Home , Haberler , Enternasyonal Büro: 'Halk Kaddafi saltanatını yıkacaktır! Emperyalist Tehdit ve İşgale Hayır!'

Enternasyonal Büro: 'Halk Kaddafi saltanatını yıkacaktır! Emperyalist Tehdit ve İşgale Hayır!'

TÜRKİYE | 07 – 03 – 2011 | Tunus’ta yakılan halk isyanı ateşi kısa zamanda Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerini sararken, ezilenlere umut ışığı olmaya devam ediyor. Dünya’nın tüm ülkelerindeki halkların gözü ateşin olduğu bölgeye çevrildi, birçok soru ise yanıtlanmayı bekliyor.

Elimize e-posta yoluyla ulaşan, dünya gündeminde önemli bir yere sahip olan halk isyanları hakkında, TKP/ML Enternasyonal Büro’nun çıkardığı bildiriyi olduğu gibi yayımlıyoruz:

Kuzey Afrika ve Arap yarımadasında gelişen halk isyanları yayılmaya ve gelişmeye devam ediyor. Libya’da iki haftayı aşkındır süredir devam eden  halk direnişi, ülkenin önemli bölümünde yönetimi ele geçirdi. Kaddafi’nin  denetiminde esas olarak başkent Trablus ve aşiretinin etkin olduğu bir kaç kent kalmış durumundadır. Halk buraları içten ve dışta kuşatıp Kaddafi egemenliğini yıkmanın eşiğindedir. Kaddafi son çırpınışlarını yaşamaktadır. Hiç bir güç onun egemenliğini kaybetmesini engellemeye yetmeyecektir. Kaddafi faşist diktatörlüğünün efendileri olan emperyalistler, yaklaşık on gün gidişatı izledikten sonra uşağının iktidarı kaybedeceğini görmeye başladılar ve ona olan desteklerini çektiler. Şimdi hepsi de Kaddafi ailesinin acımasız diktatörlüğünden bahsetmeye başladı. Kaddafi’nin askeri faşist diktatörlüğü ve izlediği politikalarının arkasında   sanki kendileri yokmuş gibi, bütün alçaklıklarıyla yalan ve demagojilere başvurarak masumluğa oynuyorlar. Oysa, dünyadaki bütün faşist diktatörlüklerin arkasında emperyalistler vardır. Onlara o politikaları dayatan, dışta yöneten, eğiten, destekleyen, silahlandıran, ayakta tutan, aynı kurum ve sofralarda gezinenler kendileridir.

Kaddafi iktidar cennetini kolay bırakmak istemiyor. Kaddafi, bir nevi emperyalist efendilerine, politikalarınıza uygun hareket ettim, ne yapmışsak bilginiz ve istemleriniz doğrultusunda yaptık şimdi niye arkamdan durmuyorsunuz da halkla baş başa bırakıyorsunuz, yanımda olmazsanız da cennetimi elde tutmaya çalışacağım, direneceğim ve bastıracağım diyor. Halkın desteğini yitirip tahammül sınırlarını çoktan aşma noktasına geldiğini görmüyor  veya kabul etmek istemiyor. O hala „Libya halkının kendisi için ölmeye hazır olduğunu“ söylüyor. (Reuters haber ajansı 1 mart) Gelinen aşamada Kaddafi’nin tutunamayacağını gören emperyalist efendiler “halkına şiddet uygulayan Kaddafi’yi köşeye sıkıştıracak”(BM Güvenlik Konseyi), „Görevden ayrılana ve halkın kendisini özgürce ifade ederek kendi geleceklerini belirlemelerine izin verene kadar Kaddafi üzerindeki baskıyı koruyacağız„(ABD’nin BM Büyükelçisi Susan Rice),  “ABD, Kadddafi’yi iktidardan düşürmek için talep eden herkese her türlü yardımı yapacak” (H.Clinton 27.2.2011) “Libya’ya karşı tüm seçenekler masada” (B Obama), “askeri yollar da dahil olmak üzere tüm seçeneklerin masada olduğu”na (Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney) ilişkin söylem ve tehditlerde bulunuyorlar.

