Home , Haberler , İşçilerin TİS hakkı gasp edildi

İşçilerin TİS hakkı gasp edildi

diskİSTANBUL | 27 – 01 – 2013 | Yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın uygulanmasıyla 7 sendika, baraj altında kaldı. Sırada 20 sendika var. 10 bini aşkın taşeron işçinin sendika hakkı yok sayıldı. 277 bin işçinin TİS hakkı gasp edildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Bürosu (DİSK-AR), dün yayınlanan işkollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin istatistikleri, milyonlarca işçinin toplu sözleşme hakkının gasp edilmesinin ilk adımı olarak değerlendirdi.

DİSK AR, „2018 yılı Temmuz istatistiklerinin açıklanması ile % 3 barajı altında kalacak işkollarında, 5 milyon 277 bin işçi, yani tüm kayıtlı işçilerin % 48,5’i için Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hayal haline gelirken, bu işçilerin bulunduğu 6 işkolunda işçiler yetkili sendika bulamayacak. Kayıtlı işçilerin % 33’ü ise tek sendika tercihine mahkum olacak“ dedi.

Yasaya göre bir işçinin toplu sözleşme hakkını kullanabilmesi için, o işkolundaki tüm işçilerin % 3’ünü örgütlemiş bir sendikaya üye olması gerektiğini hatırlatan DİSK-AR, „Sendikal yasakların ve baskıların son derece fazla olduğu koşullarda bu sayıda işçiyi örgütleyebilmek yeni bir sendika için neredeyse imkansız“ dedi.

SENDİKALI İŞÇİ SAYISI DÜŞÜRÜLDÜ

Yeni yapılan yasal düzenleme ve sendika sayılarında SGK verilerinin esas alınması ile birlikte 3 milyon 205 bin sendikalı işçi sayısı, 1 milyona düşürüldü. Yetki tespitinde esas alınan işçi sayısı ise 5 milyon 434 binden 10 milyon 884 bine yükseltildi. Yetki tespitinde % 59 olarak kabul edilen sendikalı işçi oranı % 9’a düştü. Buna göre yetki için esas alınan sendikal baraj fiili olarak 6,5 kat artış gösterdi.

SENDİKAL BARAJ YÜKSELDİ

Sektörel birleşmelerle kimi işkollarında ise sendikal baraj çok ciddi derecede yükseldi. Örneğin hava işkolunda baraj 20 kat artarken, demiryolu işkolunda 26 kat, kara taşımacılığın 5 kat arttı.

DİSK-AR, „Yani yeni yasa ile yüzde 10’dan yüzde 3’e düşürüldüğü iddia edilen baraj fiiliyatta eski barajın kat kat üstüne çıktı“ diye belirtti.

DİSK-AR, 2009 yılında yetkili olan kimi sendikaların % 3 barajını aşabilmek için 2018 yılının Temmuz ayına kadar, üye sayısını 16 kat artırmak zorunda olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: „Örneğin Türk-İş’e bağlı yetkili sendikalardan biri olan Deri-İş Sendikası, deri sektörünün birleştirilmesi sonucunda yetkisiz kalmış durumda. 2018’de tekrar yetkili sendika olabilmesi için üye sayısını 16 kat, Tümka-İş 11 kat, Öz Kağıt-İş 9 kat artırmak zorunda. Sendikalaşma oranlarının barajlar ve yetki sorunları nedeniyle sürekli olarak azaldığı bir süreçte, mevcut yapıyı koruyan düzenlemeler üye sayılarında ciddi bir artış beklemek mümkün değil.“

TİS İMZALAYAN SENDİKA SAYISI DÜŞÜRÜLDÜ

7 sendikanın baraj altında kaldığını hatırlatılan DİSK-AR raporunda, „Önceki yasa döneminde toplu iş sözleşmesi imzalayabilen 52 sendika varken, yeni yasa ve yüzde 1 barajının uygulanması ile birlikte toplu iş sözleşmesi imzalayabilen sendika sayısı 43’e düşmüştür. Bu sendikalara üye 14 bin 692 işçi bulunmaktadır. Bu işçiler için en temel hak olan sendika ve toplusözleşme hakkı ağır darbe almıştır“ diye belirtti.

