Anasayfa , Avrupa , 30. Yılında; 12 Eylül AFC’sinin Ömrünün Uzatılmasına Alet Olmayalım!

30. Yılında; 12 Eylül AFC’sinin Ömrünün Uzatılmasına Alet Olmayalım!

ATİK-UPOTUDAK | 23 – 08 – 2010 | Faşizmin karakteristik özelliklerinden bir tanesi, demagoji yeteneği ve yalanda ısrar gücüdür. 12.09.1980’de üzerindeki “demokrasi” örtüsünü dahi atmak zorunda kalan generaller, Askeri Cuntaları’nın adına; “Huzur getiriş” dedikleri, 650.000 işkenceli gözaltı ve bir o kadar gözaltısız işkence vakası, onlarca idam, cezaevlerinde, sokaklarda, dağlarda yüzlerce yargısız infazla geldi evlerimize ‘HUZUR’.

Ama en çok da ülkemizin zindanları bu ‘huzurdan’ payını aldı. Davutpaşa, Metris, Diyarbakır, Mamak ve hani ismini bile duymadığımız daha onlarcası. Orada insan dışkısında yüzdürülmeye çalışıldı insanlık. Orada öptürülmeye çalışıldı kurbanlara, katillerinin elleri.

Çok acı çekildi, çok can kaybedildi. Ama onur ,devrimci onur, insanlık onuru herşeye rağmen, yaşatıldı bugüne kadar. Bugün hala alnımız açık ,dimdik durabiliyorsak faşizmin karşısında, bunda; 12 Eylül AFC zulmünün de bize diz çöktüremeyişinin çok büyük etkisi vardır.

Liberal etiketli faşizm sempatizanı gazeteci-yazarların dillerine pelesenk ettikleri iki yalan yaşatılmaya çalışılıyor hala;

Birincisi; “Akan kanın” durduğu yalanı. Kan, sivil faşistlerin elinden ziyade, resmi devlet görevlisi faşistlerin eliyle akıtılmaya başlanıp, devrimci basın susturulup, faşist basının da yardımıyla tüm katliamlar yok sayılınca “Durdu” akan kan.

İkincisi; aynı silahı, sabah devrimcilerin, öğleden sonra sivil faşistlerin kullandığına dair söylenen yalanlar! Onbinlerce olayda nerede bu yargıya yol açacak bilgi? Yok, ama faşizmin bu yalanlara ihtiyacı var.

Süregelen faşizm, karakteristik özelliklerini yaşatmaya bugün de devam ediyor. Traji-komik bir tesadüf olarak 12 Eylül gününe denk gelen “Referandum” ile Faşizmin Anayasası törpülenerek, bizlere “demokratik ilerleme” adına onaylatılmaya çalışılıyor.

Devede kulak bile olamayan “Darbecilerin” yargılanmasının yanına, hakim sınıf kliklerinin çatışmasının aracı olan değişiklikleri de katarak bizlerin bu komedilerinde rol almamız isteniyor. Bu oyunda rol almayı kabul ettiğimizde, “Evet” dersek; kısmen yenilenmiş Faşizm Anayasası’nı onaylamış olacağız. “Hayır” dersek, eskisinin devamını tercih ettiğimiz manipüle edilecek bize; sürekli de bu pompalanmaya devam edilecek.

Bizler; “Eski”si ve “Yeni”si arasındaki fark ,neredeyse” hiç “düzeyinde olan bu tercihi yapmak durumunda olmadığımızı haykırmak için; “BOYKOT” demeliyiz.

12 Eylül 1980’in zindan anlayışının, bugün de F Tipleri ile ağırlaştırılarak, onun vazifesinin bir biçimde devam ettirilerek yürüdüğünü görüyoruz hala. Tüm göz boyamalarına rağmen binlerce Politik Tutsak zindanlarda ağır tecrit koşulları altında yavaş yavaş katledilmeye devam ediyor.

Bize düşen görev; dün olduğu gibi, bugün de Faşizm’in Kürt Ulusu`na, işçi ve emekçilere, devrimci kişi ve kurumlara yönelik saldırıların önüne set olmak; Faşizm’i teşhir ve tecrit etme mücadelesini yükseltmektir.

KAHROLSUN FAŞİZM, YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

OYUNA ALET OLMA-SANDIĞA GİTME!

ATIK-UPOTUDAK

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu – Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi