HASAN AKSU-04-07-2015- Türkiye ve Kürdistan’da Türk Devleti savaş naraları atıyor. Kan istiyor, katliam istiyor, zulüm istiyor, istiyor da istiyor…
İsrail, Amerika, İngiltere, Almanya başta olmak üzere bol – parçala – yönet taktiğini Ortadoğu’da planlı, programlı uygulamakta, ezilen halkları kırıma uğratarak emperyal sermayenin egemenliğini garanti altına almak istemektedirler. Faşist Türk devleti de bölgede üstüne düşen rolü en iyi şekilde yerine getirmek istiyor. Bunu Esad rejiminin ‚Sünni kardeşlerine ‚zulüm etme’yi gerekçe göstererek kılıflandırmaya çalışmaktadır. ‚Tencere dibin kara senin ki, benden kara‘ misali, halklarımızı ırk, din, mezhep, cinsiyetçilik ve inançlar üzerinden ayrıştırarak Türkiye ‚yi felakete götürmektedir.
Yıllardır İŞİD denen eli kanlı İslami faşist örgütün organizatörlüğünü yapmaktadır. Başta Amerikan ve İngiliz emperyalistleri olmak üzere, Türk devleti, Katar ve Sudi Arabistan finansörlüğünde akıl almaz çirkin oyunlar oynanmaktadır. Emperyalist devletlerin ve uşak yönetimlerin beklemediği, aklından geçirmediği Kürdistan gerçeğiyle karşı karşıya kaldılar. Kürdistan devrimci gerçeği ağzı salyalı emperyalist sermayenin bütün plan, proje, taktik ve stratejik uygulamalarını yerle bir etti. Açık ve net “ya savaşlar devrime yol açar, ya da devrimler savaşları önler” Maoist tez yeniden doğrulanıyordu. Burada önderlik güçlerin etkisi belirleyici önem taşımaktadır.
13 yıldır Türk faşist devletinin katliam, zulüm, yargısız-sualsiz infazların binlerce, on binlerce Kurdun, Türkmen’in, Ezidi’nin, Gayri Müslüm’ün, Alevi’nin, Arap’ın ve hatta Sünni Türk’ün kanına girmiştir Erdoğan. Halkları birbirine düşman etmiş, kin -nefret ve savaş üzerinden rant yapmış, hâkimiyet sağlayarak kanlı emellerini gerçekleştirmek istemiştir. Bugün de aynı oyun değişik kılıflar altında devam etmektedir. Osmanlı oyunları, geleneği devam ettiriliyor.
Erdoğan Ortadoğu’da yaşanan bu vahşetten hiç mi hiç sorumluluğu yokmuş gibi şöyle diyor: “Mısırda ve Suriye’de yaşananlar tüm şiddetiyle devam ediyor. Orucun ve Namazın yasaklandığı yerlerde sıkıntı çektiklerini biliyoruz…”
Devamla: “Aynı anda 3 bin kişi ibadet edebileceği bir cami, Türk ve Osmanlı mimarlık tarihinin bir sentezi olarak nitelendiriliyor ,” diyor.
Bilmeyen, okumayan, cehalet içerisinde yaşayanlar diyecek ki, Ne büyük Müslüman, Müslümanlara (siz Sünni mezhep anlayın) her yerde zulüm ediliyor. Erdoğan ne büyük devlet adamı ki, zulme ve yasağa başkaldırarak kendi kaçak sarayında ibadethane açtırıyor 3 bin kişiye ibadetini yapması için hayır yapıyor.
Göz göre göre yalan, sahtekârlik ve din sömürüsü yapmak buna denir. Bir ülke Cumhurbaşkanı düşünün ki, kendi hırs ve çirkin emellerini gerçekleştirmek için dini istismar etsin, toplumu mezheplere, dinlere, ırklara cinsiyetçiliğe bolşün! Gözlerini kan, savaş ve zulüm örsün, başka bir şey görmez olsun.
Şimdi sormak lazım eli kanlı Hızır Paşaya nerde kim namazı kılmayı, oruç tutmayı yasaklamış? Erdoğan burada açıkça yalan söylüyor. Irak’ta, Suriye’de namaz asla ve asla yasaklanmamıştır. Koca bir ülkenin başkanı böylesi bir kuyruklu yalan söyler mi hiç? Ama TC’nin başı Erdoğan böylesi bir kuyruklu yalanı kendi menfaattarı ve çıkarları için söylemektedir. Bir gerçek Müslüman bu kadar yalanı hem de ramazan ayında, oruçluyken söyler mi hiç? Küldan korkmuyorsan Allah’tan da mı korkmuyorsun ey Erdoğan?
Dünya âleme karşı yalan söylüyorsun, yalan üzerinden din sömürüsü yapıyorsun. Peki, ahirette senin yerin neresi? Burdan açıkça söylüyorum, sen İslam dinine de namaza da, niyaza da, oruca da inanmıyorsun. Senin gözünü kâr hırsı, iktidar hırsı, kan akıtma hırsı bürümüş. Bu zihniyet Osmanlı’dan sana mirastır. Sekiz yüz yıl Alevileri katlettiniz, sen iğrenç bir mezhep ayrımcısısın. Sen Sünni mezhebi dışındaki var olan tüm inançları yok sayan bir kelle kesicisin…
Aynı zamanda ırkçı, kafatasçı bir ideolojinin temsilciliğini yapmakta, ırksal katliamların yolunu açmak istemektesin. Bilesin ki kimse buna müsaade etmez ettirmez. Unutma emellerin kursağında kalacak, sen ve efendilerin olan emperyalistler ağır bir yenilgi alacaksınız halklarımızdan.