İSVİÇRE | 06 – 02 – 2014 | 09 Şubat 2014 tarihinde İsviçre’de üç konu hakkında halk referanduma gidiyor. Göçün Durdurulması, Demiryolların Yaygınlaştırılması, Kürtaj Masraflarının Kişiler tararfından karşılanması.
“Oh, değerli bir şeyim ben,
Benimle ilgileniyor herkes:
Kilise, devlet, doktor, yargıç-
Hem de tam dokuz ay,
Ama bitince bu dokuz ay…
Eh, kendime ben bakacağım o zaman.“
Kurt Tucholsky, „Die Leibesfrucht spricht“
Bilindiği gibi son zamanlarda kürtaj birçok ülkenin gündeminde. Aralık 2013’te Avrupa Parlamentosu’nda güvenli kürtaj hakkının yasal güvence altına alınması önerisi reddedilmişti. Yine geçtiğimiz günlerde İspanya hükümeti belli koşullar dışında kürtajı yasaklayan bir yasa tasarısı sunmuştu ve buna karşı onbinlerce kadın sokaklara çıkmıştı. Birçok Avrupa ülkesinde, Latin Amerika, Arjantin, Ekvator ve Türkiye’de destek eylemleri gerçekleştirilmişti. Şimdi de “doğrudan demokrasinin beşiği”nde kürtaj tartışılıyor.
09 Şubat pazar günü İsviçre’de üç konuda referanduma gidiliyor. Toplu göçe karşı önlem alınması, demiryollarının yaygınlaştırılması ve finansı ve kadınları çok yakından ilgilendiren bir konu; kürtaj masraflarının kişiler tarafından karşılanması.
İsviçre’de 2002’ye kadar anne sağlığının tehlikede olduğu durumlar dışında kürtaj yasak. Yasağa rağmen kürtaj yapan kadınların 5 yıla kadar hapsi istenebiliyordu. 2002’de gebeliğin 12.haftasına kadar kürtajın yasallaştırılması öneriliyor. Kürtaj karşıtları ise var olan yasağın kapsamının genişletilmesini istiyor; tecavüz durumlarında dahi kürtajın yasaklanmasını, kürtaj yapan doktorlara da hizmet yasağı getirilmesini savunuyorlar (biz Türkiyeli göçmen kadınlar bunu bir yerden tanıyoruz! Demek ki ezen sınıfların çıkarları doğrultusunda kürtaj/kadın bedeni sözkonusu olduğunda müslüman ya da hristiyan olmak pek farketmiyormuş).
Ancak yapılan referandumla %72 gibi bir oranla annenin yazılı isteği üzerine 12. gebelik haftasına kadar kürtaj serbest bırakılıyor. Kürtaj masrafları ise 1981’den beri zorunlu hastalık sigortası kapsamında karşılanıyor. Bugün ise başını SVP’nin çektiği sağ parti ve çevreler tarafından, “Abtreibungsfinanzierung ist Privatsache” parolasıyla kürtaj masraflarının zorunlu hastalık sigortasından çıkarılması isteniyor.
Böylelikle sağlık sigortası primlerinin düşürüleceği ve tasarruf edileceği; 16 yaşından küçüklerin ailelerden habersiz kürtaj yaptırmasının engelleneceği vb. savunuluyor. Kürtaj masraflarının sigorta kapsamından çıkarılması isteminin ardından gelecek olan kürtajın yasaklanmasıdır. Kaldı ki masrafların kişiye bırakılmasının sonuçları kürtajın yasaklanmasının yaratacağı sonuçlardan çok farklı değil.
Dünya genelinde olduğu gibi İsviçre’de de sağlık hizmetleri esas olarak özel sektörün elinde ve sabit bir fiyat yok. Gelir dağılımındaki uçurum ise giderek artıyor. Dolayısıyla herkes eşit koşullarda aynı kalitedeki sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor.
Kürtaj yasasının geçmesi durumunda yoksul kadınlar kürtajı en ucuza yaptırabilecekleri bir yer arayacaklar. Ve bu tür yerler doktor ve donanım kalitesinin düşük olduğu yerler olacaktır. Ya da kendi başlarına ilkel yöntemlerle gebeliklerini sonlandırmaya çalışacaklar. Sağlıksız koşullarda, sağlıksız yöntemlerle yapılan gebeliği sonlandırma ciddi, kalıcı sağlık sorunlarına, hatta ölümlere neden olacaktır. Elbette bir seçenek daha var: doğurmak…
Kadının isteği dışında maddi nedenlerden dolayı, yani zorla doğurmak..Kabul ettirilmeye çalışılan yasanın esas amacı da bu. Güvencesiz, düşük ücretli, vasıfsız işlerde, kısmi zamanlı çalıştırılan kadınların toplumsal üretimden koparılarak “doğal” ve “kutsal” rollerine, anneliklerine; “doğal” işyerlerine, evlerine geri dönmeleri isteniyor. Kadına daha fazla ev içi emek harcaması dayatılarak aynı zamanda kadın emeğinin daha ucuza satın alınmasının zemini de hazırlanmış/sağlamlaştırılmış oluyor. Yaşlı Avrupa’nın artan emek gücü ihtiyacının karşılanması için; kapitalizmin içinden bir türlü çıkamadığı krizinin atlatılması için kadınların eve yollanması evladır, sistemin bekası için gereklidir!
Avrupa genelinde en düşük kürtaj oranına sahip ülke olduğu belirtilen İsviçre’de Bundesamt für Statistik’in verilerine göre 2012 yılında 10.477 kürtaj olayı gerçekleşmiş. Ve yine belirtildiğine göre göçmen kadınlar İsviçreli kadınlardan 2-3 kat daha fazla kürtaj yaptırıyor. Dolayısıyla önerinin kabul edilmesiyle en fazla zarar görecek kesim göçmen kadınlar. Zaten göçmen olmanın getirdiği sorunlarla da boğuşan kadınların omuzlarına yeni bir yük eklenmiş olacak.
Bunun da bilincinde olarak kürtaj masraflarının zorunlu hastalık sigortasından çıkarılmasını kabul etmiyoruz.
Kürtaj haktır!
Herkese ücretsiz, kolay erişilebilir kürtaj hakkı tanınsın!
İsviçre Yeni Kadın