel, sportif, inanç etkinliklerini iptal edebilecek. Bir başka vahim düzenleme “örgütlü suçlar”da gözaltı süresi 12 güne kadar uzatılabilecek.

Keza İçişleri Bakanı süper yetkilerle donatılarak, coğrafi yapıda düzenlemeler önerebilecek. Tüm bu düzenlemeler Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı olduğu gibi, Türkiye’nin taraf olduğu BM ikiz Sözleşmelerine de aykırı. BM Sirakuza ilkelerine göre savaşta dahi ihlal edilemeyecek tüm sert çekirdek haklarımız kalıcı olarak tehdit altında.

Türkiye AKP iktidarının despotizmi ile 80 yıl geriye gitmiş durumda. Durum 1940 yıllarının tek parti diktasından da daha kötü. Şimdi piramidin tepesinde tüm yetkileri kendisinde toplamış bir tek ‘reis’ var. Türkiye’de her dönem pretoryan yapı vardı. 2005’lere kadar piramidin tepesinde Milli Güvenlik Kurulu vardı. Şimdi kurul değil tek kişi var. Özel polis ordusuyla. JÖH ve PÖH’ü ile. 2002’ye kadar yüzünü batıya çevirmeye çalışan antidemokratik diktatörlükler varken, şimdi yüzünü Ortadoğu ve Afrika’ya çeviren, Azerbaycan tipi kökten dinci ve ırkçı bir reislik var. Ama inanıyoruz ki halklarımızın özgürlük mücadelesi despotizme boyun eğmeyecek ve bu ‘reis’lik uzun ömürlü olmayacaktır.