ULM |29-09-2016| 24 Eylül’de Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu Yönetim Kurulu 6. Toplantısını gerçekleştirdi. Süreci ve ATİF’in sürece dair yönelimini öğrenmek için ATİK Haber Merkezi, ATİF Yönetim Kurulu Başkanı ile bir röportaj gerçekleştirdi. Federasyon Başkanı ile 2017 Almanya Genel Seçimleri, Münih TKP/ML Davası, ATİF’in 40. Yılını ve Genel Kurul hazırlıklarını konuştuk.
AHM: Federasyon Yönetim Kurulu olarak bu dönem 6. toplantınızı gerçekleştirdiniz. Bu toplantı hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Evet. Bu toplantımız ‘orta sınıf’ın dahil olduğu ve geniş bir yelpazede karşıtlığını bulan TTİB ve CETA karşıtı eylemlilikler, yaşanan grevler; hala yakıcılığını koruyan mültecilerin durumu ve buna paralel geliştirilen ırkçı saldırılar ile iki eyalette yapılan seçimler sürecinde gerçekleşti. Bununla birlikte 2017 Almanya genel seçimleri ve ATİF’in de içinde aktif yer aldığı Enternasyonal Liste/MLPD Seçim Platformu çalışmaları ile Münih’te yargılanmalarına devam edilen 10 devrimci tutsağa ilişkin sahiplenme çalışmaları toplantımızın gündemlerini oluşturdu. Tabii bunun yanında Ortadoğu’da , Türkiye ve Kürdistan’da yaşanan gelişmeleri eklemek gerekiyor. Oldukça yoğun bir süreci yaşıyoruz. Hemen hemen her gün bir etkinlik/yürüyüş veya mitingin olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Böylesi süreçlerde yapılan her toplantının ayrı bir önemi ortaya çıkıyor.
AHM: Alman hükümetinin talimatı sonucu tutsak düşen ve Münih’te yargılanan 10 devrimci için yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebilirmisiniz?
‘TKP/ML davası’ olarak gelişen süreç yaklaşık 17 aylık bir süreci kapsamakta ve devam etmektedir. Devrimciler tutsak alındıktan yaklaşık 14 ay gibi bir süre sonra duruşmalarına başlandı. Yapılan savunmalarda da ortaya konduğu gibi bu davanın ne bir siyasi nede hukuksal bir dayanağı mevcut. Aslında trajikomik bir durum. Savunmalarda devrimciler söylenecek şeyleri en detaylı ve kapsamlı bir şekilde söylediler. Tarih bir kere daha tekerrür etti. Evet, ‘Alman devletinin sağ gözü kör!’ espirisinin tekrarından başka birşey değil. Sırf TC ile olan kiirli ilişkilerin sonucu açılan bir dava Almanya tarihinde ilk defa olmuyor. 4 Ekim, 12 Kasım 1852 tarihinde Köln’de 11 Komünistin yargılanması, yine Dimitrov’un mahkeme süreci, göçmen örgütlerine yönelik bu güne kadar açılan davalar ve tutuklamalar süreci ele alındığında, Alman devleti kesinlikle siyasi bir tutum alarak sınıf iç güdüsüyle hareket ettiği ortaya çıkmaktadır. Bunun karşısında NSU davasına baktığımız zaman, objektif olarak asıl amaçlarının ne olduğunu görürüz. Gerçi tarih her zaman haklı olanı meşru kılar. Bu haklı meşruiyetten kaynaklı Münih’teki 10 komünist ve devrimci tutsak Alman Burjuvazisini yargılıyor. Bize düşen asıl görev bu dava noktasında devrimcileri sahiplenmektir. Bugüne kadar önemli etkinlikler gerçekleşti. Hemen hemen her davada üyelerimiz, devrimci-demokratik, ilerici kesimlerin davaları izlemesi ve mitinglere, yürüyüşlere katılması oldukça önemli. Alanlarda oluşan dayanışma komitelerince yapılan etkinllikler devam ediyor. Bu anlamda ilerici yerli kurumların önemli oranda desteğini almış bulunuyoruz. Ancak hala yeterli olduğumuzu söyleyemeyiz. Bu davanın maddi manevi anlamda sahiplenilmesi, Konfederasyonumuz ATİK’e yönelik saldırıyı boşa çıkarmak için yapılacak daha çok iş var diyebilirim. Alanlarda ve merkezi anlamda ortaya konan pratikleri devam ettirmek gerekir. Müslüm Elma’nın tabiriyle bu dava sokaklarda kazanılacak.
