Home , Dünya , "Enternasyonal dayanışma halkın elinde en güçlü silahlardan bir tanesidir"

"Enternasyonal dayanışma halkın elinde en güçlü silahlardan bir tanesidir"

MEKSİKA | 01 – 12 – 2010 | Programın başında Chiapas’daki durumundan bahsettiniz. Biz lütfen bu konuda biraz daha ayrtınılı bilgi verirmisiniz? Orta Amerika’dan gelen göçmenler sınırlara yaklaşınca neler karşılaşıyor?

Mercedes, Ana: Uzun süredir, çeşitli nedenlerden dolayı Orta Amerika’dan insanlar Meksika’ya geliyor. Onların çoğunu ABD sınırı ulaşığ ABD’de daha iyi koşullarda yaşacaklarını hayal ediyor. Ancak çok kısa bir süre içinde anlıyorlarki; oraya varabilmek için ödenmesi gereken bedel çok ağırdır. Guatemala ve Chiapas arasında yaklaşık 500 km var, bu demektirki Guatemala/Sao Christobal’dan Meksika/Chiapas’a beş üzerine saat var. Ama oraya varmak için büyük bir nehirden geçmek zorundalar ve geçerken bazıları nehire düşüp boğuluyor. Gecede bel kısmında yük dolu bir kemer bağlıyorlar, bununla uyurken yalnışlıkla kara yolla düşülmesin diye bağlıyorlar. Ben onlarda hep gördüm ve merak ettim onun için sordum. Onlardan çoğunu yaralanıyor, ve bazen onları soruyorum “neden kendi hayattınızı tehlikeye atıyorsunuz” onlarda bana “bu bizim tek tercihimiz çünkü kendi ülkemizde güvence altında değiliz” diye bana cevap veriyorlar.  Ama bana göre burada da güvence altında değiller. Polis onları yakaladığı zaman göz altına alınıyorlar yada direk sınır dışı ediliyorlar. Meksika’da bir duvar örüyorlar bu duvara ‘fiziksel duvara’ demektedirler. Bu duvar hükümet tarafından yapılıyor, ülkemizde halka karşı şiddet duvarıdır.  Bu duvar esasen Meksika ve ABD hükümetler tarafından kuruldu ve dedim gibi şiddetin duvarıdır. Böyle bir duvar Chiapas’da var. Bu ülkede karşılaştığımız diğer bir sorun çetelerle olan sorunudur özellikle ‘Narko’ çetelerle. Oaxaca’da mülteci kamplar var, raporlara göre Maras Salva Trucha çeteleri ABD’ye geçiş yapmaya çalışıp ve sonradan göz altına alan mültecilerin kaldığı kamplara geliyor ve orada mültecileri dövüyorlar, kadınlara tecavüz uyguluyorlar. Onlar federal polis ve askerler tarafından ve başka askeri yetkililer tarafından koruma altına alınıyorlar. Bu çete çok tehlikelidir ve aynı zamanda ‘Narco-Pazar’ planları için insanları kaçırıyor ve sınırlarda göçmenleri katletmektedir. Tüm bu terörün esas amacı göçmen toplulukları içerisinde korku yaymak ve göz dağ vermektir ve onları susturmak için özellikle ABD-Meksika sınırında şahit oldukları olaylar ile ilgili sessiz kalmalarını istiyor polis ve çeteler. Birçok örnekte insanları öldürüp iç organları ABD’ye satıyorlar. Meksika hükümetin imzaladığı bir anlaşma var, o anlaşmada Meksika hükümeti Meksika’dan insanların ABD’e geçmesini engellemek için her şey yapacağını yemin ediyor. Özel elit asker birlikleri var yani özel eğitilmiş elitler, işkence yapmak ve kitleler içinde özellikle Orta Amerika’dan gelen göçmen ve mülteciler içinde terör yaymak ve onları aşağılamak için eğitilmişler. Bugün sabah oturumda ABD içinde bazı insanlar uyuşturucu pazarın bir parcası olduklarını söyledi (yani sınırda yaşayan) ama onun dışında bütün sınırları ‘akerileştirmek’ isteniyor ve böylece uyuşturucu ve insan pazarını devam ettirmiş oluyorlar.

