ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
HABER MERKEZİ |04.01.2018| Münih şehrinde 40 senedir kızıl bayrağın dalgalandığı bir ev ‘‘Haus mit der roten Fahne‘‘.
Münih işçi hareketi için bir anıt ve kültürel etkinlikler için bir mekan olan ‘‘Kızıl Bayraklı Ev‘‘; Das freie Buch Yayınevi ve aynı zamanda August Kühn Derneğine ev sahipliği yapmakta. Bina Das Freie Buch yayınevi tarafından kiradaydı. Münihte bulunan devlete bağlı bir yan kuruluş tarafından binanın restorasyonu için yapılmak istenen işlemler senelerdir askıda beklemekte. Bunun üzerine Yayınevi binayı satın almak için istekte bulunmuş ve kontratlar hazırlanmıştı. 2011 yılında CSU temsilcileri belediye meclisinde ‘‘devlete ait binaların komünistlere satılmaması‘‘ adına bir başvuru yaptı. Belediye meclisi bunu 5 sene boyunca tartıştı ve sonuç: ‘‘Komünistler atılsın, kızıl bayrak yok olsun ve binanın yerinde daireler yer alsın.‘‘
Münih belediye meclisi sözleşmeyi feshetme kararı aldı
Münih Belediye Meclisi 15 Şubat 2017’de kira sözleşmesini feshetme kararı verdi ve tahliye uyarısı için dosya açtı. Kararı, ‘‘mülkte ucuz kiralık konut oluşturabileceği‘‘ iddiasına dayanarak aldı. Sorumlu yan kuruluş ve belediye meclisinin mülkle yapmak istedikleri için halen bir planlarının olmadığı gerçeği ilginç değil.
Belediye Meclisinin bu kararı politiktir
Belediye Meclisinin almış olduğu bu karar politik nedenlerden kaynaklıdır. CSU, Bayernpartei, SPD ve açıkca nazilerin yorumları ile Kızıl Bayraklı Ev’in politik içeriği beğenilmeyerek; Bu karar görüş, dernek ve basın özgürlüğüne ciddi bir müdahale anlamına geliyor. CSU lideri Manuel Pretzl belediye meclisi genel kurulunda yaptığı açıklamada: “İstenmeyen bir siyasi kurumla (…) mücadele hakkında ilginç bir tartışma oldu. Biz açıkça diyoruz: Bu kurum için yazık değil, bu şehirde komünistlere ihtiyacımız yok “dedi.
Mücadele devam ediyor!
Şu ana kadar, Münih belediyesinin tahliye eylemiyle ilgili bir kararı mevcut değil. Kızıl Bayraklı Ev’den devrimci ve demokratlar Haber Merkezimize ulaştırdıkları açıklamada: ‘‘Evin korunması için mücadeleyi durdurmayacağız. Çünkü işçi sınıfı hareketi bir altyapıya, toplantılara, buluşmalara ve etkinliklere, kitapların ve broşürlerin basılmasına, posterlerin ve afişlerin üretilmesine, kültürel etkinliklere ihtiyaç duyuyor. Özellikle artan ırkçılık ve milliyetçilik, devlet keyfiyeti, emekçilerin yoğun olarak sömürülmesi ve artan bir savaş tehlikesi gibi durumlarda herkes bunun farkında olmalıdır.‘‘ dediler.
