Anasayfa , ATİF , ATİF’ten Köln Yürüyüşüne Çağrı!

ATİF’ten Köln Yürüyüşüne Çağrı!

atiflogoKÖLN |03-08-2015| Basına ve Kamuoyuna! Tüm Devrimci-Demokrat ve Duyarlı Kesimlere Çağrımızdır! TC Faşizmine Karşı Mücadelemizi Yükseltelim!

Türkiye’de gerçekleştirilen 7 Haziran seçimler ve öncesi süreç, hem ezilen Türkiye halkı nezdinde hemde karşı devrimci güçler arasında hayli hareketli ve gergin bir süreç olarak zuhur etmişti. Siyasi erki elinde bulunduran AKP ve onun gayri meşru iktidarın temsilcileri olan ve başta Erdoğan olmak üzere, hem Başbakanı hem de bütün hükümet sözcülerinin açıklamalarında, HDP projesinin elde edeceği bir başarının engellenmesi yada ortaya çıkabilecek bir başarının kendileri açısından kabul görmeyeceği ve bu başarının engellenmesi için tüm devlet imkanlarını kullanacaklarını beyan etmişlerdi.

Elbetteki böylesi bir tavır içerisinde olmaları, onların sadece “işkembelerinde vuku bulan” sonrada beyinlerine yayılan faşist idolojilerinden kaynaklı değildi. Arkalarında bıraktıkları 12 yıllık kirli süreçleri, rüşvet ve yolsuzlukları, başta Kürt halkı olmak üzere, ezilen ve inkar edilen farklı inanç, azınlık, etnik gruplara yönelik baskıların artmasından ve derimci-demokratların katledilmesinden birinci derecede sorumlu olmalarının suçluluğu ve korkusudur. Aynı zamanda, başta Suriye olmak üzere orta doğu politkalarında ki zırvalıklarının yanına “neo osmanlıcılık” hayallerinide katarak süreci dahada içinden çıkılmaz bir hale sokmuşlardır. Tüm bu kirli pratik süreçlerine IŞİD gibi gerici bir güce hamilik yapmaları, suçlarının boyutunun ve kendilerine getireceği faturanın kabarıklığını tahmin etmemeleri mümkün değildir. Yıllara yayarak süreci sulandırdıkları ateşkes /“barış süreci” de başka bir handikapları olarak önlerinde durmaktadır.

Bu kadar suçun ve günahın vebali altında bulunan bu faşist güruhun iktidar mekanizmalarından vaz geçecekleri beklentisinde olmak, saflıktan öte bir şey olmaz. Korkularının temelini oluşturan asıl korku bu süreç içerisinde ezilenlerin, ötekileştirilen, horlananların; kısacası tüm ezilen kesimlerin bir araya gelmeleri faşist TC devletinin bekası açısından büyük tehlike oluşturmaktaydı. Bu korku ve ruh haliyle bütün yolları deneyecekleri, tüm kirli metodları kullanacakları bilinen şeylerdi. Amed mitinginde ki katliam saldırıları, Erzurum’da ve sonrasında yapılan onlarca provakasyonlarla saldırılarını bir üst boyuta taşıyacakları aşikardı. Son olarak, Suruç’ta (Pirsus) yaptıkları katliamla ezilen Türkiye halkını sindirerek ülkenin geleceği olan devrimci-sosyalist 31 gencimizi katlederek tarih önünde affedilmeyecek suçlarını bir kez daha tescil ettirmişlerdir. Ateşkesin bozulmasını sebep göstererek, başta HDP yöneticilerini itibarsızlaştırarak, Kürt ulusunun meşru mücadelesini terörize ederek yeni bir seçim süreci oluşturup bu süreçte tüm hile ve oyunlarıyla iktidarlarını pekiştirmek ve kendi geleceklerini garanti alltına alma hesaplarından başka ortada başka bir hesap yoktur iktidar erki tarafından.

IŞİD ve El Nüsra çetelerine açıktan destek veren TC devleti, ülke içinde de yükselecek halk muhalafetine karşı IŞİD çetelerini kullanmaktan çekinmeyecektir. Uluslararası kamuoyunun baskı altında sözde IŞİD’e yönelik başlatılan tutuklamaların yönü tamamen devrimci-demokrat ve yurtsever kesime dönmüş, yüzlercesi tutuklanmıştır. Yine Kandil’e yönelik gerçekleştirilen bombardumanla sivilleri katletmekten çekinmemektedir. Saldırıların hedefinde IŞİD yoktur. Saldırılar doğrudan muhalif kesimleri hedeflemekte, gelecekte olası bir savaş ve seçim sürecine yönelik bir hazırlıktır. Halk sindirilmek ve korkutulmak istenmektedir.

ATİF bileşenleri olarak; seçim öncesi yürütülen kampanyaya ve olumlu sürece önemli oranda katkı sunduğumuzu biliyoruz. Keza Kobanê direnişinde ortaya koyduğumuz sahiplenme pratiğimiz ve geçmiş süreçte yürütülen diğer tüm pratikleri, anlayışımız doğrultusunda devrimci-demokratik bir görev ve sorumluluk olarak yerine getirdiğimize inanıyoruz. Bundan sonraki süreci de bu anlayış doğrultusunda ele alarak hem Türkiye’deki faşist saldırıları boşa çıkarmak, hemde bu oyunun bir parçası olan başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki ATİK’e yönelik saldırıları teşhir etmek ve devrimcilerin serbest bırakılmalarını sağlanması için bütün gücümüzü seferber edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Gün mücadelemizi daha fazla sahiplenme günüdür!

Bu bağlamda başta üye ve aktivistlerimiz olmak üzere tüm devrimci-demokrat ve duyarlı kesimleri, 08.08.2015 tarihinde gerçekleştirilecek merkezi KÖLN mitingi ve yürüyüşüne çağırıyoruz.

Faşizme Geçit Yok! – NO PASARAN! 

Yaşasın Devrimci Dayanışma!

ATİF – ALMANYA TÜRKİYELİ İŞÇİLER FEDERASYONU