Redhack halkın öz savunma hareketidir

04 Ekim 2016 Salı

FERDA ÇETİN

Mülkiyete, üretime, tüketime ve ticarete hakim olanlar, bilgiyi de kendi tekellerine alıyor.
Teknoloji ile birlikte bilişim ve iletişimdeki gelişme, devletin ve iktidarların bilgiyi tekelleştirme imkanlarını büyüttü.
Devlet, teknolojik imkanları toplumun yararına değil; bireyleri ve toplumu müşteri haline getirdikten sonra izleme, kontrol altında tutma ve denetleme amacıyla kullanmaktadır. Türkiye’de AKP iktidarları döneminde ise tekel altındaki bu “imkan” insanların özel hayatlarına müdahaleye, siyasi ve ekonomik çıkarlar için bir tehdit ve şantaj aracına dönüştürülmüştür.
Devletin bilişim tekeli ve bu tekeller yoluyla yaptığı saldırılara karşı, toplumun kendisini savunma hakkı vardır ve bu hak meşru bir haktır. Öz savunma da diyebileceğimiz bu meşru hakkın kullanımı ile devletin ve iktidarların bilgi ve haber üzerindeki tekeli kırılacak; devlet görevlilerinin ve iktidarların faaliyetleri kamuya açık hale gelecektir.
Bu bakımdan Türkiye’de geçen hafta yaşanan orta ölçekteki Redhack depremi, devletin ve iktidarın üzerinde durduğu fay hattının oldukça zayıf ve kırılgan olduğunu göstermiş oldu.
Daha önce bilmediğimiz ve bilmemiz de asla mümkün olmayacak, ama bizimle ilgili birçok bilgiye sahip olduk.  Redhack hareketi, Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’a ait mailleri kamuoyu ile paylaştı. Fakat bu bilgiler, ne Gülen çetesinin ne de AKP şebekelerinin yıllarca yaptıkları gibi, yatak odaları, aile sırları veya özel hayatın mahremiyeti cinsinden değildi.
Daha önemlisi, Redhack hareketini ve dağıttığı bilgileri meşru kılan asıl şey, bu bilgiler karşılığında maddi bir çıkar, bir mevki ve rant talebi olmamasıdır. Bilgilerin isteyen tüm gazetecilere ulaştırılması ve aynı anda birçok yayın organı ve haber sitesinde yayınlanması, Redhack’ın toplumsal çıkarları esas alan devrimci bir hareket olduğunu gösterir.
Nitekim haberin yayılması ile birlikte, bu işle hiçbir alakası olmadığı halde onlarca insanın gözaltına alınması; bilişim konusunda ilgisi ve yeteneği bulunan gençlere yönelik polis baskınları, hareketin toplumcu-devrimci niteliği ile ilgilidir.
Redhack’ın basın kurumlarına gönderdiği ve Berat Albayrak’a ait olduğu anlaşılan 58 bin farklı e-posta, Erdoğan hanedanlığının ve AKP iktidarının hangi çıkarlar için ve nasıl çalıştığını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde anlatıyor.
Berat Albayrak, Enerji Bakanı olmadan önce de Erdoğan’ın damadı olma ayrıcalığını tepe tepe kullanmış. Torpille kadro açma, torpille mevki ve görev yaratma, sınav ve liyakat sistemini bireysel tasarrufu ile boşa çıkarma, yasa dışı yollarla ithalat-ihracat, petrol sevkiyatı, basın-yayın kurumlarını şantaj ve tehditle kontrol altına alma vb. vb…
Mesaj ve iletilerin tümünün sonunda “inşallah”, “Allah’ın izniyle”, “nasib olursa”, “Allah’a emanet olun” sözcükleri, Erdoğan hanedanlığının İslamı nasıl ve ne için kullandığının kanıtı olduğu gibi; rüşvet, torpil ve adam kayırmacılık için Berat Albayrak’tan yardım talep eden ve kendilerini “müslüman” olarak tanımlayanların sefil ve rezil durumunu da gözler önüne seriyor.
Aydın Doğan’ın damadı ve Doğan Holding Müdürü Mehmet Ali Yalçındağ’ın, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’a günlük olarak verdiği raporlar, Türk-merkez basınının içine düştüğü aşağılık durumu da gözler önüne serdi.
Bu aşağılık durumu izah edemeyen Aydın Doğan’ın, Redhack’ın eylemini “milli birliğe ve aile şerefine yönelik bir saldırı” olarak nitelemesi ise, “özrü kabahatinden büyük” türünden bir açıklamaydı. Nitekim rezaletin boyutlarının farkında olan M.Ali Yalçındağ istifa etti.
Söz konusu mail paylaşımlarının esas aktörü Türkiye’nin Enerji Bakanı Berat Albayrak ise yüzüne tükürülürken, “yarabbim rahmetine bin şükür” diyecek cinsten bir pişkinlikte.
Redhack toplum için, toplum yararına devrimci bir eylem gerçekleştirdi. Bilgilerin paylaşımı karşılığında kendileri için hiçbir şey talep etmemeleri, eylemlerinin haklılığını ve meşruluğunu gösterir.
Bijî Redhack!