“Banka soymak değil, banka kurmak suçtur.”
Ağırlıklı olarak Temel Demirer’in iktisadî kriz ve getirdiği yıkım üzerine yazılarının toplandığı Kriz, Kapitalizm ve İsyan başlıklı kitabın, Demirer tarafından kaleme alınan “Önsöz”ü [“Newroz Sabahı Tamamlanan bir Önsöz”] Bakunin’in bu çarpıcı aforizmasıyla açılıyor. Ve daha ilk cümleden, okura “NE” ile karşı karşıya olduğu konusunda net bir fikir veriyor.
İktisatçılar, neo-liberal kapitalizm içine yuvarlandığı kriz sarmalında debelenmeye başladığından bu yana, yani yaklaşık oniki-onüç yıldır kriz üzerine yazıyorlar. Uzman, hayatın uzağında bir dille… “Resesyon”, “stagflasyon”, “piyasa köpüğü”, “mortgage” gibi kavramların insanların hangi hâllerine denk düştüğüne kayıtsız…
Kriz, Kapitalizm ve İsyan, “bildiğiniz” iktisat kitaplarından değil. O, bir “insan ilişkisi” olarak iktisat’ı anlatıyor bizlere. İşsiz, güvencesiz, konutsuz, aç bırakılan insanların penceresinden. Ete kemiğe bürünmüş rakamları gördükçe, neo-liberal durağındaki kapitalizmin nasıl çapı giderek genişleyen bir küresel afete dönüştüğünü kavrıyorsunuz. “Liberal”liğin hiç de “baskıcı bir aygıt olarak devletin etkilerini hafifletip merkezî otoritenin bastırdıklarını özgür bırakmak” anlamına gelmediğini, muazzam bir iktisadî olanak olarak savaşları gereksinen kapitalist sistemin “(neo-)liberalizmi”nin, kapitalist devleti özüne, (ezilenler, sömürülenler, dışlananlar üzerindeki) baskı aygıtı rolüne indirgemekten öte bir anlam taşımadığını görüyorsunuz.
Kriz, Kapitalizm ve İsyan, bununla da yetinmiyor: “Banka soymak değil, banka kurmak suçtur” diyen bir fütursuzlukla, krizden ve onun kapitalizminden çıkış yolunu gösteriyor: tüm bir (insansız) iktisat kurgusunun bize unutturmaya çalıştığı o “tek yol”yu, yani İSYAN’ı…
Kitap dört bölümden oluşmakta. “Sürdürülemez Kapitalizmin Krizi” başlıklı, kuramsal ağırlıklı yazıların yer aldığı ilk bölümde, Noam Chomsky (“Kapitalizm Sona Eremez, Çünkü Hiç Başlamamıştı”), Cahide Sarı (“Marksist Değer Teorisi Hakkında”); Özgür Orhangazi-Gökçer Özgür (“Mülksüzleştirme Yoluyla Birikim ya da ‘İlkel Birikim’in Güncelliği”), Gökçer Özgür (“ ‘Tek Kutuplu Dünya’da Dolar Egemenliği”) ve Temel Demirer’in (“Kriz ve Burjuva İktisadın Sefaleti”, “Kapitalizm, Küreselleşme, Kriz ve Ötesi”) imzaları göze çarpıyor.
“Yokeden Kapitalist Açmaz” başlıklı ikinci bölümde, çoğu Temel Demirer imzalı, kapitalizm ve krizinin yol açtığı küresel yıkımın somut verilerle tartışıldığı yazılar bulunuyor. Bu yazılarda öne çıkan nokta, “Kriz bitti, geçti, geçiyor!” çığırtkanlığını yapan piyasa kalemşörlerine karşı, kapitalizmin mevcut krizinin kalıcı ve yapısal yönlerinin vurgulanması… (“Kapitalist Yıkım Kıskacındaki Dünyanın ‘Hâl-i Pür Melali’ veya ‘Bırakmayın Geçmesinler, Bırakmayın Yapmasınlar!’”; “III. Büyük Buhran: ‘Fin De Siècle’ ve İnsan(lık)”; “Kriz, Savaş ve ABD Ekonomisi” -Cahide Sarı ile birlikte-; “Kriz: Dinamikleri ve Güzergâhı”; “Kriz: Var, Sürüyor…”; “Kapitalizm (=Savaş) ve Dünya… veya ABD Neyse Dünya Odur!”; “IMF/DB: ‘Onlar Engerekler ve Çıyanlardır’!”)
“Türk-iye!!!!” başlıklı bölümde Temel Demirer’in imzasını taşıyan, ve adından da anlaşılacağı üzere Krizin Türkiye cephesini tüm boyutlarıyla irdeleyen üç yazısı (“Ekonomi Ne Alemde?”; “Türkiye’nin Kriz Ekonomisi”; “Mali Kriz ve Türkiye”) yer almakta.
“Kaçınılamaz Olan = İsyan” başlıklı, üç yazıdan oluşan bölümde ise, Temel Demirer ve Sibel Özbudun birlikte “Küreselleşme + Kriz = Açlık + İsyan” denklemini kurup, “Tarih Hızlanırken!” saptamasıyla, “İsyan(ın) Gerekli(liği)”ni haykırıyor…
Kriz, Kapitalizm ve İsyan, tanığı ve mağduru olduğumuz kapitalizm tarihinin en derin bunalımlarından birinin muarızı, giderek “mezar kazıcısı” olmanın yolunu gösteren yazılarla, gerçekten de ihtiyaç duyduğumuz soluğu çarpıyor yüzümüze…
KÜNYE: Noam Chomsky-Temel Demirer-Özgür Orhangazi-Gökçer Özgür-Sibel Özbudun-Cahide Sarı, Kriz, Kapitalizm ve İsyan, Ütopya Yay., Eylül 2010.