Türk devletinin basın üzerindeki baskılarına bir halka daha eklendi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Yol TV’nin yayınlarını durduma kararı verdi. Gerekçe olarak „Cumhurbaşkanına hakaret“ ve „örgüt propagandası“ gösterildi.
Haber Müdürü Işıl Kurt, kararı Anadolu Ajansı’ndan öğrendiklerini söyledi, „Kanalın merkezi Almanya’da. Dolayısıyla henüz resmi bir tebligat yok. Ancak RTÜK’ün kararı, Türksat’tan çıkartmayla ilgili olabilir“ dedi. Televizyon yayının devam ettiğini belirten Kurt, „Türk-Sat’tan çıkartılmamız durumunda, durumu değerlendirip, yayını izleyenlere ulaştırmaya devam edeceğiz“ dedi.
ANF’ye konuşan Kurt, RTÜK kararının Maraş katliamının yıl dönümüne geldiğine dikkat çekti ve ekledi: „Özellikle Maraş katliamının yıl dönümünde, Alevilerin kendi emekleri ile kurdukları bir kanalın böyle bir kararla ile karşılaşması dikkat çekici. Hükümetin Alevilere ve ezilenlere nasıl baktığını gösterdi.’’
Basına baskının ve sansürün doruğa ulaştığı Türkiye’de muhalif ve alternatif radyo ve televizyonların yayınları durdurulurken, basın emekçileri ise tutuklamalara ve baskılara maruz bırakılıyor.
HDP: Alevi Toplumunun sesi susturulamaz
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, Yol TV’nin kapatılmasına ilişkin bugün açıklama yaptı.
Yazılı açıklamada, „Yol TV için RTÜK’ten çıkan kapatma kararı, TV 10 kanalından sonra Alevi toplumunun sesini duyuran bir televizyonun daha yasaklanması anlamına geliyor“ vurgusunda bulunuldu.
„Türkiye toplumundaki Kürtçe gibi farklı anadil, Alevilik gibi farklı kültür ve inanç konularında yayın yapan kuruluşlarını da içeren bu yasaklamalar asla kabul edilemez.
Şu çok açık ki, bu yasakların her biri Türkiye’yi uluslararası alanda da her geçen gün biraz daha temel hak ve özgürlükleri çiğneyen ülkeler kara listesinin ilk sıralarına yerleştirecektir.“
HDP, demokrasi güçlerine; evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine bağlı olan kurum ve kişilere, temel insan hak ve özgürlüklerini esas alan vicdan sahibi insanlara şöyle seslendi:
„Bu yapılanların anlamı, Türkiye’yi adım adım tek sesli ve tek renkli bir toplum ve ülke olmaya zorlamaktır. ‘Tek adam yönetimi’ ve ‘tekçi toplum, devlet’ anlayışının, ‘mutlak iktidar’ hevesinin demokrasi ile zerre kadar ilgisi yoktur. Bu gidiş kabullenilemez. Bu gidiş ancak demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ve yan yana duruşları ile durdurulabilir.“ (Kaynak: ANF)