TÜRKİYE | 01 – 09 – 2010 | Bakmayın başlığın “iddialı” tınısına; sömürgecilik ve sömürgelerin tasfiyesinden bu yana, “ücra”nın bilimi olmaktan çıkan antropolojinin, yok olmayacaksa eğer, “sokağın bilimi” olmaktan başka açarı yok. Nedeni gayet basit: onun alanını, madunlar, bastırılanlar, ezilenler, dışlananlar oluşturuyor – sömürgeci mirasın “karanlıktaki” gölgeleri… Ve küreselleştirici süreler, “Onları” önüne katıp kentlere, metropollere sürükledi – orada tutunabildikleri tek yere: kentlerin, metropollerin sokaklarına.
Sibel Özbudun, yeni yayınlanan Antropoloji Gözüyle: Sınıf, Kültür, Kimlik Yazıları başlıklı kitabında, bu durumun antropolojisini yapmaya girişmiş: Kuzey metropollerinin yeni “en alttakileri”nin varlığının yol açtığı kuramsal sorunlarla baş etmeye çalışıyor.
Bu sorunların, sosyal bilimlerde 1970’li yılların sonlarından itibaren yaşanan postmodern kırılmanın da eşliğinde, bugün yalnızca akademide değil, siyaset dünyasında da çeşitli içerimleri bulunan “sınıf/kimlik” kutuplaşmasına, daha doğrusu, sınıf kavramının bir analiz aracı olarak gözlerden yiterken “kimlik” ile ikamesine yol açtığı biliniyor.
Özbudun’un kitapta yer alan yazıları, “kimlik” ile “sınıf” arasında aşılmaz bir uçurum bulunmadığını; bu iki kavramın taalluk ettiği “kültür” ile “ekonomi-politik” alanları arasındaki bütünleyiciliği göz önünde bulundurmayan her türlü tahlil girişiminin başarısızlığa mahkûm olduğunu vurguluyor: hem pratik hem de kuramsal düzlemde…
Kitap üç bölümden oluşuyor. “Sınıf Bitti, Kimlik Verelim!” başlıklı Birinci Ayırım’da bir yandan “sınıf”ın unutulmuşluğa terk edilip “kimlik”in bütün toplumsal sorunların kilidini açan bir maymuncuk olarak görüldüğü yönelişi eleştirirken [“Bir Sermaye Girdisi Olarak Kimlik”; “Kültüralizm Üzerine Notlar”; “Avrupa Birliği: Çokkültürcülüğün ‘Krizi’”; bir yandan da onu verimli bir anlama aracına dönüştürme yollarını araştıran yazılar [“Cin Şişeden Çıkarken…”; “Kültürel Haklar Bireysel mi?”; “AB Muktesebatı Kürtlerin Derdine Deva Olabilir mi?” “… ‘Devrim’ ve ‘Kültür’ Üzerine Çerçeve Düşünceler”] yer almakta.
“… ‘O Diyar’dan İzlenimler…” başlıklı İkinci Ayırım ise, Latin Amerika izlenimleri, özellikle de yerli mücadelelerinin sınıf dinamikleriyle bağdaşma tarzını irdeleyen yazılar yer almakta: Ekvator, Kolombiya, Bolivya, Meksika… Özellikle “ ‘Eşitlik’ ile ‘Özgürlük’, ‘Sınıf’ ile ‘Kimlik’, ‘İktisat’ ile ‘Kültür’ Bağdaşabilir mi? Ya da Nasıl bir Anayasa (Bolivya Anayasası Örneği)” başlıklı yazı, bu ülkenin gündemini son dönemlerde kilitleyen Anayasa tartışmaları açısından önemli ipuçları içeriyor.
“Antropoloji Gözüyle” başlıklı Üçüncü Ayırımda ise, din antropolojisinden Claude Lévi-Strauss yapısalcılığına günümüzden bir bakışa, seküler törenlerden İsmail Beşikçi değerlendirmesine, yazarın antropolojik içerikli çeşitli yazıları yer almakta.
Antropoloji Gözüyle: Sınıf, Kültür, Kimlik Yazıları, hem antropolojinin, hem de sokağın meraklılarına, geniş spektrumlu bir derleme niteliğini taşıyor.
KÜNYE: Sibel Özbudun, Antropoloji Gözüyle: Sınıf, Kültür, Kimlik Yazıları, Ütopya Yay., Eylül 2010, 343 sayfa.