Home , Köşe Yazıları , Örülen Duvarlar Ve İki Yüzlü Burjuvazi

Örülen Duvarlar Ve İki Yüzlü Burjuvazi

YUSUF KÖSE | 09 – 01 – 2010 | Emperyalist burjuvazi kanlı saltanatının yıkılacağından o denli korkuyor ki, kendi etrafına kalın duvarlar örmeye başladı. Ve sınırları elektrikli tel örgüler, çelik ve kalın beton duvarlarla kapama işi dünyada giderek yaygınlaşıyor.

Tarihte krallar, krallıklarını dış saldırılardan korumak için devletlerinin ya da krallığın etrafını kalın surlarla çevriyorlardı. Eski yerleşim yerlerinin bir çoğu surlarla çevrilmiştir. En eski surların başında Diyarbakır surları gelmektedir. Günümüze kalanlardan en uzunu ve en büyüğü ise Çin Seddi’dir.

Berlin Duvarı yıkıldı, ama burjuvazi ve gericilik yeni duvarlar örmekte gecikmedi. ABD, Meksika ve diğer Latin Amerika hükümetlerinin karşı çıkmasına rağmen, Meksika ile arasına binyüz kilometrelik ve 6 metre yüksekliğinde beton duvar ördü ve hemen hemen bitirdi.

Siyonist İsrail devleti Filistinler etrafına 720 km uzunluğunda 8 metre boyunda beton duvar örerek, Filistin halkını dört duvar arsına sıkıştırmaya çalışıyor.

Çin, Kuzey Kore’den göçleri önlemek için 400 km ve 4,5 metre yüksekliğinde beton bariyerlerle ördü.

Hindistan, Pakistanla olan sınırın 740 kilometrelik bölümünü 4 metre yüksekliğinde elektrikli tel örgülerle kapadı. Gerekçesi ise, “terörist sızmalara karşı”.

Hindistan, Bengaldeş’le olan sınırının yüksekliği 4 metre olan 3 bin 286 kilometrelik uzunluğundaki bölümünü yine aynı gerekçelerle elektrikli tel örgü ile kapadı.

Suudi Arabistan’da Irak’tan “terörist sızmaları önleme” gerekçesi ile Irak ile kendi sınırı arasına 900 km uzunluğunda elektrikli tel örgü ile kapatılmıştır.

Ve bunların hepisi de “Berlin Duvarı”nın yıkılmasından sonra gerçekleşti. Burjuvazi “demir perde” diye lanse ettiği Berlin Duvarı’ndan daha kalın ve daha uzun duvarları bir bir örmeye hız verdi. Burjuvazinin demokrasisi, işçi ve emekçiler için dikenli-elektrikli tel örgüler ve kalın beton duvarlardan başka bir şey değildir.

Bu tür sınır kapamalar bu ülkelerle sınırlı kalmayacağa benziyor. Artık bütün ülkeler kendi etrafını, yani sınırlarını kalın güvenlik duvarlarıyla örmeye başlayacağa benziyor. Çünkü Yunanistan’da AB’li emperyalistlerin dayatması sonucu Türkiye ile olan sınırının bir bölümünü elektrikli tel örgülerle kapatmayı kararlaştırdı.

Emperyalist burjuvazinin, Almanya’yı sosyalizmden kurtarmak için ikiye bölmesi ve Doğu Almanya’nın ise emperyalist burjuvazinin saldırısından kendisini korumak için yanlış bir yöntem izleyerek Berlin’i duvarlarla ikiye ayırması, büyük tartışmalar yaratmıştı. Özellikle de emperyalist burjuvazi, Berlin Duvarı’nı bahane ederek sosyalizm’i teşhir etme yoluna giderken, kendi vahşetini gizlemeye çalışıyordu. Berlin Duvar’ının yıkılmasıyla birlikte ise, “yeryüzüne özgürlüğün geldiğini” müjdeliyorlardı.

