Anasayfa , Avrupa , Köln'de Baskı Yasalarına Karşı Panel

Köln'de Baskı Yasalarına Karşı Panel

dekopaKÖLN | 09 – 02 – 2009 | Köln DEKÖP bileşenlerinin uzun zamandır yaptığı hazırlık doğrultusunda, ortak bir panel düzenlendi. 4 Şubat günü düzenlene panele MLPD merkez komite üyesi ve aynı zamanda avukat olan Roland Maister ve DEKÖP temsilcisi katıldı. Panelin diğer bir katılımcısı olan Die Linke’den Ulla Jelpke hasta olduğundan dolayı katılmadı.

Panel yöneticisinin yaptığı kısa bir konuşmayla başladı. DEKÖP-A’nın başlatmış olduğu kampanya doğrultusunda Köln özgülünde yapılan eylem birliği çağrısına çeşitli örgütler olumlu yanıt vererek, neler yapılacağı üzerine yürütülen tartışmada Köln’de ortak bir panelin düzenlenmesi kararı çıkmıştı. Bu karar doğrultusunda yürütülen çalışma sonucunda böylesi bir panelin verilmesi kararına değinildikten sonra, önümüzdeki dönem bu tür çalışmaların yoğunlaşmasına dikkat çekildi. Kapitalist sistemin kendisine karşı çıkan herkesi terörist olarak gördüğünü ve bundan dolayı da çıkardığı anti-terör yasalarıyla cezalandırılmaya çalışıldığı, bu karar doğrultusunda bir çık kurum geçen yıl basılmış ve bir çok insan bu yasalardan dolayı yargılanmakta olduğuna dikkat çekildikten sonra, ilk konuşma DEKÖP temsilcisine verildi.

DEKÖP temsilcisi yaptığı konuşmada; ” DEKÖP-A’nın başlattığı bu kampanyanın içinde bulunduğumuz bu süre açısında çok önemli olduğunu, fakat bunun önemi yeterince kavranmamaktadır. Kapitalizm içinde bulunduğu bu kriz sürecinde, kendisine karşı gelebilecek emekçi halk üzerinde yoğun bir baskı aracı olarak yaratarak, kitleleri korkutmaya, sindirmeye çalışmaktadır.

Geçmişteki sicili lekeli olan Alman devleti, AB’nin aldığı kararlar doğrultusunda temel haklara yönelik saldırıların yoğunlaştırmaktadır. Bunlardan en önemlisinden birisi de, caza hukukunun 129 a/b bendi çerçevesinde bir çok devrimci ilerici kuruluşa saldırıldığı ve bu yasa kapsamında terör örgütü görülerek yargılanmaktadır. Özellikle göçmen kurumlar bu saldırıyla yoğun bir şeklide karşı karşıya kalmaktadır.

Tüm bu saldırılar bizim önümüzdeki süreçte daha yoğun birlikte çalışmamızı getirmektedir. Çünkü baskı yasaları sadece göçmenlere yönelik değil, yerli ve göçmen emekçilerin tümüne yöneliktir. Bundan dolayı yerli ve göçmenler olarak birlikte mücadeleyi geliştirmeliyiz. Birlikte mücadelenin önemli bir hamlesi olarak, bu kampanyayı bir fırsata çevirerek, güçlendirelim” diyerek, kitleleri kampanyaya aktif katılmaya çağırdı.

İkinci konuşmacı olan Roland Maister yaptığı konuşmada, ” bu saldırıların göçmen kuruluşlara yönelik yapıldığı tespiti geridir, saldırı esasta Mraksist-Leninist ve Devrimci örgütlere yönelik yapıldığı ve bununla da işçi ve emekçiler üzerinde korku yaratılmaktadır.

Baskı yasaları sadece Almanya’ya özgün yasalar değil, AB’nin merkezi aldığı karar doğrultusunda bu yasalar ülke özgüllüklerine göre uyarlanarak çıkarılmaktadır. Aynı yasaların benzerleri; Fransa, İngiltere, Hollanda … tüm Avrupa ülkelerinde çıkartılarak yürürlüğü koyulmuştur.

Bu yasaların amacı gelişen halk hareketlerini bastırmaktır. Özellikle ekonomik krizle birlikte kitlelerde kapitalist sisteme karşı hoşnutsuzluk giderek gelişmektedir. Gelişen ekonomik krizle saldırılarını yoğunlaştıran kapitalist sistem, çıkardığı faşizan baskı yaslarıyla kitleler üzerinde korku yaratmaktadır” diyerek, Almanya’da yerli ve göçmen ayırımı yapmadan sınıf bakış açısıyla her alanda birlikte çalışmanın önemine vurgu yaptı.

Daha sonra kitlelerle birlikte ortak tartışmaya geçildi. Kitlenin tartışmaya yoğun katılması önemli bir ayrıntıydı. Hafta içi olmasına rağmen üç buçuk saat boyunca ortak bir tartışma yürütüldü.

Gerek panelistler ve gerekse de katılımcılar, baskı yasalarına karşı ortak mücadelenin geliştirilmesinin günümüzdeki önemine vurgu yaparak, toplantı sonuçlandırıldı.