Home , Avrupa , Postane İşçilerinin Direnişi ve Almanya’da Statükocu Sendikalar

Postane İşçilerinin Direnişi ve Almanya’da Statükocu Sendikalar

HABER MERKEZİ|25.03.2023| Ver.di sendikası ile Deutsche Post arasında 160.000 çalışanı için 6 Ocak tarihinde başlayıp 8 Şubat tarihine kadar süren (arada uyarı grevlerinin yapılmasına rağmen) toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sonuçsuz kalması sebebiyle, Ver.di süresiz grev kararı için postanede çalışan üyelerinin onayına başvurmuştu. Ver.di 160.000 Postane çalışanı için 12 ay süreli %15 maaş zammı talep ediyordu.

Deutsche Post AG bu talebi gerçekten uzak olarak değerlendirmiş ve geri çevirmişti. Buna karşılık 3. tur görüşmelerde 2023 yılı için aylık 150 Euro, 2024 yılı için de aylık 100 Euro olmak üzere 24 ayda ödemek koşulu ile 3000 Euro enflasyon destek ödemesi önerisinde bulunmuştu. Ayrıca 2023 ve 2024 Aralık ayında birer kez olmak üzere 340 Euro brüt maaş zammı önermişti.

Bu öneriyi de Ver.di taleplere uzak olmasından ve neredeyse sıfır zam olması nedeniyle kabul etmemiş ve süresiz grev kararı için oylamaya gitmişti. Bu oylamada işçilerin % 85,9 gibi  yüksek bir oranı süresiz grev demişlerdi. Oylama sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra Deutsche Post yönetimi Ver.di’ye acil bir görüşme çağrısı yapmış ve yeni bir öneriyle masaya dönmüştür. Bu yeni öneri de aslında çok az bir farklılıkla bir önceki önerinin başka türlü formüle edilmiş halinden başka bir şey değildi. (Enflasyon destek ödemesinin aslında aynı zamanda sermayeyi koruyucu bir uygulama olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek. Maaş zammı vermek istemeyen işveren bu desteği sunarak sosyal kesintilerden muaf oluyor ve hem zamdan hem ek ödemelerden kurtulmuş oluyor. Hükûmetin aldığı bu karar muğlak olduğu için işveren bunu kendi lehine kullanabiliyor. Buna eklenecek „enflasyon desteği maaş zammı olarak gösterilemez“ gibi bir madde belki isçinin elini daha güçlendirebilirdi)

Yeni „öneriye“ göre 2023 ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere 3000 Euro enflasyon desteği geçmiş, 4 ay için 1020 Euro olarak nisan 2023’te ödenecek, geri kalan kısmı ise mayıs ayı itibari ile ayda 180 Euro net olmak üzere 2024 Mart ayına kadar ödenecek. 2024 nisan ayından itibaren de 340 Euro maaş zammı aralık ayına kadar ödenecek. Sözleşme süresi toplamda 24 ay. Burada da görüldüğü üzere 15 ay maaşlara sıfır zam ön görülmüştür. Mart 2024’e kadar ödenecek enflasyon desteğinden ne işverenden ne de çalışandan herhangi bir sosyal kesinti yapılmayacaktır, dolayısıyla emeklilik pirimi kesintisinde de bir artış söz konusu olmayacaktır. Tüm bu ödemeleri toplayıp değerlendirdiğimizde ortaya yıllık %5,5 gibi bir zam çekiyor ki hem bir bölümü maaş tabelasına yansımıyor hem de yıllık enflasyon oranın altında kalıyor.

Bu son görüşmeden sonra Ver.di sendikası, daha önce sıfır zam deyip reddettiği bu kararı (ki 15 ay boyunca yine sıfır zam ve tabelaya yansımayan zam) kabul etmiş ve yeni bir oylamayla yine üyelerine sorma kararı almış fakat bu sefer eski tavsiyesinin aksine kabul etme çağrısında bulunmuştur. 15-30 Mart arası yapılacak oylamada önerinin reddedilmesi için %75 çoğunluğa ihtiyaç var. Bu öneriyle birlikte Ver.di’nin de önerileni kabul etme çağırısı yapması bu oranın yakalanmasa ihtimalini zayıflatıyor. Zira üyelerin sendikanın tutumundan kaynaklı sendikalara güven kaybı söz konusu olduğundan bundan daha iyi bir öneriyi alabileceği kaygısı ağır basmaktadır.

İçinden geçtiğimiz süreçte emek ve sermaye çelişkisinin oldukça derinleştiği, yoksulluğun arttığı, alım gücünün düştüğü, çalışanların sosyal yaşamlarının neredeyse yok olduğu, grevlerin, eylemliliklerin tavan yaptığım ve bu göreceli durumdan kaynaklı sendikal örgütlenmeye ilginin heyecanla arttığı bir dönemde, Sendikaların uzlaşmacı ve çalışanın hakkini almaktan uzak tutumu çalışanların sendikalara olan güvenini sarsıyor demek yanlış bir tespit olmaz.

Sendikaların uzlaşmacı anlayışı, olan güveni yerle bir etmesinin yanı sıra aynı zamanda üye kaybını da beraberinde getiriyor. Ver.di Post örneğinde görüldüğü üzere isçiler işvereni ve sendikasını zorlarken, sendikası adete bir bent göreviyle grevi engelleme yoluna gitmeyi tercih ediyor. Görüşmeleri yürüten Kocsis ve Teuscher yaptıkları açıklamada, işverenin 1 cent dahi fazla ödemeye niyeti olmadığını, bundan dolayı daha iyi bir teklifin olmayacağını söylemeleri, çalışanın grev talebini hiçe sayıp direnişten uzak teslimiyetçi anlayışıyla isçi sınıfının önünde bir engel teşkil eder durumdadır.

Bu karar şu anda birçok alanda süren grevlere de örnek teşkil edecek niteliktedir. Bu kayıp yalnız postane çalışanlarının değil aynı zamanda işçi sınıfının kaybıdır. Burada biz sınıf bilinçli proleterlere düşen görev, sendikalar içinde örgütlenmek, mücadele etmek, işçi sınıfı içinde öne çıkmak ve örgütleyici rol oynamaktır. Var olan statükocu sendika yöneticilerini teşhir etmek ve korkmadan, özgüvenle onlarla mücadele yöntemleri geliştirmektir.