Home , Bildiriler , Ekonomik kriz ve savaş politikalariyla kapitalizme artan öfkemizi, 8 Mart'ta alanlarda örgütleyelim!

Ekonomik kriz ve savaş politikalariyla kapitalizme artan öfkemizi, 8 Mart'ta alanlarda örgütleyelim!

ATİK KADINLAR KOMİSYONU | 26 – 02 – 2009 | 1857’de ve 8 Mart 1908’de New York’ta, onbinlerce kadın işçi; 16 saatlik işgününe, ağır çalışma koşullarına karşı, insanca ücret, oy hakkı ve çocuk emeğine son vermek için eylem yaptılar. Bu eylemlerde onlarca kadın işçi katledildi ama MÜCADELENİN MEŞALESİ YAKILMIŞTI ARTIK !

1910’da, Kopenhag’da toplanan Sosyalist Enternasyonal Kadınlar Konferansı’nda, Uluslararası Kadınlar Günü önerisi, ABD’deki kadın işçilerin mücadelelerinin anısına, Clara Zetkin tarafından yapıldı. Kadınların mücadelesini onurlandırmayı amaçlayan Kadınlar Günü önerisi, oy birliğiyle kabul edildi. Böylece 8 Mart, dünya emekçi kadınların yıllardır yürüttüğü eşitlik ve özgürlük mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi.

Günümüz koşullarında 8 Mart ne ifade ediyor?

Kölelerin kölesi olan kadınlar, salt kadın olduklarından eğitim ve terbiyeleri için her türlü şiddete lâyık görülmekteler. Sadece kadın oldukları için iki kez ezilip, töre ve namus adına katledilmekteler. Cinselliği rant kapısı olmakta, alınıp satılmakta, üzerinde pazarlık yapılmakta, tacize- tecavüze uğrayan olmalarına rağmen suç önce onlarda aranmakta, savaşlarda ganimet olarak görülmekteler! Eski Yugoslavya, Afganistan, Irak, Filistin’deki kadınların feryatları- isyanları hala kulaklarımızda çınlamıyormu? Ya Türkiye Kürdistanı’ndaki kürt kadınları?

Bıkmadan usanmadan her gün, her gün yaşamı üretendirler ama yaşamın hiçbir alanında, hatta kendi bedeni ve yaşamı hakkında dahi söz sahibi olamayandırlar. Emeği değersiz görüldüğünden, ucuz ve yedek işgücü olarak kabul görülürler, bu nedenle de toplu çıkışlarda ilk işten atılandırlar… Günümüzde tüm dünyada yaşanan finansal kriz ilk önce ve en fazla emekçi kadınları vurmadımı? Hem ev içinde hem dışarda ikili bir sömürüye daha fazla maruz kalmıyorlarmı?. Bu süreçte ailedeki işsiz sayısı arttığından, kadınlarin kadın olmaktan dolayı yüklendikleri toplumsal cinsiyetçi rol daha fazla önem kazanmadımı?. Çünkü tüm yoksulluğa rağmen evdeki tencereyi kaynatmak kadının görevidir.Evdeki bakım hizmetini daha çok yüklenip, daha fazla çalışmak zorunda kalanlar kadınlar değilmi? Artan işsizlik; psikolojik problemleri ve aile içi şiddeti arttırmakta, işsizlik ve yoksulluk dünyanın pek çok yerinde kadınları seks sektörünün hedef kitlesi haline getirmektedir. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik birer hak olmaktan çıkarılarak sektörleştirildikçe bu haklarını öncelikle kaybedenler yine kadınlar olmakta ve sosyal devletlerin bu görevini evde kadınlar üstlenmekte…

Ama tüm bu haksızlıkların, sömürünün, zulmün  karşıtı olarak ta, fabrika işgalleri, grevler, eylemler artıyor ve kadınlar alanlarda yerlerini almakta tereddüt etmiyorlar…

Ezilenlerin ve onların içindeki kadınların tüm bu yaşadıkları „KADER“ değildir ! „Ne olduğu bilinmeyen“ hiç değildir. Tüm bu yaşananlar, kapitalizmin doğası gereğidir. Üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet sistemi devam ettikçe, emekçilere ve özellikle de kadınlara lâyık görülen bu yaptırımlar da sürüp gidecektir.. Bu nedenle, krizlerden ve her türlü olumsuz gelişmeden en çok etkilenen biz kadınlar, güçlerimizi birleştirerek bir karşı duruş sergilemek  zorundayız. Ataerkil sistemden ve buna bağlı olarak zulümden ve sömürüden en çok etkilenen bizsek, bu sisteme karşı örgütlenmek  en çok bizim zorunluluğımızdur ! Kadınlar ve erkekler olarak; geleceğimize kumar oynamaktansa, yaşamı bugünden değiştirmek için tereddüt etmeden eyleme geçmek zorundayız.

Haydi kadınlar; bize lâyık görülen bu yaşamı elimizin tersiyle itip, „BAŞKA BİR DÜNYA YARATMAK MÜMKÜN“ deyip, KAPİTALİZME ARTAN ÖFKEMİZİ, 8 MART’TA ALANLARDA ÖRGÜTLEYELİM!

  • Ø HERGÜN 8 MART, HERGÜN MÜCADELE !
  • Ø YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ !
  • Ø ŞAN OLSUN 8 MART’I YARATANLARA VE YAŞATANLARA !

ATİK KADINLAR KOMİSYONU

Bildiriyi İndir