Home , Haberler , '19 Aralık katliamının takipçisiyiz'

'19 Aralık katliamının takipçisiyiz'

İSTANBUL | 15 – 11 – 2010 | Sendikalar, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, 10 yıl sonra görülmeye başlanacak 19 Aralık Bayrampaşa Cezaevi katliamı davasına katılım çağrısı yaptı. KESK, TMMOB, TİHV, TTB, ÇHD, 23 Kasım’da görülecek 19 Aralık Bayrampaşa Cezaevi katliamı davasına ilişkin İstanbul Barosu Orhan Apaydın salonunda basın toplantısı düzenledi.

ÇHD üyesi Av. Oya Aslan, „19 Aralık’ta ne oldu?“ diye sordu. Aslan, 19-22 Aralık 2000 tarihinde cezavlerine yapılan operasyonların bilançosunu hatırlattı, ancak yetkililerin „Operasyonun amacı hayat kurtarmak değil, devletin otoritesini sağlamaktı“ dediklerini belirtti.

Aslan, 23 Kasım’da görülecek Bayrampaşa davasına işaret etti, „Bayrampaşa’da yaşananların ve katliamların gerçek sorumlularının açığıa çıkarılması için, katliam emrini verenlerin, planlayanların yargılanması ve cezalandırılmaları için Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davayı takip edeceğiz“ dedi.

‚KATLİAM DEVLET POLİTİKASIDIR‘

KESK Genel Başkanı Sami Evren, 19 Aralık cezaevleri katliamlarının siyasi iktidarların savunamayacağı bir katliam olduğunu belirtti, katliamların uzun yıllar boyunca hafızalardan silinmeye çalışıldığını belirtti. Evren, devletin yaşamları kendi güvecesi altında olan tutukluları yine kendisinin katlettiğini ifade etti, katliamın devlet politikası olduğunu söyledi. Evren, devletin, yaralanan veya ölen tutukların ailerinden özür dilemesini istedi. Davada taraf olduklarını söyleyen Evren, „Adaletin, demokrasinin tarafı olacağız“ dedi.

‚DEVLET İSTEDİĞİNDE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALABİLİYOR‘

TMMOB İKK Sekreteri Tores Dinçöz, katliamdan devlet yetkililerinin, özellikle Adalet Bakanı’nın birinci dereceden sorumlu olduğunu söyledi. Dinçöz, „10 yıl öncesi yapılan bu operasyonların hazırlıklarının bir yıl öncesi yapıldığını söyleyen devlet yetkilileri isteselerdi buruda gerekli önlemleri alabilirlerdi. Alınmayan önlemler amacın ne olduğunu gösteriyor“ dedi.

‚KATLİAMIN HAZIRLIKLARI ULUCANLARDA YAPILDI‘

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, davaya birinci dereceden müdahil olma hakları olduğunu belirterek şöyle devam etti: „Fosfor bombası savaşta kullanımı dahi yasaklanmasına rağmen cezaevleri operasyonlarında kullanılmıştır. Fosfor bombası ilk kez 19 Aralık’ta değil öncesinde Ulucan’larda kullanılmış ve 19 Aralık’ın bir yıl önceden hazırlığı bu şekilde gerçekleştirilmiştir.“

Operasyonlar sonrası raporları yayınlayan gazeteciler hakkında hemen dava açıldığını belirten Fincancı, „Sorumluların yargılanması için 10 yıl beklendi“ dedi. Fincancı, adaleti geciktirmekten kaynaklı sorumlu olan hakimler, savcılar hakkında dava açılması gerektiğini savunarak, davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

‚DEVLET KENDİ TERÖRÜNDEN ARINAMIYOR‘

Şair Bilgesu Erenus ise 19 Aralık katliamı sonrası dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in „Teröristleri kendi terörlerinden kurtarıyoruz“ şeklindeki ifadelerini hatırlattı. Erenus, „Devlet kendini kendi teröründen koruyamıyor, ya da devlet kendini kendi teröründen arındırmaya hiç mi, hiç niyeti yok“ dedi. Erenus, geçikmiş 19 Aralık davasına temsilciler grubunun müdafi olmasını istedi. Yasal olarak bunun mümkün olmaması durumunda ise 23 Kasım günü görülecek dava öncesi adliye önünde sembolik bir mahkeme kurulmasını önerdi.

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Hüseyin Demirdizen’de yaptığı konuşmada davanın takipçisi olacaklarını belirtti. (Etha)