Anasayfa , Avrupa , Onlar İçin Söylenecek; Üç Ana ve Üç Dost Yürek

Onlar İçin Söylenecek; Üç Ana ve Üç Dost Yürek

gezi anneleri kagefFRANKFURT | 20 – 05 – 2014 |11 mayıs günü Rüsselsheim Alevi  derneğinde 3 Gezi şehidi annesiyle söyleşi gerçekleştirildi. Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan ve Berkin Elvan’ın annelerinin katılımı ve Hasret Gültekin’in eşi Yeter Gültekin’in moderasyonuyla gerçekleştirilen söyleşiye yaklaşık 300 kişi katıldı. Açılış konuşmasını Hessen Alevi Kadınlar Birliği başkanı Hülya Yaman yaptı. Daha sonra Yeni Kadın adına MYK temsilcisi mesajını sundu

Genel olarak duygusal anların çok fazla yaşandığı söyleşi sırasında anneler kimi zaman gözyaşlarını tutamadılar. Anneler söyleşi sırasındaki konuşmalarının genelinde oğullarının özelliklerinden bahsettiler. Emsal Atakan, oğlunun ne kadar militan olduğundan bahsetti. Kendisine birçok defa ’biz bir ölür,bin doğarız’ dediğini söyledi. Oğlunun ölümü üzerinden 8 ay geçtiğini, oğlunun 6 polis tarafından öldürüldüğünü ama bununla ilgili savcılığın hiçbir işlem başlatmadığını söyledi. Sayfi Sarısülük’’ oğlunun arkadaşları tarafından ve çevresi tarafından çok sevilen biriydi. Arkadaşları için canını verirdi ve halkı için canını verdi. Hırsız değildi,haydut değildi oğlum. Sadece insanlar eşit yaşasın diye çıktı alanlara. Benim oğlum hiçkimseyi incitemeyecek kadar iyi yürekliyedi fakat devlet ona kıydı. Devlet hala ellerini üzerimizden çekmiyor. 1 Mayısta iki çocuğumu yine tutukladılar’’ şeklinde ifade etti.

Gülsüm Elvan’’ oğlunun eylemler sırasın valilik tarafından çağrılıp açıktan ölümle tehdit ettiler ve ona terörle mücadeleden kaynaklı çağıdıklarını söylemişler’’ şeklinde konuştu. Emsal Atakan’’biz 3 yıldan beridir Hatay’da mücadele veriyoruz yılmadan. Biz 3 şehir verdik ve bu şehitlerimiz savaş değil barış istediği için sokaklara çıktılar. Erdoğan hatayadaki patlamada ölenler için sunni vatandaşlarımız diye bahsetti, ayrımcılık yaptı. Suçlu olarak alevileri göstermek istedi ama olayın arkasından El Kaide çıktı’’ şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından soru-cevap kısmına geçildi ve bu bölümün ardından etkinlik sona erdi

GEZİ ŞEHİTLERİ ANNELERİ FRANKFURT’TAYDI

Gezi şehitleri Annelerinden Sayfi Sarısülük, Emsal Atakan ve Gülsüm Elvan önceki gün (Pazartesi) Kültürlerarası gençlik Forumu (KAGEF) derneğinin konuğu olarak, bir söyleşi gerçekleştirdiler. Hessen Alevi Kadınlar Birliği’nin Anneler Günü daveti üzerine Almanya’ya gelen Şehit Anneleri, KAGEF’in etkinliğine katıldılar.

Söz alan Ahmet Atakan’ın annesi, Ahmet üzerine konuştu. Ahmet’in sosyal yönüne değinen Emsal Ana, ‘Ahmet asla yalnız kalmayı sevmezdi. Ahmet haftada bir mutlaka arkadaşları ile Nargile yapardı. Sigara içmezdi, alkolü yoktu. Spora çok düşkündü… çocuklarımın üçüde, atalarımızdan gelme birşey var, benim oğlum tarihi okumayı çok severdi. Tarihi araştırırdı. Özellikle alevilerin üzerinden geçen katliamların, alevilerin ne yaşadığını hep araştırırdı. Ahmet kendi halkına sahip çıkmaya çalışıyordu. Ahmet bir araştırmacıydı, Dünyada ne yaşanmışsa hepsini biliyordu. … Gezmeyi çok severdi. Düğünlere, sinamaya gitmeyi çok severdi. Yani Ahmet hayat dolu bir insandı işte. Ahmet’i dünyada en çok üzen şey benim gözyaşımı gördüğü zaman. Dediki ‘senin gözyaşını dökene dünyayı dar ederim anne!’ derdi. Şuanda bu gözyaşlarımı görse dünyayı yakardı. Biz evlatlarımızla gurur duyduk. Biz şerefli namuslu çocuklar büyüttük. Duygusal ve haksızlığa karşı dik duran bir insandı. 23 yaşındaydı ama kocaman yüreği vardı. Hep gurur duyarım çocuklarımla‘ dedi.

