Anasayfa , Haberler , Hırsızları ‘aklamak’

Hırsızları ‘aklamak’

10920917_910745405632454_3717166778853700238_nANKARA -07-01-2015-  Malumun ilanı oldu. 17 Aralık 2013’te yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı geçen eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, beklenen kararı verdi.

AKP, rüşvet ve yolsuzluk suçlaması altındaki 4 eski bakanı Yüce Divan’a göndermeme kararı aldı. Böylece hırsızlığa sahip çıkarak, kendini “aklama” yoluna gitti.

 9’u AKP, 4’ü CHP ve 1’i MHP’den oluşan soruşturma komisyonu, AKP’lilerin oylarıyla 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesini kararlaştırdı. HDP, komisyondan, basın yasağı getirilmesinin ardından çekilmişti. Malumun ilanı, bundan sonra Meclis Genel Kurulu’nda devam edecek.

Aralık ayında karar vermesi beklenen komisyon, bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın müdahalesiyle sonucu bugüne ertelemişti. Hiç gerçekçi olmasa bile, AKP’li komisyon üyeleri arasında 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmeleri yönünde oy kullanacakları iddia edildi. Bu ihtimali dahi ortadan kaldırmak için bugüne ertelenen karar, AKP’nin ne kadar korku içerisinde hareket ettiğinin de göstergesi oldu.

Birkaç gün önce Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun “Yüce Divan’a güvenmiyoruz” açıklaması, bugünkü sonucun da ilanıydı. Ancak bu açıklama, aslında AKP hükümetinin ve bilumum yandaşlarının ne kadar diken üstünde oturduklarının da bir göstergesi. Hükümet, devletin en yüksek yargı organına güvenmediğini ilan ediyor. Hükümetin aslında güvenmediği sadece en yüksek yargı organı değil, kendisi dışındaki hiçbir kuvvete güvenmiyor. Dün statükocu güçler, bugün ‘paralel’ yapı dedikleri uzantıların devletin herhangi kurumundaki varlığı, AKP’yi inanılmaz düzeyde telaşa düşürüyor. Bu da, onları kendi içlerine çekilmeye, “AKP’ye AKP’den başka dost yok” çizgisine çekmeye zorluyor.

Eski bakanları Yüce Divan sıfatıyla yargılayacak olan kurum, Anayasa Mahkemesi’dir. Bugüne kadar AKP’yi özel olarak zorlayacak hiçbir karar vermemiş AYM’nin birden bire “güvenilmez” ilan edilmesi, kimileri tarafından son “seçim barajı” çıkışıyla açıklanmaya çalışılabilir. Ancak mesele daha derinlerde. Kendini kaçak sarayına atarak “güvence” altına alan Erdoğan gibi AKP de rejimin kurumlarına güvenmiyor. Bu, AYM’nin dağıtacağı “adalet” için de geçerli. Bu çok açık ve net bir şekilde dile getirildi. Bu, bir yönüyle rejimin bütün kurumlarıyla çürüdüğünü, gerçek işlevlerini yerine getirmekten aciz olduğunu gösterir. Diğer yönüyle de rejim/devlet krizinin bütün şiddetiyle sürdüğünü.

Tam da buradan kaynaklı olarak AKP, yolsuzluk batağından “aklanmayı” devletin kurumlarına havale edemeyecek kadar korku ve telaş içerisindedir. Kendi göbek bağını kendisi keserek, kendi kendini “aklama” yoluna girmiştir. Bu durum, AKP’nin (konu itibarıyla 4 eski bakanın) ne kadar pisliğe battığını de ele vermektedir.

Yüce Divan’a gönderilmesi durumunda yargılanacak olan elbette sadece 4 eski bakan olmayacaktı. Yargılanan, AKP’nin bizzat kendisi olacaktı. Tüm bunlara rağmen yargılama sonucu olası mahkumiyet bile AKP’ye avantaj sağlayacaktı. Sonuçta suçlanan 4 eski bakan olacaktı ve bütün vebal onların sırtına yüklenerek, zevahir kurtarılacaktı. AKP, pisliğin bütün detaylarının ortaya çıkma, hatta Bilal Erdoğan’a kadar uzanma ihtimalini dikkate alarak, zevahiri de gözden çıkardı.

ŞİMDİ NE OLDU?

Dört eski bakan şahsında AKP, gerçekleri/detayları kamuoyundan gizleme pahasına yolsuzluk pisliğinde yüzdüğünü tescil etmiş oldu. Tüm toplumsal kesimler nezdinde rüşvet ve yolsuzluklar hükümeti olduğunu dünya âleme duyurdu. Aslında yüklenilmesi gereken nokta da, AKP’yi bu tercihi yapmaya zorlayan gerçeklerdir. Demek ki pislik deryası o kadar derin ki, sadece yüzeydekine sahip çıkarak bütünü örtbas etmeye çalışmaktadırlar.

Önümüz seçim. AKP bugünkü kararla kendini akladığını düşünebilir. Ancak, toplumsal algı ve sosyal iletişim o kadar diri ki, kendi kendine “adalet dağıtan”, yolsuzluk ve rüşvet düzenini sümen altı eden AKP elbette daha yakından takip edilecek. AKP bir tercih yaptı ve bunun sonuçlarına da şimdiden hazırlanmalı.(Fuat Uygur)