Anasayfa , Haberler , Erzurum Politik Tutsaklar’dan 2 açıklama

Erzurum Politik Tutsaklar’dan 2 açıklama

ERZURUM | 06 – 06 – 2010 | Erzurum H Tipi Hapishanesinden politik tutsaklar, grizu patlaması sonucu yaşamını yitiren 30 işçiye ve İran’da 5 Kürt yurtseverin idam edilmesine ilişkin açıklama yaptı. Tutsaklar, bir taraftan 30 işçiyi yitirmenin acısını dile getirirken, diğer taraftan da idam’ın bir ceza değil, bir cinayet olduğunu belirtti.

Açıklamaların devamı ise şöyle:

Kader değil işçi katliamı!

30 işçiyi bir grizu patlamasında kaybetmiş olmanın büyük acısın ve buna sebep olan sisteme öfkemizin deri hıncını sizler aracılığıyla halkımızla paylaşmak istiyoruz.

Ölüm en kolay yaşanan gerçeğidir bu ülkenin. Ölümü daima sırtımızda taşıyoruz. Üstelik bunu genellikle yaşamak için yapıyoruz. Kürtler ulusal haklarını elde etmek uğruna ölüyor, öğrenciler polis kurşunuyla, tutsaklar gardiyan ya da asker dayağıyla veya tedavileri engellenerek, kadınlar “töre” denilen cinayetlerde… Bu kez 30 maden işçisini, sınıf kardeşimizi yitirdik, gene grizu patlamasına önlem almamış olmanın “kaderi”yle!

Bu ülkede ölümü “kader” diye taşıyoruz yanımızda. Ölüm uyandırır mı kolay ölüme alışmış olanları?

Biz tutsak olanlar bu soruyu sorduk kendimize. Acı duyduk, öfkelendik! Kaderden bahsedenden de, katliamı/faciayı gelip geçici görenden de hiçbir umudumuz olmadığından sadece “uyanabilir” olanlara döndük yüzümüzü. Sadece onlar acımızın ve öfkemizin sesi olabilir çünkü. Sadece onlar kolay ölüme –ne kötü ki, böylesi “gereksiz” ölüme- set olabilirler. Ancak onlar ölüme itildiklerini, bunun “kader” değil, önlenebilir olduğunu görüp hesap sorabilirler. Maden ocaklarındaki “denetimsizliği, işletme sahibinin keyfiliğini, güvencesiz, neredeyse tamamen korunaksız çalışmayı, işçiyi o ölümcül kuyulara” girmeye mecbur bırakan sistemi ancak onlar reddedebilirler.

Ne Başbakan ne devlet kurumları ne de düzen partileri bu facialara acı, nefret ve öfke ile bakabilir. Onlar yaşanan katliamı olağan göstermenin telaşına düştüler. Açıklamalarını dinledik okuduk; facianın sorumlularına, sebeplerine ne nefret ne de öfke vardı sözlerinde. “Kader” dediler, “alışıldık” dediler; Allah’tan rahmet dilediler. Sözlerinde hiç öfke yoktu. Onlar sadece bunları reddedenlere öfke duyuyor. Onlar sadece kendilerinden hesap sorulduğunda acı duyuyor!!!

Umudumuz acıyı yaşayanlarda. Onlara sesleniyoruz büyük acı ve nefretle; kolay ölümlere alışkın olmaya son verin. Hesap sorun, hakkınızı arayın. Her ölüm sizden çalınmış koca bir yaşamdır. Elleriniz o yaşamları kolayca bırakmasın. Sarılmak gerekir o yaşamlara, hem de sımsıkı!

Biz tutsaklar acınızı paylaşıyoruz. Sırtımızda taşıdığımız ölümle bizim de hesabımız var. Gücünüz olduğunu ve yalnız olmadığınızı unutmayın….

Erzurum H Tipi Hapishane’den Tüm Politik Tutsaklar

—-

İran İslam Cumhuriyeti Ankara Başkonsolosluğuna

Devletinize bağlı mahkemelerde yargılanan 5 Kürt yurtseverin idam ile cezalandırıldığını ve 08.05.2010 tarihinde bu cezaların infaz edildiğini büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız.

Devletinizin gerici karakteri ve karşı devrimci niteliği bizler için sır değil. Daha önce de komünist, devrimci, demokrat, yurtsever birçok insanı çeşitli biçimlerde katlettiğini biliyoruz. Sözde “Allah adına” işlediğiniz bu cinayetlerin bir avuç egemenin, zorbanın, zenginin, efendinin sultası için gerçekleştiği gizlenemez bir gerçektir. Elbette bu haksız ve gerici güçler gibi bu iktidar da yerle bir edilecektir, bizzat zulmettiği halk tarafından.

Ezilen ve hakları inkar edilen bir ulusun direnişçi ve fedakar evlatlarını katletmek asla bir kurtuluş olmamıştır. İran’da da Kürtler hakları inkar edilen bir ulustur. Kürt ulusunun ayrılma hakkı da dahil olmak üzere tüm hakları için mücadele etmek, sadece Kürtlerin değil tüm komünist ve devrimci güçlerin görevidir.

Bu sebeple bu uğurda mücadele ederken gerici ve karşı-devrimci İran devletine esir düşmüş ve idam edilmiş Kürt kardeşlerimizi bizden zorbalıkla alınmış kabul ediyoruz. Ancak onların mücadelesi bu vesileyle daha canlı ve görkemli hala gelmiştir. Bu mücadelenin zaferinden kaçınmak mümkün olmayacaktır.

İdam bir ceza değil, bir cinayettir. Bu insanlık suçunu bugüne kadar işleyen İran devletinize çağrımız bu intikamcı yöntemi terk etmesi ve bundan sonraki idamları gerçekleştirmemesidir.

Gerçekleşen idamlar nedeniyle devletinizi protesto ediyor, nefretle kınıyoruz.

– İdamlara hayır!

– Şirin Elemhuli, Ali Haydaryan, Ferzet Kemangen, Ferhat Wekili’yi mücadelemizde yaşatacağız!

– Kürt ulusuna özgürlük!

– Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Erzurum H Tipi Hapishane’den Mulla Çakıroğlu, Haydar Sönmez, Cengiz Kılınç, Abidin Kahraman, Cebrail Çakto, Mehmet Yamaç, Ali Abbas Yılmaz ve Hasan Yıldız