Frankfurt |05.10.2017| Frankfurt Meşale Tolu ile dayanışma Komitesi tarafından düzenlenen bilgilendirme etkinliğin, Alman Sendika Evi (DGB-Haus)’nde gerçekleştirildi. Meşale Tolu’nun Babası Alirıza Tolu ve ATİK UPOTUDAK adında ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan’ın katıldığı bilgilendirme toplantısında, Meşale Tolu ve ‚Münih Komünistler Davası’ üzerine bilgiler verildi.
Meşale Sosyalist bir Gazeteci
İlk sözü alan Alirıza Tolu, Meşale’nin tutuklanma sürecine değinirken, torununun psikolojik olarak ciddi oranda etkilendiğini belirtti. Özgür Radyo kapandıktan sonra EtHA için çeviriler yaptığını belirten babası, birçok suçlamanın, Meşale’nin hamilelik dönemine ait olduğunu ve o süreçte kendisinin aktiv olmadığını belirtti ve davanın delillerden yoksun olduğunu dile getirdi. Hukuksuzluğun rutin bir hal aldığını dile getiren Tolu, Meşale’nin hapishanede yalnız olmadığını, çocuğu ve birçok siyasi tutsak hapishanede kaldığını vurguladı. Gazeteciliğin önemli derecede tehlike sayıldığını dile getiren Alirıza Tolu, Meşale’nin sosyalist bir insan olduğunu ve tutuklamanın onun muhalif kimliğine yönelik bir saldırı olduğunu dile getirerek, Meşale için oluşan dayanışmadan dolayı katılanlara teşekkür etti.
Münih Komünistler Davası 2018 Yılında Devam Edecek
Meşale’nin ortaya koyduğu mücadelenin bedeliolarak tutuklandığını belirterek sözlerine başlayan Süleyman Gürcan, Avrupa’da Meşale’nin ssesi olacaklarını vurguladı ve Meşale ve tüm siyasi tutsakları selamladı. Frankfurt’ta geliştirilen dayanışmanın tüm alanlara yayılması gerektiğini belirten Gürcan, ‚Münih Komünistler Davası’ hakkında güncel gelişmelere değindi. NSU gibi faşist bir yapılanma ile TKP/ML davasının aynı salonda yapılması ve bu iki yapıyı bu bağlamda aynı kefedeymiş gib gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan ATİK Eşbaşkanı, Mehmet Yeşilçalı ve Banu Büyükavcı’nın tahliye taleplerinin red edilildiğini dile getirdi. Mehmet Yeşilçalı hakkında Mahkemece tutulan bilirkişi psikolojik hastalığı teşhis etmesine rağmen tahliye edilmediğini ve bu konuda kampanyanın devam ettiğini söyledi. Gürcan devamında, delillerin MİT tarafından Almanya’da toplandığını, Türkiye’ye sevis edildiğini, bu mahkeme vasıtasıyla resmi olarak Alman makamları taradından tekrardan istendiğinin altını çizdi ve bu bilgi döngüsünün yanı sıra bilgileri verenlerin de Türkiye’de FETÖ adı altından tutuklandıklarını belirtti. Yazışmaların Türkiye’de tercüme edilmesinden, delillerin yetersizliğine birçok noktada skandalların ortaya çıktığını belirten Gürcan, hapishane sisteminde Almanya’nın Türkiye’den daha beter uygulamaların olduğunu dile getirerek, M. Yeşilçalı’nın rahatsızlığını belirttikten sonra çıplak bir şekilde hücreye atıldığını, buna karşı çıkarken polis tarafından darp edildiğini anlattı.
Almanya’da yasaların daha fazla sertleştiğini dile getiren ATİK Eşbaşkanı, önceden yasa dışı yapılan Mektup okuma-izleme faaliyetlerinin artık yasallaştığını, bu yasa ile saldırıların arttığını vurguladı.
Türk istihbarat servisi MİT’in Avrupa’da ki faaliyetlerinin yoğunlaştığına dikkat çeken Gürcan, bu faaliyetlerin sadece bilgi toplamakla sınırlı olmadığını, Avrupa’da Kürt politikaacıların katledilmesine varan planların deşifre olduğunu dile getirdi. 20 Ekim’de Frankfurt Dayanışma Komitesi’nin Münih’te düzenlediği etkinliğe katılım çağrısı yapan Gürcan, davanın 2018 yılı boyunca devam edeceğini söyledi ve katılanları selamladıktan sonra konuşmasını sonlandırdı.
İz Filmi Hakkında Bilgilendirme
Etkinlikte söz alan katılımcılar sorular yöneltirken, Hakan Gürer tarafından hazırlanan İz Belgeseli’nin Türkiye zindanları hakkında önemli veriler sunduğunu, Mehmet Yeşilçalı, Müslüm Elma, Seyit Ali Uğur ve daha birçok politik tutsağın maruz kaldığı işkencelerin belgellelrle ortaya konduğu dile getirildi ve 15 Ekim’de Rüsselsheim’da yapılacak Belgesel film gösteriminin tanıtımı yapıldı.
Akhanlı İspanya’dan Henüz Çıkamıyor
Etkinliğe İspanya dışına hala çıkamayan Doğan Akhanlı’nın katılamadığı bilgisi verilirken, AkhanlI’nın özgeçmişi hakkında bilgiler verildi. Interpol aramalarının ve tutklamalarının meşruluğunun olmadığına dikkat çekilen açıklamada, yıllardır devrimci ve Kürt politikacıların Interpol vasıtasıyla Türk devleti tarafından başka ülkelerde tutklandıklarını, Avrupalı Devletlerin ise buna göz yumdukları dile getirildi.
Etkinlikte Meşale ve 14 ESP tutsağı ile Münih’te tutsak edilen devrimcilere ilişkin kartpostal kampayaları hakkında bilgiler verildi.
Meşale Tolu’nun mahklemesinin görüleceği 11 Ekim günü Araba korteji ile Frankfurt’ta eylem gerçekleştirecek olan Dayanışma Komitesi, 20 Ekim günü Münih TKP/ML davasına katılım sağladıktan sonra aynı gün Ulm’de yapılan Meşale ile dayanışma etkinliğine gidilecek.