Gülsüm Elvan sözlerine Berkin’i anlatarak başladı; ‘Ben oğluma dair fazla anı biriktiremedim. Berkin bana kankam derdi, anne demezdi, kankam derdi. Sokakta oyunlar oynardı ençokta uçurtma. Bütün hayvanlar içinde köpekleri çok severdi. Berkin’in bir şilası vardı. Gelirdi tencereyi alıp giderdi. O tencereyide evde hala saklıyorum. Onun şilasının… Kankitom derdi bu tencere Şila’nın ki olsun… kasaplardan kemik olsun, et olsun alıp getirirdi, çiğde vermezdi. Ablası kombara yapardı, gelirdi kumbarayı patlatırdı, derdi ‘şilaya süt alacam’. Yazın akşama kadar köpekle uğraşırdı. Çok haylazdı. Yürüme nedir bilmezdi, o koşardı. Yapma derdik, ‘Anne koşma daha iyidir. Yavaş yürürsen herşey başına gelebilir’ derdi… diyorum ya fazla anım yok çocuğumdan ya. Yaşamadım ki. Bir gün ne olduysa geç yattı. Kalk dediğimde kankitom dur biraz daha yatayım. Meğersem manitasını getiriyormuş kapının önüne. ‘Anne!’ dedi ‘gördünmü gelinini?’.

Sayfi Ana sözlerine Sizler bizlerden çocuklarımızın yaramazlığını istiyorsunuz. Hangisini anlatalım’ diye başladı.’ Ben çocuğumu doğru dürüst giydirip peşine bakamadım. Çünkü ben bir şirkette çalıştım. Benim çocuklarım gelirdi, biri 4 yaşında biri bir iki yaşında, köşede uyurdu, sineğin biri gelirdi biri çıkardı. Ben bunları banyo yptırırdım o yorgunlukla, çocuklarıma bir çanta alamadım. Poşetle okula salıyordum. Bir eşofman aldım, öğlene biri giyerdi sabahleyin diğeri giyerdi. Kendimi acındırmak söylemiyorum sizlere. Sordunuz ben söylüyorum. Ben birine yanarken, benim acım iki oldu. acım çok büyük. Buda yetmedi 3 hafta oldu kardeşimi kaybettim. Bir hafta oldu dayımın oğlunu kaybettim. Ben kime parçalanayım. Tabi oğlum hepsini bastırdı. Burda oturuyorum, orda izliyor ki annem ne söyleyecek bize diye. Yani ona hem baba hem anne hem arkadaş oldum. … eve kendisi gelmez 10-15 arkadaşı gelirdi, onları çocuğum gibi severdim. … ne vardıysa paylaşırdım. Acılarım çok, 25 senedir köye adım atmıyordum, 11 aydır köyü yol eyledim. Ben gidemedim kızkardeşi gitti. ‘Anne yokluğunu belli etmedik Ethem’in yanındayız, Ethem bizim yanımızda’ diiye. Ben buna nasıl dayanayım. Dayanamıyorum. Çocuklarım bir baba sevgisi göremedi, anne sevgisi göremedi. Yorgun argın eve gelirdim. Ancak karınlarını doyurdum. Hırsızlık, haydutluk yapmayın derdim. Asla da yolundan çıkmadılar. Bende onların yolundan çıkmadım.  Çok zor bir hayatımızı oldu. Fazla bir şey söylemeye gerek yok. Oğlumun babamın kitabından okuyabilirsiniz. Buda yetmedi katil benim çınarımı aldı, kollarımı kırdı. Derin bir uykuya daldı oğlum. Sesime ses vermiyor. Ama katil elini kolunu sallayarak geziyor. Oğlum hem nazara geldi, hemde katile. Herkes derdi nasıl eğitiyorsun bu çocukları diye. Benim oğullarım, işe gider geldiğimde ütümü bile yaparlardı. Hasat olduktan sonra çalışmamı istemezlerdi. …

Dinletinin modaratörlüğünü yapan Hülya Yaman, Sokrates’ten bir alıntı yaparak, koparılmayacak en güçlü bağ anne-oğul arasındaki bağdır, sözlerine başladı. ‘Çocuklarımız hastalıkla vefat etmiyorlar, sistem bunları elimizden alıyor. Bu faşizmin, kapitalizmin genel karakteridir. Zalimin zulmü devam eder. Bu böyle devam eder. Etmeyecek! Çünkü, mücadele edeceğiz bunlara karşı, çünkü bunlara karşı direneceğiz. İleriye doğru bunların üstesinden gelme mücadelesini vereceğiz ki, Ethem, Berkin, Ahmet, Ceylanımız katledilmesin, Uğurumuz 13 kurşunla katledilmesin.  Ceylan’ın annesi vücut parçalarını eteğiyle topladı. Bir empati kuralım. Bu sistem emeğimizi bizden çaldı. Çacuklarımı katlederek elimizden alıyor. Buna karşı duruş ne olması gerekiyor?’ diye konuştu. Hemen sonrasında soru-cevap bölümüne geçildi. Bu bölüme ilgi çok yoğundu ve birçok insan görüşlerini ifade etti ve sorularını sordular

Yaklaşık 1 hafta boyunca Frankfurt’ta kalan gezi şehitleri anneleri, Frankfurt Alevi Kültür Merkezinde de söyleşi gerçekleştirdiler