Aynı burjuvazi, Asya ve Afrika ülkelerinden yoksulların Yunanistan üzerinden Avrupa’ya gelmesini önlemek için Yunanistan ile Türkiye sınırı –Meriç Nehiri boyunca- arasına 12,5 km’lik elektrik yüklü tel örgü örmeye karar vermiş. Elbette bütün masrafı AB karşılıyor. Çünkü, böyle bir sınır duvarını AB istiyor. Düne kadar “Küreselleşme sınırları kaldırıyor” diye propaganda yapan emperyalist burjuvazi ve onun kemik yalayıcısı kalemşörler; komünist ve devrimcilerin “sınırlar kalkmıyor dahada kalınlaşıyor ve netleşiyor” belirlemelerine ise, “siz enternasyonalizme karşısınız” diyerek yanıt veriyorlardı.

Türk egemen sınıflarınında buna pek ses çıkardıkları söylenemez. Çünkü, AB, aynı şekilde Türkiye sınırlarının da sıkı bir şekilde korunmasını istiyor ve bu amaçla, sınırların korunması için özel güvenlik birimi kuruluyor ve bütün masrafı AB karşılıyor. Türkiye’nin 2 bin 949 kilometrelik kara sınırını 70 bin özel eğitimli polis koruyacak Bunun şimdilik proje masrafı 4 milyar Avro ve AB tarafından karşılanacak.(gazeteler, 25. 12. 2009). AB her ne kadar Türkiye’yi kendi birliğinin içine almasa da, kendi sınırlarını durmadan genişletiyor.

Türk egemen sınıfları’da Suriye ve Irak sınırlarına kalın tel örgülü duvarlar örmeyi düşündüyse de başaramadı. Birincisi, Irak sınırını netleştirtmek istemediğinden. İkincisi ise maliyeti yüksek olacağı gibi, dağlık arazide pek fazla bir işe yaramayacağı için.

Kitlelere, AB’i “özgürlüğün semboli” olarak gösterme gayretinden vazgeçmeyen liberal ve kimi reformist kesimler ise duvarların örülmesini destekliyorlar. Ayıp olmasın, demokrat olmadıkları açığa çıkmasın diye yer yer cılız ses çıkarmaları, bunların iki yüzlü oldukları gerçeğini değiştirmiyor.

Burjuvazi, halkla içiçe yaşamıyordu. Büyük şehirlerde burjuvazi ile halkın yaşadığı yerler birbirinden tamamen ayrılmıştır. Ortada kalın surlar olmasa da, sınıfsal ayrım net olarak belirgindir. Kalın surlar yerine, siteler şeklinde, geniş güvenlik koruması altında burjuvazi, kendini halkltan tamamıyla ayırmıştır. Bunu kendini halktan korumak için yapmaktadır. Çünkü bunların halktan korkmaları için çok şeyleri var, halkın bunlardan korkması için ise hiç bir nedenleri yok.

Burjuva politikacılarının, “halkla içiçeyiz”, “halkın temsilcisiyiz” vb. gibi propaganda amaçlı boş sözleri yalandan öteye gitmez. Çünkü bu sınıf, her yönüyle iki yüzlüdür. İki yüzlü olmazsa, halkı aldatamayacağını bilir. Burada, Aldatılan halk olmasına karşın, alçalan ise burjuvazinin kendisidir.

Sermayenin kitlelerden bu denli korkması ve kendini korumaya almak için her yola baş vurması, kapitalizmin çürümüşlüğünün ve sadece baskı yoluyla ayakta kalabildiğinin göstergesi olarak ele almak gerekiyor. Kapitalist devletin, kendi sınırlarını bu denli güvenlik altında tutma gereksinimi, salt kaçak girişleri önlemek amacıyla yaptığı düşünülemez. Bu, kapitalizmin alabildiğine kendini çıplak hissetmesinden ve her taraftan saldırı beklemesinden de kaynaklanıyor. Bu da, kapitalizmin çürümüşlüğünü, her yönden dökülmeye başladığının bir verisidir.

Peki, bu örülen duvarlar da burjuvaziyi korumaya yetecek mi? En yüksek teknolojik gözetleme aletleri ve silahlarıyla kendilerini koruyamadıklarını düşünen burjuvazi, kalın duvarlarla kendilerini koruya bilecekler mi? Elbette hayır! Tarihteki kalın surların yıkılması gibi, ezilen halklarda kalın duvarları, çitleri, sınırları bir bir söküp atacaktır. Bundan burjuvazinin hiç kuşkusu olmasın.

***