Sağlık başta olmak üzere pek çok sektörde binlerce taşeron işçisinin sendikal haklarının da gasp edildiği belirtilen raporda, şöyle denildi:“Yeni yasadan güç alan taşeron şirketler yaptıkları tek taraflı SGK bildirimlerinde işçileri ayrı ayrı işkollarında göstererek, taşeron işçiler ve onların sendikaları için yetki gaspına yol açtılar. Örneğin taşeron sağlık işçilerinin inşaat, taşıma, gıda gibi işkollarından gösterilerek sendika haklarının gasp edildiği görülüyor. İstatistikler açıklanırken yargı kararları da dikkate alınmadı. Dev Sağlık-İş Sendikası’nın bu yolla yetkili sendika olmasının önüne geçildi.“

FİİLİ TİS YASAĞI

Yüzde 2 barajının Hak-İş’e bağlı 3, DİSK’e bağlı 3, Türk-İş’e bağlı 7, toplamda ise en az 13 sendikayı baraj altında bırakma riskini barındırdığına dikkat çeken DİSK-AR, „Bu sendikalara üye 145 bin işçi için toplu sözleşme hakkının gaspı anlamına geliyor. Aynı zamanda basın, yayın ve gazetecilik sektöründe ve sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda yetkili sendika kalmıyor. Buna göre iki sektördeki toplam 385 bin işçi için toplu sözleşme yapacak sendika bulamayacak. Bu fiili toplu sözleşme yasağı anlamına geliyor“ dedi.

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı sendikalar için işkolu barajı 2018 yılının Temmuz ayından itibaren yüzde 3 olarak uygulanacak. Bugünkü rakamlara göre yüzde 2’nin üzerinde ancak yüzde 3’ün altında olan 7 sendika daha, yüzde 3 barajının uygulanması ile birlikte baraj altında kalabilecek. Bu durum söz konusu sendikalara üye olan 105 bin işçi için ciddi bir hak kaybı yaratacak.

265 BİN İŞÇİ TİS HAKKINI KAYBETTİ

DİSK-AR, „Sonuç olarak yeni yasa ile birlikte en az 27 sendika baraj altında kalma ve toplu iş sözleşme yapma yetkisini yitirme tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Eski yasaya göre yayınlanan son 2009 Ocak istatistiğine göre 52 sendika toplu iş sözleşmesi yapabilirken, yeni yasa ve yeni baraj sisteminin uygulanması ile birlikte, toplu iş sözleşmesi yapabilen sendika sayısının 23’e kadar düşebilecek. Bu rakamın daha da aşağı düşmesi de söz konusu olabilecek. Toplamda 265 bin sendikalı işçinin sendikaları toplu sözleşme yetkisini kaybederken, 5 milyon 277 bin işçi üye olduğu takdirde kendi adına toplusözleşme yapacak sendika bulamayacak. Bu işçiler toplam sigortalı işçilerin yüzde 48,5’unu oluşturuyor. Dolayısıyla Türkiye’de işçilerin neredeyse yarısının toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum kalması söz konusu olabilecek“ diye belirtti.

DİSK-AR, söz konusu Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun, Anayasa ile güvence altına alınan örgütlenme, toplu pazarlık ve grev haklarına, aşırı, ölçüsüz ve demokratik toplum kurallarına aykırı bir sınırlama getirdiğini belirtti.

DİSK-AR, raporunda son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: „İşkolu barajı, ILO sözleşmelerine aykırıdır ve ILO denetim organları Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerine 20 yılı aşkın süredir, işkolu ve işyeri barajlarının tümüyle kaldırılması gerektiğini söylemektedir. Ancak AKP Hükümeti Türkiye’nin uymakla yükümlüğü olduğu ILO sözleşmelerine aykırı bir yasa çıkarmış olup bu yasayı uygulamaktadır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ise, Anayasa’da 90. madde laf olsun diye değil uygulansın diye Anayasa’da yer alıyorsa, ILO sözleşmelerine aykırı olan baraj sisteminin uygulanmaması gerekir ve yargı organları bu konuda açılacak davalarda doğrudan ILO sözleşmeleri ve diğer uluslararası sözleşmeleri uygulamak zorundadır.“