Home , Haberler , Pınar Aydınlar: Her tarih kendi direnişçilerini ve itirafçılarını yaratır

Pınar Aydınlar: Her tarih kendi direnişçilerini ve itirafçılarını yaratır

620x366x1170x500cc-dyb-18-01-16-pinar-aydinlar-manset.jpg.pagespeed.ic.nBj0gbtPDsAMED – Bireyleri zayıf oldukları noktalardan yakalayıp özür dileten devletin işkence yaptığına dikkat çeken sanatçı Pınar Aydınlar, „Özrün karşılığı şudur, ‚Ben polis çocuğuyum ve o yüzden çocuklar ölsün‘ demenin bir biçimidir. Polis çocuğu olunca devletin çocukları öldürmesi bir nevi meşrulaştırılıyor. İnsan olabilmek için çocukların, kadınların ölümüne sessiz kalmamak gerekiyor. Ne yazık ki her tarih kendi direnişçilerini ve itirafçılarını yaratır“ dedi.

Kürdistan topraklarında 2015 Ağustos ayından bu yana yasakları hayata geçiren AKP hükümeti, sivil katliamlara hız kesmeden devam ediyor. Katliamların yanı sıra insani yaşam hakkının da ihlal edildiği savaş koşullarında halklar direnişlerini büyüterek sürdürüyor. Halkın direnişiyle karşılaşan AKP hükümeti katledilen cenazeleri ailelere vermeyerek bir kez daha ‚Ölü hakkını‘ ihlal ediyor. Cenazelerin verilmesi adına defalarca girişimlerde bulunan aktivistler, sanatçılar, HDP vekilleri, KJA ve İnsan Hakları Derneği, saldırı ve engellemeler ile karşı karşıya bırakıldı. Son olarak KJA öncülüğünde başlatılan yürüyüş ise Şırnak’a varmadan kolluk kuvvetlerince engellendi. Yürüyüşe katılanlardan sanatçı Pınar Aydınlar, Kürdistan’da yaşanan çatışmalı süreci ajansımıza değerlendirdi.

‚Kürt halkını kimse yenemez‘

Son birkaç ay içerisinde Kürdistan’da yaşanan katliamları hissetmenin ve tavır almanın insani ahlakla ilgili olduğuna değinen Pınar, vicdan sahibi olan insanların katliamlara karşı sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin birçok yerinden cenazeleri almak için bir araya geldiklerini dile getiren Pınar, cenazelere dahi tahakküm eden bir devlet zihniyetiyle karşı karşıya olduklarını ve bu zihniyete kimsenin müsaade etmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yapılan zulme karşı halkların ne yapacağı noktasının iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Pınar, „Valilik kararıyla cenazeleri almamıza izin verilmedi. Valilik bu kararı neye göre alıyor. İnsani talebimize karşı insani olmayan bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Kürt halkını kimse yenemez. Ben bunu son süreçte yaşananlarda ve aktif katılımımda fark ettim. Kürt halkı canıyla başıyla mücadeleye sahip ki ve inançlı ki kimse bu inanç karşısında duramaz“ dedi.

‚Halkın direnişi karşısında devlet kaybetmiştir‘

Gözaltılarla Kürt gençliğine korku politikasını yerleştirmek ve bir mesaj verilmek istendiğini ifade eden Pınar, Kürt gençlerinin iradelerinin ve umutlarının gözaltılarla sindirilemeyeceğini kaydetti. Yürüyüş boyunca engellendiklerini söyleyen Pınar, kadınlar olarak direnmeyi seçtiklerini ve saflarını her zaman direnişten yana kullanacaklarını belirtti. 1 aydan fazladır devletin tankına, topuna karşı Sur halkının direnişine değinen Pınar, ellerinde hiçbir şey olmayan halkın gösterdiği direniş karşısında devletin kaybettiğine vurgu yaptı. Şuan verilen mücadele tarihinin doğru okunması gerektiğine dikkat çeken Pınar, Sur direnişinin Kobanê direnişinin bir devamı olduğunu dile getirdi. Gençlerin, kadınların ve annelerin direnişinin iyi gözlemlenmesi gerektiğinin altını çizen Pınar, tanıklıkların önemli olduğunu ve hiçbir şeyin medya da yazıldığı gibi basit olmadığını söyledi.

‚Direnişten başka çaremiz yok‘

Pınar, Türkiye’de ‚çocuklar ölmesin, kadınlar ölmesinin‘ demenin karşılığının linç olduğunu aktararak, katliama karşı ses çıkaranların ertesi gün özre zorlandığını belirtti. Bireyleri zayıf oldukları noktalardan yakalayıp özür dileten devletin işkence yaptığına dikkat çeken Pınar, „Bugün herkes kendisini karşısındakine sevimli gösterebilir ama bizim hep dile getirdiğimiz doğruluğa, güzelliğe giden yol ezilenin yanında olmaktan geçer. Özrün karşılığı şudur, ‚Ben polis çocuğuyum ve o yüzden çocuklar ölsün‘ demenin bir biçimidir. Polis çocuğu olunca devletin çocukları öldürmesi bir nevi meşrulaştırılıyor. İnsan olabilmek için çocukların, kadınların ölümüne sessiz kalmamak gerekiyor. Ne yazık ki her tarih kendi direnişçilerini ve itirafçılarını yaratır. Tüm yüreğimle direnişten başka bir çaremizin olmadığını inanıyorum“ dedi.

‚Bu savaş sadece Kürdistan’ın savaşı değil‘

Eski özel timci olan Ayhan Çarkın’ın ‚Biz katlettiğimiz bebekler için gazetelere manşet atıp, bebek katili Apo dedirttik‘ sözlerini hatırlatan Pınar, Cizre’de katledilen çocukların katilinin açık şekilde devlet olduğunu bildiklerini ve bu gerçeği herkesin görmesi gerektiğini kaydetti. Sadece kurşun sıkan polisin suçlu olmadığını dile getiren Pınar, yapılan katliamların bir sistem meselesi olduğunu belirtti. Bir gün çok güzel şarkılar ve Türküler söyleyeceklerinin altını çizen Pınar, „Bizler özgür, umut dolu günler geldiğinde halayımızı da türkümüzü de söyleyeceğiz. Maddiyat ve kapitalizm üzerinden biat eden sanatçılar vicdanlarında uzaklaşıyorlar. Çünkü ülke de büyük bir savaş var ve bu savaş sadece Kürdistan’ın savaşı olarak algılanmasın. Bu savaş çok daha büyük bir hal alacak. Çünkü emperyalizm kanla beslenir. Bugün direnişimizi daha güçlü hale getiremezsek eğer politikamızı ve kendimizi sorgulamamız gerekiyor“ diye konuştu.
Bêrîtan Elyakut/JINHA