Home , Avrupa , Yenilendi: Göçmenler 19 Aralık katliamını unutmadı!

Yenilendi: Göçmenler 19 Aralık katliamını unutmadı!

LN | 20 – 12 – 2012 | 19 Aralık 2000 tarihinde, 20 cezaevinde birden yapılan saldırıda, katliama uğrayarak hayatını kaybeden ve ölüm orucu süreciyle birlikte, yaşamlarını yitiren tutsaklar için, anma etkinliği gerçekleştirildi. Cezaevleri katliamının 12. Yılında yapılan anma toplantısına; UPOTUDAK-ADHF-YAŞANACAK DÜNYA ve ÖZGÜR TUTSAKLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ olarak ortak düzenlenen anma etkinliği; katliam ve ölüm orucunda hayatların yitirenler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı.

Ardında hazırlanan ortak metinde; 19 Aralık katliamı esas olarak, emperyalist politikaların serbestçe uygulanabilmesi için, cezaevlerinde diri ve dinamik güçleri teslim alma ve diğer yandan ise, dışarıda gelişen toplumsal muhalefeti  susturmak için, 19 Aralık katliamı pratik olarak devreye sokulduğu okunan ortak yazıda ifade edildi. Ayrıca, TC devletinin cezaevlerini hiçbir zaman gündeminde düşürmediği ve 2000 yılına gelmeden önce cezaevlerine dönük yapılan saldırılarda, 1991 yılında Terörle Mücadele Kanunu (TMK) yasallaşmasıyla hücre tipi hapishanelerin alt yapısı oluşturulduğu ve 1996 yılına gelindiğinde, “Eskişehir tabutluğu” adıyla tabir edilen ve Türkiye’de ilk girişim olan, hücre tipi cezaevine geçişin adımları atıldığı vurgulandı.

Bu Tecrit ve izolasyon saldırısına karşı, politik tutsaklar, başlattıkları ölüm orucuyla, 69 gün süren direnişte, 12 Devrimci tutsak hayatını kaybettiği belirtilerek, Cezaevlerine dönük saldırılarda, onlarca tutsağın hayatını kaybetmesine neden olduğu altı çizilerek belirtildi. Sırasıyla; 19 Eylül 1995 Buca, 4 Ocak 1996 Ümraniye,  24 Eylül 1996 Diyarbakır ve 26 Eylül 1999 Ulucanlar katliamıyla toplamında; 27 devrimci ve yurtsever tutuklu yapılan bu saldırılarla hayatını kaybetmişlerdir.

Ancak, tüm bu katliamlara rağmen  19 Aralık günü 20 cezaevine birden yapılan saldırıda, F-Tipi cezaevlerine karşı, başlatılan ölüm orucu eyleminin bitirilmesine karşı, yapılan operasyonla, ölüm orucu ve açlık grevinin sona ereceğini sanan faşist diktatörlük, saldırı sonrası ummadığı bir direnişle karşılaştığı ve Devrimci irade bir kez daha faşizmin bu büyük ve acımasız saldırısını püskürterek ve her türlü zorluğa karşın direnişi büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerinin gerçekliği vurgulandı.

Yine bugün cezaevlerinde devam eden saldırılar esasa ilişkin bir devlet politikasının dolaysız biçimi olarak devam ettiği ve Bugün Türkiye’de cezaevleri birer işkence merkezi konumunda olduğudur. F-Tipi cezaevlerinde yaşanan; işkence, kötü muamele, hak ihlalleri AKP hükümeti tarafından, 12 eylül AFC aratmayacak şekilde devam ettirilmektedir. AKP iktidarı döneminde, 377 cezaevinin toplam tutuklu kapasitesi 97 bin olan sayı, bugün 134 720 gibi rekor bir düzeye çıkmış durumdadır. AKP iktidarının devrimci muhalefeti bastırmanın yanında, “tekçi” şövenist politikasının sonucu olarak, Kürt ulusuna yönelik saldırganlığı tepe noktasına varmış durumdadır. Halkın meşru oylarıyla  seçilmiş onlarca belediye başkanı, milletvekilleri ve sadece Kürt oldukları için yaklaşık 9 bin insan tutuklanmıştır. Ve KCK davaları adı altında anadilde savunma hakları gasp edilerek, faşizan bir muameleye tabi tutulmuşlardır. AKP Kürt halkına dönük teamülsüzlüğü yeni saldırılarla devam ediyor. Ve gelinen aşamada 10 BDP milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmak için meclise dosyaları gönderildiği vurgulanarak, tüm devrimci tutsakların sahiplenmesi gerektiği üzerine çağrı yapıldı.

Ortak metinin okunmasından sonra hazırlanan sinevizyon gösteriminden sonra, 19 Aralık katliam tanıklarının yaptığı konuşmalardan sonra, yapılan müzik dinletisiyle birlikte anmak etkinliği sona erdi.