İSTANBUL: 515. haftasında Cumartesi Anneleri, Maksut Tepeli için Galatasaray’daydı. 31 yıl önce gözaltında kaybedilen Tepeli’nin akıbetini soran kitle, sorumluların yargılanmasını istedi.
2 Şubat 1984 tarihinde vurularak gözaltına alınan Tepeli için bir araya gelen Cumartesi Annelerinin eyleminde ilk olarak Av. Ercan Kanar söz aldı. 10 Şubat 2015 günü TBMM’de oylamaya sunulacak olan ‘İç Güvenlik Yasası’na karşı olan tepkisini dile getiren Kanar; bu yasa ile evlerin, işyerlerinin karakola dönüştürüleceğini söyleyerek “Valilere, tüm kurumları ve bireyleri ince arama yetkisi veriliyor. Erdoğan, yasaya karşı çıkanlar için ‘Molotofa ceza verilmesini istemiyorlar’ diyor ancak zaten molotofa TCK 315. Maddeden 3-8 yıl arası ceza zaten veriliyordu” dedi. Amacın molotofu cezalandırmak olmadığını sözlerine ekleyen Kanar, devletin asıl amacının ifade-örgütlenme-toplanma özgürlüğünü kaldırmak olduğunu belirtti. Bu yasaya karşı tüm sendikaların, meslekten insanların greve gitmesi, Ankara’da toplanma çağrısı yapan Kanar, bu yasa geçerse tarihin AKP’yi affetmeyeceğini ifade etti.
“Mezarına kadar bulduk ancak dosyayı zamanaşımına uğrattılar”
Kanar’ın ardından Maksut Tepeli’nin avukatı Gülseren Yoleri, Maksut Tepeli’nin gözaltına alındığının hep inkâr edildiğini; ancak Maksut Tepeli’nin eşi 19 yıl sonra nüfus kâğıdını değiştirmeye gittiğinde eşinin kayıtlarda „ölü“ olarak geçtiğini gördüğünü aktardı.
Bunun üzerine Tepeli’nin eşinin 2003’te mahkemeye başvurduğunu belirten Yoleri, savcılığın ısrarıyla Numune Hastanesi’nde öldüğüne dair kaydın ortaya çıktığını ifade ederek, „Mezarı aileye gösterilmiyor. Ölüm tarihi ve defin kayıtlarında çelişkiler var. Mahkeme de takipsizlik kararı verdi. Polisin hastanede öldü iddiası da doğru değil. Hastane kaydı yok. Mezar yerine kadar bulduk ancak mezarını söylemiyorlar“ diye konuştu.
Yoleri’nin ardından söz alan Ümit Dişli, Maksut Tepeli’nin eşi Şehriban Tepeli Erdoğan tarafından yazılan mektubu okudu. Kaybedilme sürecinin anlatıldığı mektupta, “Önemsiz bir şeyiniz kaybolduğunda nasıl arıyorsunuz değil mi? Bizim sevgililerimiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz, annelerimiz ve babalarımız kaybedildi” dedi. Daha sonra söz alan kardeş Türkan Tepeli ise „Annem oğlunun kemiklerini istiyor. 90 yaşında ama gözü yollarda“ diye konuştu.
“Dosyayı zamanaşımına uğratanlar da hesap verecek”
Yapılan konuşmaların ardından bu haftaki basın metni okundu. Tepeli’nin gözaltına alınıp kaybediliş sürecinin aktarıldığı metinde Maksut Tepeli’yi işkenceyle öldürülen polislerin kimliklerinin tespit edilmesine rağmen takipsizlik kararı verildiği ve güçbela hazırlatılabilen dosyanın da zamanaşımına uğratıldığı belirtildi. Cumartesi İnsanları adına okunan metin son olarak “Tepeli’nin yargılanması ve sorgulanmasında görev alan polisler, soruşturma savcısı Necdet Camcı, askeri Hâkim Yarbay Muhteşem Savaşan, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, İstanbul emniyet Müdürü Mustafa Yiğit, İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, dosyaya takipsizlik kararı veren Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Nihat Çakar’ı, Maksut Tepeli’nin kaybedilmesinden sorumlu tutuyor ve yargılanmalarını istiyoruz” ifadeleriyle sonlandırıldı.