Emperyalistler ve kimi uşakları “halkını dinlemeyen gider”, „halka baskı-şiddete başvuran, silah kullanan gider” “ buna izin verilemez” vb gibi söylemlerde bulunurken şu hesap ve görünümü veriyorlar:

Birincisi; sanki bugüne kadar buralardaki baskı ve zulmün suç ortakları ve onların arkasında kendileri yokmuş, yine halka karşı baskı, terör, şiddet, silah kullanmıyorlarmış, buna kendileri de müsaade etmezmiş gibi dünya halklarının gözlerinin içine baka baka yalan söylemeye devam ediyorlar. Böylece  hem bugüne kadar yapılanları ve yapmaya devam ettikleri baskıları gizlemeye çalışıyorlar; hem de emperyalist efendiler, kendi ülkelerinde halka karşı baskı, terör-şiddete başvurmuyorlarmış, dünya halklarına karşıda başvurmuyorlarmış gibi kendilerini masum ve mülayim diye yutturmaya, kanlı tarihlerini ve halk düşmanı niteliklerini gizlemeye ve unutturmaya çalışıyorlar.

İkincisi, bugüne kadar işçi ve emekçi halka karşı baskı ve zulmün her çeşidine başvuranlar, şimdi de bu baskı ve şiddeti gerekçe göstererek veya bahaneler yaratarak hedef gösterdikleri ülkelere karşı tehditler savurup saldırmaya ve işgal etmeye  çalışıyorlar.

ABD ve AB emperyalistlerinin ön palandaki elebaşları Libya’ya askeri müdahale niyetlerini açık ifade ettiler. Bunu, biçim olarak oyuncakları BM kararına dönüştürüp,  yapılabilecek olan bir saldırıyı NATO şemsiyesi altında yapmaya karar verdiler. İngiliz emperyalizminin başbakanı Davit Cameron “Askeri güçlerin kullanılması olasılığını göz ardı etmiyoruz. Bu bağlamda, Genelkurmay Başkanıma hava sahasının kapatılması için NATO birlikleriyle işbirliği yapma emri verdim” diyordu. Fransa emperyalizminin Cumhurbaşkanı Nicolas  Sarkozy,  Bingazi’ye “tıbbi amaçlı” 2 askeri uçak gönderdiğini açıkladı. ABD emperyalizmi, „iki savaş gemisi ve 2 bin askerini Libya açıklarına doğru yollamaya başladığını“ ve yine „NATO ile Libya üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulması ve radyo frekanslarını bozmak gibi önlemler” aldıklarını  açıkladılar. AB emperyalistlerinin bir yetkilisi “6 bine yakın AB vatandaşının bulunduğu Libya’da insani durumun daha da kötüleşmesi halinde askeri operasyon yapılabilir”  diyordu. Sanki “vatandaşları” rehin alınmış da onları kurtarmak için  kendi ifadeleriyle “insani bir askeri operasyon” yapabilirlermiş gibi işgal tehdidi ve hazırlığını „meşru“laştırmaya çalışıyorlar.

Emperyalistlerin bu saldırı tehditlerinin başka bir yönü de, dünyanın diğer yerlerindeki halklara tehdit ve gözdağından bulunma hesabıdır. Bir diğeri de Libya’daki halk isyanın kendi kontrolünde olmayan güçlerine tehditler savurma hesabıdır: “Libya da bizim çıkarlarımıza zarar vermeye kalkışırsanız ve şimdiden bizimle “işbirliğine” (uşaklık anlayın) gitmezseniz yakıp-yıkarız işgal ederiz gibi alçakça tehdit, şantaj  ve satın alma politikalarına başvuruyorlar. Başlangıçta bazılarıyla ilişkileri zayıf olsa bile, bu tehditlerin altında bazı güçlerle ilişkiler sürdürdükleri ortaya çıkıyor. H.Clinton’un “Libya’nın doğusundaki birçok muhalifle temas halindeyiz. Kaddafi rejimini devirmeleri için her türlü yardıma hazırız” demesi ve “talep eden herkese her türlü yardımı yapacak”larını söylemelerinden bu anlaşılıyor.  Bu, hem itiraftır, hem de  ilişki odaklarına cesaret vermeye çalışmadır. Libya halkına da “biz sizi destekliyoruz”, “desteğimizle Kaddafi’yi yıkıyorsunuz, kıymetimizi bilin, sizler de bizi destekleyin”vb gibi etkileme hesabını yapıyorlar.   Ayrıca Libya halkının küçümsenmeyecek boyutta emperyalistlere, özellikle ABD emperyalizmine ve NATO’ya tepki ve güvensizliklerinden dolayı, emperyalistler, Kaddafi diktatörlüğünün bu süredeki saldırılarına umut bağlıyorlar. Kaddafi diktatörlüğünün saldırı ve katliamlarının acı ve korkusunu yaşayan halkın emperyalistlere “kurtarıcı” gözüyle bakma eğiliminin gelişmesini kolluyorlar. Diğer taraftan, gerekirse,  bu gibi tehdit ve şantajların baskısı altında bazı güçlere “Kaddafi saldırılarından bizi kurtarın” çağrıları yaptırıp, bu bahaneyle  işgal edip, iç ve dış kamuoyuna da “insani bir askeri oparasyon”(!) yapılıyor, çığlık ve çağrı vardı, davete icabet ettik havası vererek tepkileri şimdiden asgariye indirme hesapları yapıyorlar.

Şimdiye kadar saldırmamalarının bir nedeni BM kararıyla belli yaptırımların alınması ve bu sürede hazırlık yapmalarının gerekmesidir. Bir nedeni de 5 üyeli BM daimi komitesindeki Rusya ve Çin’in karşı tavrıdır. Libya halkının önemli ölçüde ABD ve Nato’ya  tepkisı nedenle Libya halkının Kaddafi güçlerince terörize edilerek iyi bir hırpalanmalarından sonra ABD ve diğer emperyalist güçlere sıcak bakacak duruma gelmelerinin ardında girmeyi hesaplıyor olabilirler. Bu hesap ve işgal tehditlerini teşhir edelim!

Emperyalistlerin bölgeye yönelik, özgülde Libya’ya yönelik yeni  düzenleme hesapları, planları ve alternatifleri  üzerine hareketleri hangi aşamada ne derece tutup-tutmayacağını zaman gösterecektir. Açık olan, her şeyin onların hesaplarına göre gitmeyeceğidir. Sonucu buraların işçi ve emekçi halklarının bilinç, örgütlülük ve kararlılık derecesi  belirleyecektir. Yerli gericilik ve emperyalistler eninde sonunda kaybedecek, işçi sınıfı ve emekçi halk eninde-sonunda muzaffer olacaktır.

Libya halkının bu direnişi Kaddafi faşist diktatörlüğü ve emperyalistlerin yıkım politikaların sonuçlarına karşı bir isyandır. Bu isyan haklıdır ve desteklenmelidir. Libya halkı Kaddafi gericiliğine karşı başkaldırı ruhunu diktatörlük sistemini yıkmaya taşımadan, emperyalizmden kopmadan, onların tehdit ve saldırı politikalarına karşı direnmeden kurtulamayacağını unutmamalıdır.

Libya’daki hareketin gerçek devrimci ve komünist bir önderlikte yoksun oluşu onları sistem içi güçlerin önderliğine mahkum etmektedir. Libya işçi sınıfı ve emekçilerinin bu cendereyi kırmalarını umuyor, yerli gericilik gibi emperyalist saldırılara da boyun eğmemeleri umuduyla, haklı mücadelelerini destekliyoruz.

Kahrolsun Kaddafi’nin faşist diktatörlüğü! Kahrolsun Emperyalizm ve onların işgal tehditleri! Yaşasın işçi ve emekçi halkın baskı ve zülme karşı mücadelesi! Bütün Ülkelerin İşçi, Emekçileri ve Ezilen Halkları Birleşiniz! Bütün Ülkelerin Emekçileri Egemen Sınıflara Karşı İsyan Edin! Halk Kararlıca İsyan Ederse Emperyalistler ve Uşakları Kağıttan Birer Kaplandır

5 Mart 2011