AHM: Almanya’da 2017 yılında yapılacak genel seçimlerinden bahsettiniz. ATİF’in tavrı hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Almanya’da ki 2017 genel seçimlerine yönelik çalışmalarımız özellikle Türkiye’de 7 Haziran’da sağlanan HDK/HDP projesinin bir benzeri aynı zamanda. Emsal temsil etmişti. Bu örnekten yola çıkılarak Almanya’da yerli devrimci örgütlerle birlikte göçmen örgütler olarak böyle bir platform oluşturuldu. Bu platform adı altında seçimlere müdahil olacağız. Seçim süreçleri politik atmosferin en yoğun yaşandığı dönemlerdir. Önceki dönemlerde olduğu gibi genel seçimlerde emperyalist polititkaları teşhir eden, işçi-emekçi, göçmen ve mültecilerin sorunlarını dillendiren, 129 a/b meselesinde net tavır takınan, ırkçılığa ve faşizme karşı aktif tavır alan politik çalışmaları desteklemekteyiz. Bu konuda önceki dönemlerde de aktif çalışmalar yürütülmüştü. 2017 genel seçimlerinde de oluşturulan Enternasyonal Liste/MLPD platformu içinde yer alarak 2017 genel seçimlerinde aktif çalışma yürütme kararımızı tüm alanlara ilettik. Bu karar daha önceki toplantımızda alınmıştı. Hazırlık süreci şimdiden başlamış bulunuyor. ATİF olarak platformun önemli bir bileşeni durumundayız. Alanlarda aday belirlemede üyelerimiz tarafından gözönüne alınması gerekiyor.
AHM: 2017 Genel Seçimlerine hazırlıkların başladığını söylediniz. Hazırlıklar hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Almanya çapında sadece platform olarak seçimlere katılmaya Alman yasalarınca artık izin verilmiyor. Bir önceki seçimde buna izin vardı. Bu anlamda oluşan listenin adı Enternasyonal Liste/MLPD olarak adlandırıldı. Oluşan platform merkezi koordine komitesi oluşturarak seçim bildirgesi ve manifesto taslağını hazırladı. Bu taslak 2 Ekim’de Berlin’de yapılacak Seçim Kongresinde tartışılacak. Ayrıca kongrede adaylar netleştirilecek ve yeni sürece dair bir meclis oluşturulacak. Seçime esasta bu merkezi meclis üzerinden hazırlıklar yapılacak. Adaylar konusunda gereken girişimler yapıldı ve bölgelerde adaylar belirlendi. Ancak aday belirleme süreci 2 Ekim’de noktalanması hedefleniyor. Tutsaklardan Alman vatandaşı olan iki tutsak devrimcinin aday olarak gösterilme önerileri mevcut. Kurumlarımızın bulunduğu her alanda aktif olarak seçim çalışmalarında yer alacağız. Seçim süreci, taleplerimizin en fazla dillendirildiği süreçler olması itibariyle bizim açımızdan önemli bir süreç olacaktır.
Almanya’da son süreçlerde yapılan iki eyalet seçimlerine baktığımızda ırkçı parti AfD’nin yükseldiğini görüyoruz. Alman devletinin ve hükümetinin ırkçılığın gelişmesine zemin hazırladığı artık saklanamayan bir gerçek. Bu anlamda gelişen ırkçılığa karşı en geniş cephede politik arenaya çıkmak, sistemin tamda bu yanını teşhir etmek ve talepleri dillendirmek oldukça önemli bir yerde duruyor.
AHM: Bir göçmen örgütü olarak ATİF’in 40. yıl etkinlikleri bağlamında Köln’de ve Hamburg’ta etkinlikler gerçekleştirildi. Bu türden etkinliklere devam edilecekmi?
Kırk yıllık süreci ele aldığımızda son 20 yıllık dünyada ki çalkantılar ile birlikte yoğun bir örgütlü mücadele yürüttüğümüzün, bir çok zorluklar ve engeller aşılarak bugünlere geldiğimizin haklı gururunu yaşıyoruz. 40 yıllık kurumun Başkanlığını yapma gururunuda birey olarak taşımak ayrı bir onur kaynağı oluyor. Asıl mesele; konuşmamın ilk bölümünde bahsettiğim sorunlardan yola çıkarsak, hem dönemin çelişkilerini görme hemde geleceği ortak inşa etmek için sosyal yaşamın bir parçası olduğumuz gerçekleğinden kaynaklı ATİF ve benzeri demokratik kitle örgütlerine olan ihtiyaç daha da fazla kendisini hissettirmektedir. 40. yılımız vesilesiyle Almanya’da Köln ve Hamburg’da yapılan ve başarılı olan etkinliklerimiz oldu. Bu etkinliklerde Devrimci sanatçı Yılmaz Güney‚i andık. Aynı zamanda Darmstadt’ta kurumda emekleri olmuş kişiler ile bugünün emek verenleri biraraya getirmek için bir etkinlik planlanmaktadır. 40 yıllık emek sürecine katkısı olan tüm insanlarımıza burdan bir kez daha sevgi ve saygılarımızı göndermek istiyorum. İyiki vardılar, ATİF’i oluşturdular ve iyiki varız diyorum.
AHM: 38. Genel Kurul süreci hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Genel kurulumuzu 25-26 Mart 2017 tarihlerinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Siyasal olarak Alman devletinin emperyalist politikaları bağlamında ortaya çıkan tabloyu, özelde işçi ve emekçiler ile göçmenlere yönelik saldırılarını ele alacağız. Bu anlamda temel yönelimlerimiz ve taktik poltikalarımızı tartışarak nitelikli bir Genel Kurul süreci yaşamayı hedefliyoruz. Bu sürece tüm derneklerimizi ve komitelerimizi dahil etmek önemli görevlerimizin başında geliyor.
38. Genel Kurul sürecinde var olan yapısal sorunlarımızı tartışarak, siyasal gündemlerimize çözümler geliştirerek, tarihin bize yüklediği görev ve sorumlulukların bilinciyle hareket etmek çağrısını bir kere daha yineliyoruz.
AHM: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim