Kenan Evren Öldü mü?

METİN AYÇİÇEK-20-05-2015- Kenan Evren’in ölümü ile sarsıldı yüreğim. Şaka değil, gerçekten üzüldüm. Onun bilincinin açık olarak ve halk tarafından yargılandıktan sonra ölmesini isterdim. Olmadı. 50 idam, sokak infazları, yüzbinlerce insan üzerinde uygulanan işkenceler, kaybedilen evlatlarının peşinde ve onlara kavuşamadan yaşamları son bulan Berfo analar, Diyarbakır zindanları, insanlık onurunu acıtan onca utanç belgesi ortadayken, kokuşmuş bir hukuk sisteminden yararlanarak hesap vermeden gitti katil.

Toplumsal hafızayı sıkça yenilemek gerekir. Bireyin sorumlulukları böyle geliştirilir belki.

Bugün ne diyorlar bilmiyorum; bilmek de istemiyorum doğrusu. Dün söyledikleri önemliydi benim için. Hani yaralarım sızım sızım sızılarken; onların desteklerine ihtiyaç varken… Demokrasi sınavından geçerken ülke; demokrat olmalarını beklerken gerekliydi destekleri. Ya da Necdet ile başlayan, Erdal ile süren idamlar devam ederken, Mehmet Ali Kılıç’ım ve daha onlarcası işkencede katledilirken, vicdanlarının isyan edeceğini düşünüyordum büyük bir naiflikle. Olmadı. Kenan Evren’le birlikte varlık kazandılar çoğu. Ertuğrul Özkök, Fethullah Gülen, Sezen Aksu, Emel Sayın; darbeyi “karanlık gecelerin sabahında doğan güneş” olarak taçlandıran İbrahim Tatlıses; “bir sanatçı olarak bana düşen görev varsa yapmaya hazırım” diyebilen Bülent Ersoy; “ne mutlu bize ki, bütün dünyada tutucu olan ordu bizde devrimci“ diyerek darbeye alkış tutan Zeki Alasya-Metin Akpınar çifti; aydın, sanatçı, gazeteci, bilimci, siyasetçi sıfatlarını taşıyan daha yüzlercesi, diktatörü alkışlayarak oturttular kanlı tahtına.

Sözlerinin bir gün önlerine çıkarak onları utandıracağını düşündüler mi, vicdanları rahat mı şimdi, özeleştiri yaptılar mı, utandılar mı, bilmiyorum?

Bildiğim şey, bu toplumsal özeleştiri yapılmadan Kenan Evren ölmez. Çünkü Evren’in tek bayraklı, tek devletli, tek milletli, tek dilli, tek dinli sömürücü ve sömürgeci zulüm aygıtını reddetmeden Evrenci sistemler ölmez. Evren gider Tayyip gelir, fark etmez.

Kenan Evren öldü mü? Hayır! Evren sonrasında iktidara gelen HDP dışında hiçbir parti, Evren’in mirasını reddetmedi. Seçim barajı gibi bir demokrasi ayıbını yürekleriyle korudular. Türk-İslam sentezinin üretim aygıtı YÖK, bugün de bu partilerin gözdesidir; ulus devlet ilkelliğinin teminatı olan MGK bu partilerin dokunulmazıdır. Hıristiyan’dan, Ezidi’den, Yahudi’den, Süryani’den, Alevi’den gasp edilen vergilerle iktidarını koruyan Evrenci Diyanet İşleri Başkanlığı mevcut Sünni-Hanefi mezhebinin iktidarıdır. Evren’in diktatörlük Anayasası ve 800 civarında Evren yasası yürürlükteki sistemin ve mevcut iktidarın payandasıdır. Bu nedenle Kenan Evrenler ölmez.

Kenan Evren öldü mü? Şimdilik değil. Ama yakında müjdesini vereceğiz bütün Anadolu-Mezopotamya halklarına Evren’in ölümünün. Evren’in seçim barajını aşarak, Evren’in son 13 yıllık iktidarını dibinden sallayarak yapacağız bunu. Sistemin özgürlük karşıtı kurumlarını işlemez hale getirerek; özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, çoğulcu, paylaşımcı, emek eksenli demokrasiyi taçlandırarak atacağımız her adım, Evren’i ölüme biraz daha yaklaştıracaktır. Başkanlık sistemi ihtiraslarını bir daha halkların önüne gelemeyecek şekilde geriye püskürterek Evren’in tiranlık mirasını reddedeceğiz. Halkların, inançların, farklı yaşam tercihlerinin özgür ve eşit birlikte yaşam projesi için attığımız her adımda, Evren bir kez daha ölecektir.

Biliyoruz ki hangi güçle gelirlerse gelsinler, dünden bugüne bütün diktatörler, insanlığın tarihinde kara bir leke olmaktan başka bir anlama sahip olamadılar.

Olamayacaklar da.

GELECEK Gazetesi. (SDP Haftalık Yayın Organı. 15 Mayıs, 2015. Sayı 149.)