DEKÖP-Strasbourg | 01 – 04 – 2009 | Kuzey Atlantik Paktı Organizasyonu’nun (NATO’nun) 1949’da emperyalist ve kapitalist devletler açısından kurulmasına yol açan temel n eden, sosyalist Sovyetler Birliği’nin Nazizme karşı kazandığı büyük zafer ile dünya halkları nezdinde artan çekim gücü ve asıl olarak da tüm dünyayı etkisi altına alan sosyalizm rüzgarıydı. Sovyet revizyonizminin dağılmasından sonra; NATO, emperyalist ve kapitalist devletlerin kendi aralarındaki emir komutayı düzenleyici bir kurum, emperyalist güç „hukukuna“ dayalı bir „emperyalist güç birliği“ olarak reorganize edildi. NATO’nun en önemli işlevlerinden biri de dünyanın „kriz“ bölgelerinde meydana gelen işçi sınıfı ve halk hareketlerini bastırmaktır.
Strasbourg ve Kehl’in ev sahipliğini yapacağı NATO’nun 60.yıl zirvesi emperyalistler ve sistemleri için büyük önem taşıyor. En önemlisi de Fransa’nın tekrar NATO’nun karar alma mekanizmasına-komuta kademesine tekrar dönme ve bu suç örgütünde daha aktif olma istemidir. Bu yüzden Strasbourg ve Kehl’de hummalı bir çalışma vardır. Strasbourg, yaklaşan NATO zirvesi nedeniyle, güvenlik kameralarının, devriye gezen polis gücü sayısının, keyfi kimlik kontrollerinin dikkat çekici bir şekilde arttırıldığı, kırmızı bölge ilan edilen alanlada yaşayanların yeniden ve daha kapsamlı fişlendiği ve kırmızı bölge içinde ikamet edenlerin özel tanıtım kartı almaya zorlandığı bir şehir haline getirilme ktedir. Ve Strasbourg kışla yaşamına mahkum edilmektedir.
Zirveye katılacak olan NATO kurmaylarının güvenliğe ilişkin olan tüm bu gelişmeler; ekonomik krizin doğrudan sonucu olan açlığın, yoksulluğun, işsizliğin çemberinde olan kesimlerin yükselen ve daha da yükselmesi beklenen tepkilerinin kontrol altına alınması için „önleyici tedbirlerin“ şimdiden alınması, NATO denen savaş makinesinin daha güçlendirilmesi, açlığa-yoksulluğa rağmen silahlanmaya bütçeden daha çok pay ayrılması, yeni askeri üslerin açılması, yeni füze sistemlerinin yerleştirilmesi, yeni işgallerin planlanması ve işgal edilen ülkelerdeki NATO güçlerini daha da güçlendirmenin kararlarını almak içindir. Elbette yalnız bunlar da değildir. NATO komutasında oluşturulan kontra örgütlenmelerin yeniden yapılandırılacağı ve daha etkin hale getirileceği, halkları birbi rine düşman etme ve kırdırmaya çalışılacağıdır.
NATO tarihi, emperyalist-kapitalist sistemin dünya işçi sınıfı, emekçi halklarına ve ezilen ulus hareketlerine karşı sistemleştirilen köleleştirme, sömürme, baskı altına alma, kitle imha silahlarıyla katletme, askeri-faşist darbelerle kitlesel kıyım ve işkenceler, geleceğimiz ve özgürlüğümüzün çalınması, kontrgerilla operasyonları ve „faili mechul“ cinayetler tarihidir. Özetle NATO, kurulduğu andan itibaren hedefi halkların devrim ve demokrasi mücadelelerini engellemek olmuştur. Bu doğrultuda bir çok ülkede oluşturdukları Gladio türü kontra örgütlenmeler artık gizlenememektedir ve bir çoğu deşifre olmuştur. Bunların görevi provakasyonlar yaratarak halkları birbir ine düşürmek, kırdırmak ve demokrasi mücadelesinden alıkoymaktı.
6-7 Eylül 1955 yılında Rum ve Ermenilere yönelik saldırılar, 1977 1 Mayıs’ında uzun namlulu silahlarla 1 Mayıs’a katılan emekçilerin taranması sonucu 36 kişinin katledilmesi, 16 Mart 1978 yılında İstanbul Üniversitesinde okuldan çıkan devrimci-demokrat öğrencilere silah ve bombayla saldırılması sonucu 7 öğrencinin katledilmesi, 8 Ekim 1988’de Bahçelievlerde 7 TİP’li gencin katledilmesi, 1978 21-25 aralık tarihlerinde Maraş’ta 111 kişinin katledilmesi, 5-7 Temmuz 1980 de Çorum , 2 Temmuz 1993 Sivas, 12 Mart 1995 Gazi mahallesi, Şemdinli provakasyonu, Kürtlere karşı linç girişimleri ve daha niceleri incelendiğinde görülecektirki toplum sal hoşnutsuzlukların yaşandığı her dönem, provakasyonlar yaratılarak halklar birbirine düşürülmeye çalışılmış, katliamlar yapılarak halkların dayanışması ve birlikte mücadele yürütmesi engellenmek amaçlanmıştır.
NATO denen savaş aygıtının suçları-icraatları saymakla bitmeyecek kadar çoktur ve halklar nezdinde suçları sabittir. Ortadoğu halkları, Afrikanın yoksulları, Balkan halkları, Kürt ulusu, Alevi toplumu ve emekçi halklar bunun en yakın tanıklarıdır.
NATO zirvesi onlar için önemlidir. Onlar, bizim hakkımızda yeni savaş kararları almaya çalışacaklardır ve yeni provakasyonlar planlayacaklardır. Biz de tüm dünya halkları gibi, Afganistan halkı başta olmak üzere Ortadoğu, Afrika ve tüm dünya halkı için, yeni savaş kararları almalarına, provakasyonlar planlamalarına razı olmayacağız. Bu bilinçle herkesi, 1-5 Nisan arasında gerçekleşecek olan NATO karşıtı etkinliklere katılmaya çağırıyoruz.
NATO’ya Hayır!
Savaş makinası NATO dağıtılmalıdır!
Onların güvenliği bizim güvencesizliğimizidr!
Baskı Yasalarına Hayır!
Yaşasın halkların kardeşliği!
DEKÖP-Strasbourg (ATİK-Strasbourg, Yaşanacak Dünya, ADHK-Strasbourg)