Anasayfa , ATİF , 1 Mayıs

1 Mayıs

konu_154.jpgATİF AKTİVİSTİ | 29-04-2014 |  İşci sınıfının şanlı bayramını kutlarken güne anlamı ve önemini kazandıran tarihsel süreçdeki verilen kavgalar uğruna ödenen bedeller ve bu ödenen bedellerin altında yatmakta olan sınıf bilinci sınıf kini ve sınıf namusunun korkusuzca savunulması bu savunmada yaşamını feda etmekten en ufak kuşku ve korku duymayan enternasyonal proleteryanın yiğit evlatlarının  kahraman neferlerinin devrimci değerlerinden başka birşey değildir. Bize bırakılan bu değerlerin ne sebebiz nede tesadüfü olmadığı bilinçlerimizde berrak bir şekilde durmaktadır.

Bu kavganın yiğit neferlerini saygıla anarken kavgaya anlam verenin sadece verdikleri can bedeli mücadeleleri değil aynı zamanda davanın haklılığı ve meşrutiyetidir. Bu zorba düzen devam ettikce, üretim araçlarına sahip olmanın kendileri için sömürü düzeninin meşrutiyetinin kutsanmasının dayatıldığı, bu dayatmayı ellerinde bulundurdukları devlet mekanizmaları ve dünya sistemi haline gelmiş kapitalist emperyalist sistemleri aracılığıyla dikta edilme çabaları dün olduğu gibi bugünde biz emekçi sınıflar ve ezilen katmanlar açısından hiç bir merşrutiyeti yoktur. Meşru ve haklı olmayan bu kapitalist emperyalist düzene karşı mücadelemiz hem tarihsel süreçten gelen, hemde gün itibarıyla haklılığımızın zaruriyetinden dolayı hem meşru doğal olarak haklıdır. Bu kavgaya neden olan emek ve sermaye çelişkisi devam ettikce bu zebani eğemenliğini yıkmanın meşrutiyeti bizim önümüzde durakcak en asli görev ve sorumluluktur. Son 35 yıla damgasını vuran kapitalist emperyalist sistemin yıkılmaz gibi görünen devasal gücü artık ciddi biçimde çatırdamaya geniş kitleler ğözünde meşrutiyetini yitirmeye başladı. Biriken öfke ve kin kitlesel tavırlarla sokaklara taşmaya, barikat başlarında kavgalara tutuşma evresine dönüşmeye başlamıştır, En sıcak örnekleri geçen yıl ve bu yılın başlarında en somut biçimiyle Berezilya Türkiye vb ülkelerde zirve yapmıştır. Bangladeş Tayland olmak üzere Çin ve Hindistan olmak üzere emek eksenli mücadeleler kavganın dahada derinleşeceğinin işaret fişekleri olarak geleceğe ışık tutmaktadır. Aynı zamanda farklı sebep ve nedenlerden kaynaklı yer kürenin bir çok yeride kitlelerin sisteme yönelik eleştirisi  bir üst boyuta sıçrayarak “eleştiri boyutundan çıkıp “değişip dönüştürme yönüne doğru evrilme başlamıştır. Varacağı nokta  elbette çelişkilerin boyutu vede subjektif öğelerin  müdahilliğiyle ilintili bir durum olarak “muamma”halininden somut bir hal almasını zaman içinde yaşayıp görme mecburiyetinden kendimizi muaf tutma şansına pek sahip değiliz. O zaman sürece seyirci değil müdahil olma ,daha doğrusu öncüsü olma görevi enternasyonal proletaryanın asli görevi olarak önümüzde durmaktadır.

Emperyalist kapitalist sistem yaşadığı kırizleri atlatmak için sebep oldukları tüm sorunlarına başka gerekçe ve kılıflar arayarak ( kah bölgesel , kah lokal savaş ve çatışmalar yaratarak) halkları karşı karşıya getirerek düzene yönelik oluşan yada oluşacak tepkilerin yönünü değiştirme çabalarına dahada hız verecekleri aşikardır. Her ne kadar kılıf bulmaya çalışsalarda hem kendi aralarındaki çelişkiler hemde hemde Pazar kavgaları soğuk savaş dönemine dönme sürecine hızlı bir şekilde ivme kazanmış çelişkileri bir üst boyut sıçramış hal almıştır. Orta doğu Suriye vede son olarak Ukraynada yaşananlar pekde hayra alamet şeyler değildir. Kürt meseleside hala dünyanın vede orta doğunun temel sorunlarından ilkini oluşturması, sorunun çözümünün bölge halklarının vede işçi sınıfının asli ğörevleri olarak aciliyetini korumaktadır. Hala enerji ihtiyaçları sıtratejik çıkarlarından  dolayı orta doğu halkları topluca katliamlara baskılara maruz bırakılmaktadır. Bugün 1 mayısta alanlarda halkların kardeşliğinin ancak ve ancak dünya işçi sınıfının birlik ve dayanışmasıyla proletaryanın enternasyonal birliğiyle mümkün olabileceğini kitlelere anlatılması ve kavratılması asli görevlerimiz içerisinde önemli bir yerde durmaktadır. Evet orta doğuda halklar artık özğürlük hülyaları görmüyorlar aksine acıları üzerinden ölmeyip büyümenin yollarını arıyorlar.

Büyük hülya ve rüyaların bittiği umutların tükenmeye başladığı geleceğe yönelik umutların değil kuşku ve karamsarlıkların aldığı büyük Avrupada işler eğemen sınıfların istediği gibi gitmediğini, gidemiyeceğinin başta Yunanistan, İspanya,İtalya yanisahil bölgelerinde başlayıp orta Avrupaya doğru büyüyerek gelişen kitlelerin sokakları zapt etmesi bir mennuniyetsizliğin ötesinde ihtirazın sebepleridir. Kendi kar oranlarının düşmesini engellemek için zararı üretenlere fatura etme politikaları artık kabul görmemekte aksina ihtirazlar kitlesel olarak öfke halinde sokaklara taşmaktadır. Yine Avrupanın kalbi Almanyada büyük koalisyonun başta asgari ücret belirlemeleri vede diğer politikaların belirlemeleri iş birlikçi sendika efendilerin haricinde emekçilerde kabul görmeyip ihtirazlara sebep oluşturmaktadır. Bu sınıf çelişki ve çatışmaları içerisinde göçmen işçilerin durumu ve konumları dahada özel bir hal almaktadır. Tüm ayrımcı ırkçı vede dışlayıcı tavır ve uygulamaların sistemin gerici politikaları olarak algılamalı bu politikaları boşa çıkarmak içinde göçmen ve yerli emekçilerin sınıf eksenli politik birliğinin yaratılması aynı zamanda göçmenlik sorununun sınıf sorununun bir parçası olarak mücadelenin orta yerine konulmasının argumanlarının oluşturulması pratik görevlerimizi  bu 1 mayıs sürecinde öne çıkartıp hem göçmen emekçilere hemde yerli emekçilere anlatmak ve kavratmanın yol ve yöntemleri bulunmalıdır.  1 mayısı kutlarken 2014 yılının emekçilerin umutlarının büyütüleceği zürgarın artık  emekçilerden yana esmeye başladığı tesbiti “aşitatif söylemden öte” somut bir belirleme  olarak görülmesi daha gerçekci durmaktadır..

Tüm bu umut dolu istemlerimizin hayat hakkı bulması için; sarıl zamana sarıl ana.!!!

ATİF Aktivisti