Anasayfa , Haberler , Onurlu Bir Yaşamın Bedeli Olarak Bedenini Açlığa Yatırmak; AÇLIK GREVİ

Onurlu Bir Yaşamın Bedeli Olarak Bedenini Açlığa Yatırmak; AÇLIK GREVİ

Turgut Kaya; politik kimliğinin tanınması ve Türkiye’ye iade kararının geri çekilip özgür bırakılmak için 30 Mayıs tarihinde açlık grevine girmişti.

Tarihsel süreci çok eskilere dayanan açlık grevi, gerek Türkiye coğrafyasında gerekse tüm dünyada demokrasi ve hak arama mücadelesinde başvurulan, talep ve iradenin iç içe geçtiği politik bir eylemdir.

Açlık grevi eylemi çok eski tarihlerden bu yana (ortaçağ) sürekli bir hak arama eylem biçimi olarak varolmuştur. Britanya sömürgeciliğine karşı İrlandalıların direnişinin tarihi, açlık grevinde ölen kahramanlarla doludur. Hapishanelerde ise, 1900’lerin başlarında Britanya sömürgeciliğine karşı bağımsızlık mücadelesi veren İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) tutsakları, politik taleplerine yanıt alabilmek için ilk kez açlık grevine girmişlerdir.

Onurlu bir yaşamı var edebilmek ve politik taleplerini elde edebilmek için kendi yaşamını ortaya koymaktır açlık grevi… 1980’lerin başlarında İngiliz sömürgeciliğine karşı gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı, dokuz yıldır hapishanede olan IRA üyesi tutsaklar; Kuzey İrlanda’da “H Blokları” adlı özel tip cezaevindeki baskıların son bulması, tek tip elbise dayatmasından vazgeçilmesi ve IRA tutsaklarına siyasi statü tanınması talebiyle, bir kez daha açlık grevine girmişlerdi. On devrimcinin şehit düştüğü bu direnişin altmış altıncı gününde, 5 Mayıs 1981’de eylemin öncüsü Bobby Sands’ın şehit düşmesiyle, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca politik tutsağa ilham veren bir direniş simgesi haline geldi AÇLIK GREVİ… Özellikle 1980 AFC’sinden sonra Türkiye hapishanelerinde politik tutsaklara uygulanan ağır işkenceler karşısında, tutsakların sıkça başvurduğu bir mücadele yöntemi oldu. Bu mücadelede onlarca devrimci şehit düştü.
Bilinmelidir ki açlık grevi amaç değil mücadele ve eylem biçimidir.

“Eriyen beden büyüyen direniş!”

Yunan makamlarının haksız ve keyfi gerekçelerle rehin tuttuğu Turgut Kaya da; yaşamını devrimci mücadeleye adamış, zulme karşı direnenlerin yanında saf tutarak sınıf mücadelesinin omuzlarına yüklediği sorumluluğu yerine getirmeye çalışmış, faşizme ve haksızlığa boyun eğmemiş bir devrimcidir. Bu kararlı direniş karşısında çaresiz kalan TC faşizmi, Turgut Kaya’yı kırmızı bültenle aramaya başlamış ve kendileri için yakalanmasının ne kadar önemli olduğunu belirtmek için başına ödül koymuştur.

Turgut Kaya dün yaptığı açıklamada açlık grevine ara verdiğini ancak direnişin hem içeride hem de dışarıda kararlı ve inançlı bir şekilde devam ettiğinin altını çizdi. O kendinden öncekilerden devraldığı bayrağı “Her Yürek Devrimci Bir Hücredir” diyerek ve yüreğini ortaya koyarak dalgalandırıyor…

O içerde direnişini sürdürürken, yoldaşları, dostları, insanca yaşamdan yana olan birçok insan sokaklarda onun sesi olabilmek için direniyor/direnecek…

• Her Yürek Devrimci Bir Hücredir!