Chiapas’da ne tür spesifik çalışma yürütüyorsunuz?

Çeşitli türden çalışmalar var. Tapacuhla bölgesinde en çok göçmenleri katledildiği bölgelerdir. Onlar en çok geçen trenler tarafından vuruluyor çünkü yürüme yollar yoktur. Yada çeteler trenin üzerine atlıyor ve onları dövüyor ve trenden atıyor. Size çok somut bir örnek vermek istiyorum. Bir bölgeye gittik, orada göçmen ve mültecilerin hakları için mücadele eden kişilerle tanıştık.

Bizi bir kadınla tanıştırdılar, kadın beş çete üye tarafından tecavüz uğradı. Sadece 25 yaşındadır. Ona neden ABD’ye gitmek istediğini sordum. Saten orada yaşıyormuş, Los Angeles’te kocası ve iki çocukla yaşıyormuş. Göçmen idaeri iş yerine gelmiş ve hiç bir gerekçe göstermeden direk Honduras’a geri gönderdiler. Onun kocası hala Los Angeles’te ve çocuklarıda ordalar, onun için oraya gitmeye çalıştı. Bu sadece bir örnektir. Ona benzer durumlar çok yaşanıyor. Ona tecavüzden sonra tıp tedavi görüp görmediğine dair sordum ve hayır dedi. 15 kere tecavüz ettiler ve sonra sokak kenarına attılar. Cinsel bölümünde çeşitli enfeksiyonlar vardı ve ilk tedavisi mülteci kampa geldiğinde gördü. Bu sadece bir örnektir, her gün bu tür olaylar yaşanıyor ve devlet bunu çok iyi biliyor ancak hiç bir şey yapmıyor. Tüm bu politikalara karşı çeşitli biçimlerle kampanyalar yürütüyoruz. Ülkemizde önemli bir gerçeğe olan Narco-pazara karşı mücadele veriypruz. Uyuşturucu çeteler zoruyla köylüleri topraklardan kovuyorlar ve yerinden ediyorlar; toprağı uyuşturucu bitkileri için kullanmak istiyorlar. Buna karşı direnen köylüler çoğu zaman öldürülüyor yada kayıp ettiriliyor. Bazıları ise onlar için çalışıyor. Bu tür pratiklere karşı başarılı kampanyalar yürüttük. Tüm Meksika çapında ama özellikle Chiapas’da köylü ve yerlilerin sendikaları kuruluyor çünkü uzun vadeli örgütleme bir ihtiyaçtır. ABD ve Meksika hükümetler ‘Narco-pazarına’ karşı savaştıklarını iddia ediyorlar ama bu doğru değildir. Felipe Calderin yönetimin altında ‘Narco-Pazar’ı büyüme gösteriyor. Toplulukları militarize etmeye çalışıyorlar ve kendi amaçlar doğrultusunda yerel askerler ve ispiyoncular yaratmaya çalışıyorlar.

Son olarak, Avrupa’daki göçmen topluluklarla paylaşmak istediğiniz bir şey var mı?

Ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, dünya çapında göçmenlerin mücadelesi büyük önem kazandı/kazanıyor ve artık o mücadele inkar edilemez. Enternasyonal dayanışma halkın elinde en güçlü silahlardan bir tanesidir ve etkili bir şekilde kullanılmalıdır. Ben Avrupa’da kendi haklarını için mücadele veren Türk ve Kürt toplulukları selamlamak istiyorum ve Chiapas’tan onlara kalbimiz onlardan yana olduğunu bilmelerini istiyoruz. ***